Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

Seçime doğru yanıltıcı söylemler

Seçim yaklaştıkça, siyasi partilerin daha önceleri gündeme getirmedikleri bazı söylemleri ortaya atarak bundan siyasi rant sağlamaya çalıştıklarına şahit olunmaktadır. Bu söylemlerin içinde, milliyetçilik veya Kürtçülük konusundaki ifadelere, TSK aleyhindeki sözlere, ekonomik vaatlere veya sosyal alandaki düzenlemelere ilişkin açıklamalara sıkça rastlanmaktadır.
Ancak bu söylemlerin ne getirip, ne götürdüğüne dikkat etmedikleri, diğer siyasi parti ne yapıyorsa aynı şekilde hareket ederek, kendilerinin de aynı tarz söylemlerden istifade etmeye çalıştıkları görülmektedir. Diğer taraftan, ortaya attıkları vaatleri, iktidar oldukları takdirde tam olarak olmasa da çoğunlukla yerine getirmek durumunda olduklarını da düşünmedikleri anlaşılmaktadır. Hele moda olduğu üzere, “ben de yeni anayasa vaat ediyorum” demenin, nereye varacağı hesaplanmamaktadır.
Ekonomik ve sosyal alandaki söylemlerin yerine getirilip getirilmemesi veya doğru olup olmaması, sadece o siyasi partiye olan güvenin artmasına veya sarsılmasına sebep olacaktır. Yanlışlığı anlaşılınca da, ülke fazla zarar görmeden, bu yanlıştan dönülebilir. Ancak milliyetçilik konusundaki söylemlerin yerine getirilmemesi, halkı yanıltmaya ve yönlendirmeye sebep olacağından, telafisi de mümkün olamayacaktır.
Etnik esasta siyaset yapanların söylemlerinin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için zararlı olduğuna ilişkin bir kuşku bulunmamaktadır. Ancak diğer siyasi partilerin Kürtçülük konusundaki, sempati yaratmaya ve oy almaya yönelik ifadeleri, kendi seçmenleri tarafından da yadırganmaktadır. Ayrıca bu ifadelerin toplum içinde alışkanlık haline gelmesi ve zaman içinde kanıksanarak, haklılık kazanmasına kadar giden yolun açılması da mümkündür.
Bu kapsamda genel aftan bahsetmenin, Kürtçenin öğretim dili olmasında sakınca olmadığını, eğitim dili olması için ise şimdilik ortamın uygun olmadığını, ev hapsi veya benzer konular için şimdilik toplumun hazır olamadığını söylemenin ne anlama geldiğini iyi düşünmek gerekir. Bölücülük ve Kürtçülük yapanlara, demokrasi anlayışı çerçevesinde yakınlaşma göstermenin zararlarının ne olacağını da aklıselim içinde değerlendirmekte fayda görülmektedir. Bu konu son derece ciddidir. Elini verdin mi, kolunu kaptırırsın. Yapılan yanlıştan geri dönme şansı yoktur.
TSK üzerinden siyaset yapmanın, ona göndermeler yaparak, olmayan darbe ortamında darbe varmış gibi gösterip, onu önlediğini veya önleyeceğini ortaya koymaya çalışarak siyasi rant sağlamanın bir noktaya kadar geçerliliği olabilir. Ancak bunun aynı şekilde devam etmesinin bıkkınlık yaratacağı da unutulmamalıdır. Diğer taraftan bunu gören diğer siyasi partilerin de ilgili ilgisiz çıkışlar yaparak aynı kulvarda koşmalarının benzer faydayı sağlayıp sağlamayacağına ilişkin şüpheler de bulunmaktadır. Hatta bu davranış biçiminin, partilerin mevcut seçmelerinde burukluk yarattığı da dikkate alınmalıdır.
TSK üzerinden siyaset yapmak, vatana, millete ve TSK’ya zarar verir. Hele onu tepki vermeye zorlayarak siyaset içine çekip, bunun üzerinden siyasi rant sağlamaya niyet etmek son derece tehlikelidir. Bu duruma artık bir son vermenin zamanı gelmiş, hatta geçmiştir. TSK, belli zümrelere değil, Türk Milletine aittir.
Diğer her kurumda olduğu gibi bütün siyasi partiler de ilkeli olmalı ve prensipleri çerçevesinde söylemde bulunmalıdır. Oy uğruna ilkelerinin ve prensiplerinin dışında hareket etmesi, yanıltmaya, kandırmaya yönelik davranışlardır. Eğer artık böyle olmaya karar verdiyse, ilkelerini ve prensiplerini değiştirecekse, bunu da açıkça beyan etmeli, seçmeni akılsız yerine koymamalı, ona karşı saygılı olmalıdır.
Yeni anayasadan kimin ne istek içinde olduğu görülmelidir. Ellerini ovuşturarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesinden, Atatürk ilkelerinden, laik, demokratik ve sosyal hukuk devletinden ne kadar koparabilirim hevesiyle beklenti içinde olanların bulunduğu dikkate alınmalıdır.
Seçime doğru bu ve buna benzer söylemlerin artacağına ilişkin emareler görüldüğünden, seçmenin son derece dikkatli olması, olayları iyi değerlendirmesi, yanılmaması ve yanıltılmaması, demokratik bilinç içinde hareket etmesi son derece önemlidir. Siyasi partilerin de daha bilinçli, olgun ve dürüst davranış sergilemesi bundan da önemlidir.

Yazarın Diğer Yazıları