Saldırı, geldiği yerden defedilir ama orduyla değil!

1984’ten beri PKK adı altında Türkiye’ye saldıran örgüt üzerinde duruldu. PKK ile mücadele için Barzani ile ortak operasyon bile yapıldı. Ancak bir süre sonra görüldü ki Barzani, Türkiye’nin kurduğu karakolları PKK’ya teslim etmiş!
PKK’nın arkasında Barzani, Barzani’nin arkasında 1960’lı yıllardan beri önce Sovyetler Birliği sonra İsrail ve nihayet ABD’nin bulunduğu bilinmektedir. PKK ise Ankara’da kurulmuştur! Demek ki ihanet, işin başından beri Ankara’dadır! Ankara’daki ihanet ortaya çıkarılıp sorumlulardan hesap sorulmadıkça, Türkiye bu terör meselesinin altından kalkamaz!
* * *
ABD, 2003 yılında 1 Mart tezkeresini kabul ettirebilseydi, Türkiye’ye yönelik planlarını o tarihte uygulamaya başlayacaktı. 1 Mart tezkeresinin reddi, ABD’nin, 22 İslam ülkesinin haritasını değiştirme operasyonunu yavaşlattı. BOP planı İsrail’a aitti ama ABD adına uygulanmak isteniyordu. MOSSAD’ın 1960’yı yıllardan beri eğitip silahlandırdığı Barzani kuvvetleri desteklenerek, Amerikan ordusuna Ortadoğu’nun merkezinde yeni bir üs bulundu. Bu üssün geliştirilmesi, Büyük İsrail’in kurulması için şarttı. Bu yüzden, Barzani’yi ve onun desteğindeki PKK’yı da yeni silahlarla, patlayıcılarla donatmaya başladılar. Aynı zamanda üst düzeyde eğitim de veriyorlar ve teknolojik destek de sağlıyorlardı. Son iki büyük saldırıda böyle bir destek verildiği, Türk birliklerinin uydudan takip edilen hareketlerinin PKK’ya bildirildiği anlaşılıyor! Gece yarısı intikal halindeki birliğe Irak’tan gelip saldırmak başka nasıl mümkün olabilir?
Türkiye bir ara, Alparslan Türkeş’in teröre karşı 100 bin kişilik özel teşkilat önerisini tartıştı ama Demirel’in “Yeni bir Çerkez Ethem vakası yaratmam” sözleri üzerine komando birliklerinin gerilla yöntemleri ile savaşması sağlandı. Yavuz Ertürk ve Osman Pamukoğlu gibi komutanlar bu yöntemleri başarıyla uygulayarak örgütü iyice zayıflatırken polis özel harekat timleri ve korucular da terörü kaynağında boğdu.
Sonra medyanın kampanyası ile özel timler dağıtıldı, yenileri yetiştirilmedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komando eğitimi yeterlidir ve belki de dünyanın en iyisidir. Fakat, terörle mücadele için bu da yetmez.
Çünkü terörist yıllardan beri dağdadır ve profesyonelleşmiştir. Komando birliklerinin profesyonelleştirilmesi önemli bir karardır ancak geç kalınmıştır.
* * *
Biz elbette konunun askeri yönü üzerinde uzman değiliz. Fakat asimetrik savaşta klasik savaş yöntemleri kullanılamayacağını bütün komutanlar söylemektedir.
Asimetrik savaşta başarılı olmanın çıkar yolu, en azından düşmanın kullandığı yöntemleri kullanmaktır. Size terör örgütü ile saldırıyorlarsa, siz de saldırının geldiği yere aynı yöntemlerle saldıracaksınız. Üstelik saldıran örgüte sahip de çıkmayacaksınız! Tıpkı Barzani ve Talabani’nin söylediği gibi, “Koca Amerika direnişçilerle baş edemiyor, ben bu savaşçıları dağdan nasıl indireyim” diyeceksiniz! Hatta Bush’un saldırıyı kınadığı gibi siz de bu örgütün eylemlerini kınayacaksınız!
Saldırı nereden geliyorsa, oradan defedeceksiniz. Savaşın kendi topraklarınıza taşınmasını önleyeceksiniz! ABD ve İsrail, Türkiye’ye karşı PKK’yı destekliyorsa, siz de ABD ve İsrail’e karşı çıkan örgütlere yardım edeceksiniz. Düzenli ordularla terör mücadelesi yaparsanız hem çok kayıp verirsiniz hem de siyasi düzlemde köşeye sıkıştırılırsınız. Kayıp askerlerinizin adını Roj TV açıklar, seyredersiniz! Üstelik, PKK ile mi Barzani ile mi yoksa ABD ve İsrail ile mi savaşacağınızı şaşırırsınız!
Teröristleri meclise davet eden bir Başbakan ile böyle hamleler yapılamaz ama din istismarı ile siyaset yapanlara da izin vermeyeceksiniz!

Yazarın Diğer Yazıları