Parti genel başkanı olsaydım…
“Rüyanda mı gördün?”
Bu soruyu başlığı okuduktan sonra düşündüğünüzü tahmin ediyorum.
Bırakın genel başkanlığı, genel başkan yardımcısı olmam bile hayal.
Birincisi, gönlüm yok.
İkincisi, teklif yok.
Üçüncüsü, öyle bir parti de yok.
Dördüncüsü, özgür gazeteci olmaktan çok mutluyum…
Davet eden özgür televizyonlarda söylediklerim, burada yazdıklarım için “çok haklısınız” şeklindeki mesaj yağmuru var.
Sokakta, pazarda, AVM’lerde tanıyanların teveccühleri ve yorumları da aynı şekilde.
Ancak muhalefet partilerinin umurunda değil.
Yandaş Seçim Kurulu (YSK), “kanuna aykırı mühürsüz ve geçersiz” oyları oy kullanma devam ederken kabul edip, 16 Nisan 2017’de demokratik parlamenter rejimi yıktı.
Tek Adam Rejimini getiren hukuki darbe yaptı.
CHP başta hiçbir muhalefet partisi yeri göğü inletmedi tersine kabullendi.
2018’den 2023’e tam 5 yıl bıkıp usanmadan “Recep Tayyip Erdoğan 3. kez aday olamaz” diye uzmanları konuk alıp anayasaya sahip çıktım.
Ne 6’lı Masa’daki parti liderleri ne de medya sahip çıktı.
Yandaş Seçim Kurulu baktı ki muhalefet kaderine razı Erdoğan’ın anayasaya aykırı başvurusunu “Bu muhalefet ayakta uyuyor, itiraz etmeyeceklerini açıkladılar” diyerek güle oynaya, kabul etti.
YSK Anayasal meşruiyeti olmayan bir cumhurbaşkanı seçtirdi ve demokrasiye yine bir darbe daha vurdu.
Muhalefet partileri bugünlerde Can Atalay kararları karşısında lafla anayasa savunuculuğu rolü oynuyorlar.
Parti genel başkanı olsaydım ben ne yapardım?
Tüm maden ruhsatlarının sahiplerini,
Şirketlere verilen vergi affı ve muafiyetleri,
Kamu bankalarının kredilerini,
Yurt dışında serveti olan siyasetçileri,
Milyar dolarlık ihaleleri,
Kamu Özel İşletmelerinin (KÖİ) gelir giderlerini,
Arap ülkeleri ile yapılan Swift işlemlerini,
Alınan krediler ve ödenen faizleri,
Her ay bütçe açığı rakamlarını,
Dış ticaret açığını,
Devletin ödendiği faiz rakamlarını,
Siyaseten yargıya atanan hukukçuları,
Yandaşlara tahsis edilen kamu gayrimenkullerini,
Yandaşlara verilen teşvik belgelerini,
Özgür medyaya ve özgür gazetecilere yapılan fiili, siyasi ve ekonomik baskıları,
Erdoğan ailesinin ve aile vakıflarının mal varlıklarını sürekli olarak gündeme getirirdim.
Erdoğan’ın Amerika’daki çiftliğinin ve gökdeleninin görüntülerini 5 yıl boyunca afişlerle, TV programları ile gündemde tutardım.
Kozmik Oda’nın açılması emrini veren Erdoğan’ı devletin gizli bilgilerini FETÖ’cülere ve Amerika’ya verilmesini sağlamasından dolayı her gün vatana ihanetle suçlardım.
Ayrıca Erdoğan ve kabinesinin icraatlarını değil, iktidar olunca hangi reformları yapacağımı 2028 seçimine kadar nakış işler gibi işler, millete iktidar alternatifi olduğumuzu ve sorunlarına çözüm getireceğimizi anlatırdım.
İktidarın yalan dolanlarını, kumpaslarını afişlerle tüm millete duyururdum.
Ve nüfus sayımı yapılması için kampanyalar açar, Türkiye’deki gerçek sığınmacı sayılarının ortaya çıkması için kampanya yürütürdüm.
2028 seçimine kadar her ay 2 ilde miting yapar, teşkilatımı ve seçmenimi 2028’e hazırlardım.
Sonuçta biliyorum ki muhalefet partileri bunların hiç birini yapmaz, yapamazlar…