Sabık Ticaret Bakanı ve 2 çaresiz esnaf intiharı

Ticaret Bakanı olmasını kendi şirketi ile bakanlığı arasında ticaret yapma görevi olduğunu anlamış Ruhsar Pekcan. Bu anlayış ile aile şirketinin genel müdürü eşi ticaret yaparak Ticaret Bakanlığı''na ticari dezenfektan satmış.
"Al gülüm, ver gülüm" ticareti…
Siyasi ahlak, yasalar, yönetmelikler, tüzükler, yönergeler umurlarında olmamış.
Karı koca akşam evde ticari kazançlarından elde ettikleri kârı konuşup sevinçle birbirlerini kutlamışlardır.
Ticari namus, siyasi namus öyle önemli öyle ulvi bir şeydir ki anlatılmaz yaşanır.
Keşke Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan AKP''lilerin bu ticari faaliyetlerinde yaşananları tek tek anlatsalar da millet de bunların gerçek yüzünü anlasa.
***
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan bakanlıktan azledildi ama yaptığı bu ticaret yanına kâr kalacak, kimse hesap soramayacak.
Çünkü AKP ve MHP 16 Temmuz referandumu ile öyle bir anayasa maddesi geçirdi ki bakanlar görevden ayrılsalar dahi haklarında soruşturma açılamıyor. Açılması için sanki görevdeymiş gibi Meclis çoğunluğunun üçte ikisinin oyu gerekiyor.
Kamuyu zarara uğratan, usulsüzlük, yolsuzluk yapan bakan olursa ancak Erdoğan ve Bahçeli izin verirse Yüce Divan''a gidecekler.
Cumhurbaşkanı gibi onların da ömür boyu dokunulmazlıkları devam edecek.
***
AKP''lilerin ticaret anlayışı bu ama milletin ticaret anlayışı çok farklı.
İzmir''de geçtiğimiz Mart ayında borçlarını ödeyemediği için kahvehane esnafı Nuri Çengeloğlu intihar etmişti.
Birkaç gün önce de 50 yaşındaki 2 çocuk babası Erdal Şenözpak, iş yeri kirası ve banka borçlarını ödeyemediği için bunalıma girip kapalı olan kahvehanesinde intihar etti.
İzmir Kahvehaneciler Esnaf Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı, dedi ki;
- "14 aydır kapalıyız, destek yok. Bize reva görülen bu durum hangi vicdana, hangi merhamete sığar. Kısa bir süre bilse olsa biz de açsaydık.
- Gereğini yerine getirin. 14 ayda yapılan destek sadece 5 bin lira. Arkadaşlarımız bu para ile taksitini mi, iş yeri kirasını mı ödeyecek, evini mi geçindirecek, sigorta vergisini mi verecek ne yapacak?
- Esnafımız bunalıma gidi. Madem tamamen kapattınız en azından bir asgari ücret verseydiniz o insanlar geçimlerini sağlardı."
Ticaret Bakanı ailesinin ticaretini düşünürken, AKP hükümetinin başı Erdoğan, "En kötü ihtimalle Türkiye''deyim" derken bilsinler ki bu intiharları engelleyecek önlemleri almak anayasal görevleriydi…
İş yerlerini kapatan esnafa, tüccara gerekli maddi desteği verselerdi;
- Millet sahipsiz, millet çaresiz kalmazdı.
Mansur Yavaş''a bir çağrı...
Emekli Tuğgeneral Abdullah Kılıçarslan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş''a önemli bir çağrı yaptı:
"Sayın Mansur Yavaş
Bugün ülkemizde ve yabancı basında ABD Başkanının sözde "Soykırım" adını kullanarak Ermeniler lehine bir bakış açısı sergilediği malum.
İnancım o ki; biz Türkler artık nezaketi bir yana bırakarak mütekabiliyet esasını öne çıkartmalıyız.
1970''li yıllardan başlayarak, Ermeni terör örgütleri yurt dışında görevli birçok diplomatımızı hain pusular kurarak katletti.
Bunlar Ankara''dan görev yerlerine atanmış diplomatlardır.
Önerim; şehit diplomatlarımızın adlarını, vurulduğu ülkenin Ankara''daki Büyükelçiliğinin sokağına verilmesidir.
Örneğin; Fransız Büyükelçiliğinin önü, "Büyükelçi İsmail Erez Caddesi olmalıdır. (1975 yılında Paris''te görevi başında katledildi)"...
Amerika Büyükelçiliğinin önü "Başkonsolos Mehmet Baydar Caddesi olmalıdır. (1973 tarihinde Los Angeles''te görevi başında katledildi)" bir yan sokağa, katledilen Bahadır Demir ve diğer yan sokağa Kemal Arıkan adını vererek çepeçevre sokak isimleri ile ayıplarını yüzlerine vuralım!
Ülkelerine gelen diplomatik görevliyi koruyamamış, terör örgütü ile başa çıkamamış oldukları yüzlerine en azından böyle vurulmalıdır.
Bu sayede hem şehitlerimizin adı her zaman anılır, hem ailelerinin yüreğine bir nebze de olsa su serpilir. Saygılarımla."
Ben de Kılıçarslan''ın bu önerisine yürekten katılıyorum.

Yazarın Diğer Yazıları