Özgül Ağırlık!
Bir ülke düşünün:
6-7 ayda Merkez Bankası Başkanı değiştiriyor.
Bir gecede görevden alınıp yine bir gecede atama yapılıyor.
Liyakat ve tecrübe gibi bütün değerler yok sayılıyor.
Sonra o koltuğa oturulan kişi kutsanıyor.
Herkes alkışlıyor.
Bir süre sonra o kişi görevden alınıyor.
Hemen yerine bir başka kişi atanıyor.
O kişi de hemen kutsanıyor.
Beklenti büyük!
Yalakalar başlıyor güzellemelere.
Sonra yine bir gece yarısı o da görevden alınıyor.
Ertesi günü görevden alınanın adı bile geçmiyor.
Yani mazi oluyor.
Yeni gelen alkışlanıyor.
Bu böyle gelip gidiyor.
Ülkede enflasyon yüzde 64, barınma ve geçinme sorunu krize dönüşmüş. Bugün aldığın sakızı bile yarın aynı fiyata alamıyorsun ama yeni Merkez Bankası Başkanı’ndan beklenti yüksek.
Tıpkı ondan, hatta ondan da öncekinden olduğu gibi.
Artık gidenin adını bile hatırlayamıyoruz.
Tüh! Neydi ya?
İşte bu kısır dönü yine çalıştı.
Amerika’dan büyük umutlarla getirdiğimiz Hafize Gaye Erkan bir gece yarısı kararnamesi ile görevden alındı.
Yerine yine Amerika’dan büyük umutlarla gelen Fatih Karahan getirildi.
Fatih Karahan perşembe günü tıpkı Gaye Erkan gibi bir sunum yaptı. Tek fark, tek başına değil 2 başkan yardımcısıyla yaptı.
Başkan bir saat konuştu başkan yardımcısı Cevdet Akçay 3 dakika.
Toplantıdan hemen sonra Türkiye başkanı değil başkan yardımcısını konuştu.
Yani Cevdet Akçay’ı.
Herkes Merkez Bankası’na başkan olması gerektiğini söyledi.
Akçay olmadı! Dahası olamadı!
Çünkü arkasında bir AKP desteği yoktu.
Onun tek gücü mesleki tecrübesi ve liyakatiydi.
Akçay, Merkez Bankası’na başkan olmadı ama perşembe günü 3 dakikalık konuşmasıyla tüm Türkiye’ye bir gerçeği gösterdi:
Merkez Bankası Başkanı politik tercihle atanmamalı!
Atarsan ne olur?
Bkz: Geçmiş başkanlara!