Psikolojik "golf" harekâtı!
Geçen yıl, haziran ayında, Eğirdir Dağ Komando Okulu’nda, dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt bir basın toplantısı yaparak “Dış desteği olmayan terör örgütlerinin asla yaşama şansı yoktur. Bugün PKK terörünün de dış desteği vardır. Bu sadece silah anlamında değil. Bunun politik yönü de var. Bunu üzülerek bir kez daha ifade ediyorum, müttefiklerimizin içinde bile dolaylı olarak destek verenler var. Böyle olunca bizim mücadelemiz bundan olumsuz etkilenebiliyor” dedi.
Soru-cevap bölümünde kendisinin bu sözlerini hatırlatarak, müttefik ülkelerin Genelkurmay başkanları nezdinde terör örgütüne desteğin kesilmesi için bir girişimleri olup olmadığını sordum.
Büyükanıt, “Her ortamda ikili görüşmeler yapıyoruz ve bu konuyu gündeme getiriyoruz. Bu tabii devletlerin politikası ile ilgili” dedi. Ve Büyükanıt toplantıyı bitirirken “ABD ile uzun bir geçmişimiz var. Türkiye, PKK konusunda desteği hak ediyor. ABD bunu göstermiş değil” dedi.
* * *
Aradan bir yıldan fazla zaman geçti. PKK terör örgütüne verdikleri desteği kesmeleri için başta ABD olmak üzere özellikle müttefikler nezdinde hükümetin herhangi bir girişimde bulunduğunu duydunuz mu?
Ben böyle bir girişim olduğunu hiç duymadım!
Peki bu saldırılar kendiliğinden mi sona erecek?
* * *
Büyükanıt aynı konuşmasında, “İtiraf etmeliyim ki, PKK bizden çok daha iyi psikolojik harekât yürütüyor. Psikolojik harekâtta çok yetersiziz. Psikolojik harekât yürütecek bir kurumumuz yok. Eskiden MGK Genel Sekreterliği içinde böyle bir daire vardı ama ben altyapısı olan bir kurumdan söz ediyorum.
Psikolojik harekâtta basının rolü tanktan, toptan, tüfekten daha etkili. Kamuoyu desteğini almadan bu mücadele yürütülemez. Bunun için de psikolojik harekât gerekir. 5 şehit haberi başlıkta görülüyor, 8 terörist ölü bilgisi ise haberin içinde yer alıyor” demişti.
* * *
Şimdi Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, bu boşluğu, stratejik araştırma kuruluşları yöneticilerini dinleyerek telafi etmeye çalışıyor. Oysa bugüne kadar devlet adamlarından gördüğümüz genel tavır, “Her şeyin en doğrusunu biz biliriz” tavrı idi! Atatürk’ten sonra dışarıdan sivil birine danışan devlet adamı hatırlıyor musunuz?
Danışılan kişiler, artık bilinen şeyleri söylese de bilimsel göz her zaman önemlidir. Çünkü taraf olan insan, bazen bilimsel zihniyeti kaybedebilir. Dolayısıyla her konunun uzmanını dinlemekte fayda var.
Fakat, psikolojik hareket kurumu ihtiyacı hâlâ ihmal edildiği gibi Aktütün baskını ile ilgili resmi açıklamalarda da hata üzerine hata yapıldı. Esas olarak askeri açıdan da bu bölgede öteden beri kurmay zekâsının kullanılmadığı anlaşılıyor.
Oysa bir ara sabit karakol sistemi yerine terörist gibi dağda yaşayan, ne zaman nerede ortaya çıkacağı belli olmayan özel timlerle üstün başarı sağlanmıştı.
Bütün bu hatalar üzerine Hava Kuvvetleri Komutanı’nın, izinli de olsa çatışma sırasında golf oynarken Antalya’dan resim vermesi karşısında, dünyanın en gelişmiş psikolojik harekâtını uygulasanız hiçbir faydası olmaz.
Burada önemli olan, üst görevlere gelen insanların, Türk Milleti’ni hiçbir an unutmamasıdır! Başbuğ’un Van’da halk arasında dolaşması ve sevgiyle karşılanması gibi.