Riksos ve Akfırat'taki görünmezlik pelerini!

Bir ara, herhangi bir maddeyi, uzaktan elektro manyetik dalgalar vasıtasıyla elementlerine ayırmak üzerine bilimsel bir çalışma yapıldığını duymuştum. Meselâ uçak havadayken, siz dalgayı gönderiyorsunuz, uçağı meydana getiren maddeler, elementlerine ayrılıyor, yani uçak havada eriyor!
Bu teknolojiyi ele geçiren ülkenin, diğerlerine üstünlük sağlayacağı kesin. Yani artık süper güç olmak her an değişebilecek bir nitelik!

***

Radikal gazetesi’nden Selma Kasap’ın haberine göre Bilkent Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma Merkezi araştırmacıları, cisimleri belli frekanslarda görünmez kılan nanoteknoloji tabanlı malzeme geliştirdi.
Prof. Dr. Ekmel Özbay’ın başkanlığını yürüttüğü projede doktora öğrencisi Atilla Özgür Çakmak tarafından geliştirilen “görünmezlik pelerini” teknolojisi, askeri araçların üzerine kaplanacak bir metamalzeme sayesinde istenilen frekans bandında, tankların hatta havadaki uçakların görünmezliğine imkân sağlıyor.
Ekmel Özbay, dünyadaki mevcut görünmezlik pelerini çalışmalarının henüz kesin bir görünmezlik sağlayabildiğini söylemenin mümkün olmadığını belirterek, “Soğurulan elektromanyetik dalgalar, yerlerinde nüfuz edilememiş hareketli bir gölge bırakıyor. Bizim geliştirdiğimiz malzemeler ise bu gölge problemini de ortadan kaldırıyor. Görünmez kılınmak istenen cisme gönderilen elektromanyetik dalgaları yansıtmamak ve saçılıma uğratmamak artık tek amaç değil; ana hedef, bu arada arkada herhangi bir gölge de bırakmamak. İşin asıl zor kısmı bu” dedi.

***

Atilla Özgür Çakmak’ın bu teknolojiyi Türkiye adına üretmesi önemli bir başarı. Bize Atilla Özgün Çakmak’ı tebrik etmek düşüyor.
Maddeyi görünmez kılabiliyorsunuz ama elektro manyetik dalgalar, yerlerine gölge bırakıyormuş. Bizim genç bilim adamımız bu sorunu da ortadan kaldırmış.
Bu arada görünmez kılınan cismin gölgesi ne oluyor acaba? Öyle ya, güneş ışınları cismin içinden geçemeyeceğine göre mutlaka bir gölge bırakacak!
Suç ile uğraşanlar da iyi bilir ki, suçlular mutlaka arkalarında bir iz bırakır. Bütün mesele polisin veya savcının bu izi bulabilmesindedir. Bazen itiraflar da her şeyi ortaya çıkarır.

***

Mesela Akfırat Belde Belediyesi’nde yapılan yolsuzluk iddialarına ilişkin yargılama sürerken belediyenin muhasebe müdürü Şahin Yiğit’in itirafları gibi!
Doğan Haber Ajansı’nın haberine göre Yiğit, mahkemeye sunduğu dilekçesinde, eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e altın kaplama silah hediye edildiğini iddia etti. Yiğit, Fatih Ulusoy’a ait Metrolife Evleri’nde bir villanın eski bakan Mehmet Ali Şahin’e verildiğini duyduğunu da söyledi. Tabii bunlar bir sanığın iddialardır. Ama Akfırat belediyesinde bulunan vekaletname gölgesi de takip edilmedi!

***

Bir başka gölge de Riksos otelleri ile ilgili. İlker Kaba adıyla mektup gönderen bir okurumuz Riksos Turizm Yatçılık, Havacılık ve Taşımacılık Ticaret ve Sanayi Şirketi’nin yöneticilerini bildiriyor.
Buna göre, Riksos’un yönetiminde Aram Petrosyan, Boris Kuryuchkov, Fettah Tamince, Güney İkiz, Gürcan Doğru, Turgay Mutlu Şimayli ve Yaroslav Khalyavin var.
Aram Petrosyan, Ermenistan’da bir müzisyenin adı. Fakat bir de Rusya vatandaşı ve bir bankanın yönetimine getirilirken hakkında “Riksos’un eski finans direktörü” denilen işadamı Aram Petrosyan var. İlker Kaba, “Riksos otellerinde kalan devlet yöneticileri, Aram Petrosyan’ın konuğu olmuyor mu?” diye soruyor.
Hani Sabahattin Önkibar, “Kim bu adam, kimin emanetçisi?” diye sormuş ve, “10 yıllık bir süre içinde saray misali 12 ayrı otele sahip” olan Fettah Tamince’yi açıklama yapmaya davet etmişti ya, galiba görünmezlik pelerini burada da pek işe yaramayacak!

Yazarın Diğer Yazıları