Seçmen listelerine ölüleri kim yazdırdı!

Bugün referandum günü.. Dolayısıyla oyların rengi ile ilgili bir yorum yapmayacağım ama YSK’nın İnternet sitesinde ölülerin de yer aldığı bilgisi kesinleşti. Bu durumda, ölüler adına yoğun miktarda oy kullanılacağına dair bir şüphe oluştu.
Gündem Mersin sitesinin haberine göre örneklerden biri Yozgat/Akdağmadeni nüfusunda kayıtlı 1933 doğumlu Ahmet Akdeniz’in seçmen listesinde yer alması. 1978 yılında ölen Akdeniz’e YSK seçmen kâğıdı gönderdi. Akdeniz’in seçmen kağıdı Mersin’de Mithatpaşa Mahallesi 6/12 adresine gönderildi. Seçmen kağıdına göre Akdeniz, Mithatpaşa İlköğretim Okulu 1149 numaralı sandıkta oy kullanacak. Sıra numarası ise 165.

* * *

Şüpheyi kuvvetlendiren ikinci husus, bu referandumda, parmağa boya sürülmesi uygulamasından vazgeçilmiş olmasıdır. Bu durumda, kendi adına oy kullanacak partizan kişi, eline verilmiş bir ölünün seçmen kâğıdıyla da oy kullanabilir. Tabii bunun için adına seçmen kâğıdı gönderilen ölünün nüfus cüzdanı veya kimliğine de sahip olması gerekir.
Peki milyonlarca ölü için sahte seçmen kâğıdı ve sahte kimlik düzenlenebilir mi? Ve milyonlarca insan bu sahtekârlıkta kullanılabilir mi?
Gogol’un “Ölü Canlar” romanındaki olayların gerçek olduğunu değerlendirirsek, bu tür kitlesel sahtekârlıkların mümkün olduğunu da söyleyebiliriz.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar!

* * *


Konu Türkiye’nin ele geçirilmesi veya Türkiye’nin dönüştürülmesi ise YSK listeleri ile oynayıp, ölülere sahte seçmen kağıdı gönderen güç, sahte kimlik organizasyonu da düzenleyebilir.
Partizanlık, kitleleri sahtekârlığa da sürükleyebilir. Çünkü yaptığı işin doğru olduğuna inanmış insanlardır bunlar. Fakat, böyle bir sahtekârlık yapılmışsa, bu durum kısa sürede ortaya çıkar ve ilgili kurumlar meşruiyetlerini kaybeder. Bu bakımdan YSK’nın, seçmen listelerinin tamamını, siyasi partiler adına görev yapacak hukukçuların ve bilgi işlem uzmanlarının denetimine açması şarttır.
Peki bunun için zaman var mıdır?
Evet vardır?
Çünkü seçmen listesinin tamamı, YSK’da bilgisayar ortamında kayıtlıdır. YSK’ya rağmen bir çete tarafından ölülerin seçmen listesine kaydedilmesi gibi bir sahtekârlık yapılmışsa, bu durum bilgisayarda ortaya çıkar. Ama referandumdan sonra, kaç ölünün adına sahte oy kullanıldığının ortaya çıkarılabilmesi için sandık kurullarında kimin oy kullandığını gösteren listeler de saklanmalıdır.

* * *


Son yıllarda, polis okulu sınav sorularının çalınması ile başlayan süreç bugün KPSS sorularının hatta üniversiteye giriş sınavı sorularının çalındığı gerçeğiyle devam ediyor. Elbette bu konuda devletin hiçbir kurumunu suçlamıyorum, fakat devletin bir emniyet müdürü, devletin kurumları içinde örgütlenmiş yapılanmalardan söz ediyor.
Yani devletin kurumlarını şaibe altında bırakan şebekeler sözkonusudur. Dolayısıyla bu örgütlenme ortaya çıkarılmadan, yeni kurulacak yapılanmalara da güven duyulmayacaktır. Çünkü halk arasında “Bu tür sahtekârlıklar öne sürülerek YSK ve ÖSYM gibi kurumlar yıpratılıyor ki, lağvedilsinler ve yerine örgütün istediği yapılanma kurulsun” kanaati de yaygınlaşmış durumdadır.
Gerçekten kurumların yıpranması istenmiyorsa, gerçeklerin bütün açıklığı ile ortaya çıkarılması veya açıklanması gerekir.
Türkiye’nin ölü canlarını kim satın alıyor ve sağ canlarını kim yok sayıyor?

Yazarın Diğer Yazıları