Rusya'nın Türkiye çekinceleri...
Rusya''nın, Türkiye''yle işbirliği devam ederken, Azerbaycan''la gittikçe gelişen ilişkisinden rahatsız olmaya başlamıştır.
Türkiye''nin Ukrayna''yla kurduğu yakınlıktan tedirgin olduğu ve donanma konusundaki son işbirliği açıklamasından da hoşnut olmadığı için, bu durumu Türkiye''yle görüşmek istemiştir.
Türkiye''nin batıyla ilişkilerini yumuşatması, ABD''yle yakınlık kurmaya çalışması ve NATO''yu yeniden önemsemeye başlaması, tercih etmediği gelişmeler olmuştur.
Azerbaycan''da üs kurma tepkisi
Rusya, Ermenistan''ın Batı''yla kurduğu ilişkilerini, onun üzerindeki kontrolünün zayıflatması olarak görmüş, Azerbaycan da yeteri güce ulaştı için Karabağ savaşına bir nokta da yol vermiştir. Bu savaşta, Azerbaycan''ın dostu ve kendisinin de iş birliği içinde olduğu Türkiye''nin desteğini olumlu karşılamıştır.
Zamanı geldiğinde de araya girmiş ve tarafları masaya oturtarak anlaşma yapmalarını sağlamıştır. Anlaşmada Dağlık Karabağ''ı kendi kontrolünde bırakmış, taraflara ve bölgedeki diğer ülkelere de, uyguladığı politik manevralarla, kontrolün kendisinde olduğu mesajını vermiştir.
Ancak, Türkiye''nin Azerbaycan''la savunma alanındaki yakınlaşmasının, Karabağ savaşındaki başarısının ve kazandığı inisiyatifin, bölge ülkeleri üzerinde yarattığı olumlu etkiden de tedirgin olmuştur.
Durum böyleyken, Türkiye''nin Azerbaycan''la imzaladığı Suşa Beyannamesi ve Azerbaycan''da üs kurma niyetini belirtmesi, Rusya''yı uyarıcı bir açıklama yapmaya kadar götürmüş ve "Türkiye''nin Azerbaycan''da üs kurması halinde Rusya''nın kendi güvenliğini ve çıkarlarını teminat altına almak için adımlar atması gerekebilecektir." ifadesiyle tepkisini ortaya koymuştur.
Rusya''nın gelişmeleri, Türkiye''nin bölgeye, kendi beklentisinden daha fazla yerleşmesi ve etki sağlaması olarak algıladığı, bunun da kendi kontrol alanına müdahale olarak gördüğü değerlendirilmiştir.
Ayrıca Rusya bunu, Türkiye''nin NATO üyesi olmasından dolayı, ittifakın kendi sınırlarına fazla yaklaşması olarak da nitelendirmiştir.
Ermenistan''da seçimi, "soykırım" açıklamasıyla prestij sağlayan ABD destekli Paşinyan''ın kazanması, Türkiye''nin etkinliği açısından olumlu olarak düşünülebilir.
Türkiye-Ukrayna askerî iş birliği
Rusya, Türkiye''nin Kırım ve Rusya-Ukrayna gerginliğinde Ukrayna''yı desteklemesinden ve Ukrayna''ya SİHA vermesinden oldukça rahatsızdır.
"Antalya Diplomasi Forumu" toplantısında Türkiye ve Ukrayna Dışişleri Bakanlarının ikili görüşmesinden sonra Ukrayna bakanının "Ukrayna ile Türkiye donanma güçlerinin iş birliğini artırma ihtimali ele alındı. Ukrayna Donanması''nda NATO standartlarının uygulanmasına, ittifak ülkeleri ile uyum sağlanmasına ve genel anlamda Karadeniz''in güvenliği adına devletlerin ortaklık kurmasına yardımcı olacağı kaydedildi." açıklaması, Rusya''nın tepkisine yol açmıştır.
Bu nedenle, Ukrayna''nın NATO içine çekilmesinden ve Türkiye-Ukrayna donanmaları arasındaki iş birliğinden rahatsız olmuş ve Türkiye''yle yakında, Türkiye-Ukrayna arasında gerçekleştirecek askerî iş birliğini konu alan bir görüşme yapılacağını ifade etmiştir. Ukrayna''nın NATO üyeliğini, "Moskova''nın Kırmızı çizgi" olarak gördüğünü de net olarak açıklamıştır.
Afganistan''da kalma sorunu
Rusya, Türkiye''nin Afganistan''da kalmasının, ABD''yle Taliban arasında yapılan anlaşmaya aykırı olduğunu ve havaalanı güvenliğinin, yıllardır NATO''dan eğitim alan Afgan güçleri tarafından sağlanması gerektiğini belirmiştir.
Rusya''nın bu konuyu, hem NATO''nun bölgeden çıkması, hem de Türkiye''nin etkisinin Afganistan''da kalıcı olmasından haz etmemesinden ötürü gündeme getirdiği düşünülmektedir.
***
Sonuçta Rusya''nın, Türkiye''nin NATO üyesi ve Batı blokunda yer alan bir bölge ülkesi olmasını kıymetlendirerek, kendi çıkarları yönünde hareket etmesini, ancak fazla da öne çıkmamasını arzuladığı değerlendirilmektedir.
Türkiye''nin de bölgedeki çıkarları ve Batı''yı dengeleme ihtiyacı nedeniyle bunu bir noktaya kadar sağlaması gerektiğinin millî menfaatine uygun olduğu düşünülmektedir.
Ancak bu durum, her iki tarafı da tedirgin etmeden ince bir siyasetle sağlanabilir. Bunun da siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler ve diplomasi konusunda ehil ve tecrübeli kişilerle başarılabilmesi mümkündür.