Parti operasyonları ve özerklik eleştirisi

MHP yöneticileri ile ilgili kasetlerin profesyonelce hazırlandığına dair bir istihbaratçı yorumu gazetelerde yayınlandı. Ümit Özdağ’ın Türk Dışişleri Bakanlığı’nın daveti üzerine ABD’de katıldığı ve sonuçlarını Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ve dönemin MİT müsteşarına bildirdiği toplantı ile ilgili resmi kayıtların bir gazetede yayınlanması da gösteriyor ki MHP ile uğraşan güç, hukuku çiğneyerek devletin arşivini ve dinleme imkânlarını kullanmaktadır. Bu da tuzun koktuğunun göstergesidir.

***


Hedef, MHP’yi saf dışı ederek yüzde 40’ın altına düşen AKP’nin milletvekili sayısını artırmak! Tabii böyle bir tabloda CHP’nin de milletvekili sayısı artar ama AKP yine tek başına iktidar olur diye hesaplanıyor. Bu arada AKP sözcüleri, MHP tabanını CHP’ye karşı kışkırtmaya veya yönlendirmeye çalışıyor ama MHP’liler bu girişimlere yüz vermiyor.
Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “AB Yerel Yönetimlere Özerklik Şartı” nı kabul edeceklerini açıklamasını, “özerklik vaat etti” diye eleştirdi. Oysa bu kabul AKP’nin programında da var. Hatta AKP kurulmadan önce ABD’den Tayyip Erdoğan’a gönderilen CFR kaynaklı gizli bir memorandumda, “Yerel yönetimlere özerklik verecekseniz sizi destekleyeceğiz” denilmişti. Erdoğan, 3,5 sayfalık bu metni, aynen parti programı yapmıştı! Belgeyi ben yayınlamıştım. Erdoğan, 10 yıldır bu konuda tek bir kelime bile etmedi!

***

Cumhuriyet Güçbirliği İzmir 2. Bölge Bağımsız Milletvekili Adayı ve İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Silivri’den gönderdiği mesajda haklı olarak “2004 yılında Tayyip Erdoğan - Abdullah Gül ikilisinin getirdiği Kamu Yönetimi Temel Yasaları, Avrupa Özerklik Şartı’ndan kopya edilmişti. Avrupa Özerklik Şartı, Türkiye için bir iç savaş davetiyesidir” diyor ama “Tek çözüm, Türkiye halkının Türkü ve Kürdüyle hükümet olduğu milli devlettir ve Atatürk Cumhuriyeti’ni gönüllü birlik ve eşitlik temelinde yeniden inşa etmektir” sözlerinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin, gönülsüz birlik ve eşitsizlik temelinde kurulduğu kabulü var! Bence bu doğru değil. Ortada bir Amerikan operasyonu var ve AKP ile BDP, bu operasyona, Türk kimliğini bütün milletin adı değil de etnik bir kimliğin adıymış gibi göstererek hizmet ediyor. Bu coğrafyada büyük bir Kürdistan kurulmak isteniyor. Türkiye, milli kimliğini yeniden dirilterek Ankara’dan yönetilebilse bu mesele kısa zamanda ortadan kalkar.
Fakat Perinçek, “Avrupa Özerklik Şartı uygulandığı durumda, üç beş ay içinde karşılaşacağımız manzaralar şunlardır” diyerek, ondan sonra neler olabileceği konusundaki düşüncelerini sıralıyor:
“Diyarbakır Belediyesi, karar alır, ilkokulların bahçelerindeki Atatürk büstleri kaldırılır; Şeyh Sait heykelleri dikilir. Dersim Belediyesi de okulların bahçelerine Seyit Rıza büstlerini koyar. Böylece şehir meydanlarındaki şeyhler ve seyitler okul bahçelerine de yerleştirilir. AKP’nin yönettiği belediyeler ise okul kapılarına Saidi Nursi büstlerini imal için kamu ihaleleri ilan eder. Güneydoğu’da yerel yönetimlere bağlanan okullarda yeni öğretim programları yapılır; Cumhuriyet yönetiminin Piran, Ağrı ve Dersim katliamları ile Ermeni soykırımı yalanları öğretim müfredatına girer. Şeriatçı belediyelerde ise çok eşle evliliğin ilahi bir emir olduğu tedris edilir. Atatürk’ün diktatör ve Deccal olduğu, cemaat kurslarından okullara taşınır. Bu yazılanlar, hayâl ürünü değildir. Hepsi Avrupa Özerklik Şartı’nda madde madde yazılıdır. Emperyalizmin milli devleti dağıtma planı işte böyle uygulanıyor!”

***

Bu önemli eleştiriye ilgililerin bir cevabı vardır harhalde...

Yazarın Diğer Yazıları