Bu savaşı kazanmalıyız
Birinin bu savaşı başlatması gerekiyordu, bunu Prof. Dr. Celâl Şengör yaptı… Prof. Dr. Şengör cehaletle savaşı, “Cehaletten Kurtulma Sanatı / Kim Kimdir?” adlı kitabıyla başlattı. Atatürk’ten Einstein’a, Carl Sagan’dan Evliya Çelebi’ye alanında çığır açan birbirinden önemli isimlerin yer aldığı kitap büyük ilgi görüp en çok satanlar zirvesine oturdu. Bu ilgi Prof. Dr. Şengör’ün cehaletle savaşta yalnız olmadığının da göstergesi oldu. Gördüğü bu destek, cehaletle savaşı hız kesmeden sürdüren Prof. Dr. Şengör’e dizinin ikinci kitabı, “Cehaletten Kurtulma Sanatı / Ne Nedir?”i yazdırdı. Hayatın anlamını çevresini anlamakta bulan Prof. Dr. Celâl Şengör, “Cehaletten Kurtulma Sanatı/ Ne Nedir?” kitabında okuyucuları, çevrelerindeki olayları ve nesneleri görmeye, kaydetmeye ve anlamaya davet ediyor. “Kayıt tutmak, medeniyetin ilk şartıdır” diyen Prof. Dr. Şengör, kayda alınmayan tanıklıkların insan hayatına katkı sunamayacağı gibi insanlık hafızasında da ziyan olacağını ve toplumların ilerlemesine fayda sunamayacağını savunuyor.
Prof. Dr. Şengör, kitabında medeniyetin gelişim sürecini kayıt tutma alışkanlığının evrimi üzerinden inceleyerek, insanoğlunun çevresini anlama çabasının bu andan itibaren hız kazandığını, öncelikle dogmalar, ardından varsayımlar ve nihayet bilimin bu çabanın meyvesi olduğunu ifade ediyor.
Dünyadaki açlık ve yoksulluğun, aptallığın ve cehaletin bir ürünü olduğunun altını çizen Prof. Dr. Şengör, bilimi işaret ederek bilimde ileri gitmiş toplumların daha müreffeh yaşadıklarına dikkat çekerken okura hürriyetin ve bilimsel düşüncenin önemini bir kez daha hatırlatıyor.
Prof. Dr. Celâl Şengör’ün kaleme aldığı “Cehaletten Kurtulma Sanatı / Ne Nedir?” kitabı, tarihsel süreçler ve bilimsel düşüncenin gelişimi üzerine düşündürücü ve bilgilendirici bir yolculuk sunarken eleştirel düşüncenin kapılarını aralıyor ve okuyucuları cehaletten kurtulma yolunda önemli bir adım atmaya davet ediyor.
Prof. Dr. Şengör, bu çalışması ve kitabının amacı hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Bugün dünyada yaşayan en müreffeh toplumlar, bilimde en ileri gitmiş toplumlardır. Bugün bu toplumlarda dinî inançların hızla gerilediğini görüyoruz. Bu kitabın amacı sizlere çevremizdeki bazı olaylar ve geliştirdiğimiz bazı kavramlar hakkında çok yüzeysel de olsa bilgi vermek fakat daha da önemlisi okuyucuyu düşünmeye teşvik etmektir.
Eğitimin en önemli amacı bireyi bağımsız ve eleştirel düşünebilen insanlar hâline getirmektir. Bu amaca ulaşmak konusunda zarar verecek şeyleri eğitime sokmak insanlığa ihanettir. İnsan hür olmak ister. Dikkat edilirse bazı vahşi hayvanlar dahi hürriyetleri ellerinden alındığı zaman ölür. Hürriyet olmadan çevremizle verimli bir ilişki içerisine giremeyiz. Hürriyetin en büyük düşmanı dogmalardır. İnsanlık tarihine bakılırsa insanların düşünce evrimlerinin her zaman dogmadan kurtulma istikametinde yürüdüğü görülür. Özellikle ülkemizde nasçılık denilen dogma tutkunluğunun halkımızın başına ne çoraplar ördüğü çok yakın zamanlarda görülmüştür.
Bu kitabın amaçlarından biri de okuyucuyu bu tür cehalet kaynaklarından uzak tutmaktır. Elbette bu küçücük kitap ve içindeki sınırlı nesne ile kavramlar okuyucuyu birdenbire bu amaca ulaştırmaz. Ama okuyucunun bu kitabı okuyarak daha önce yapmadıysa bağımsız ve eleştirel düşünceye yönelmesi benim maksadımdır.”
Masa Kitap
Tel:(0539) 520 40 40
Bir zamanlar Filistin…
Gündem Filistin… Müstakil Kudüs Sancağı Mutasarrıfı Ahmed Mâcid Gören'in “Filistin’de Gördüklerim” adıyla kitaplaşan hatıraları günümüzde ayrı bir önem kazanıyor. Bir Osmanlı mutasarrıfının gözünden Kudüs’ün tarihine dair tutulan bu notlar, sadece Filistin değil, civarındaki şehirlerle ilgili de bir hayli ilginç bilgilerle dolu.
Osmanlı Devleti’nin eski Kudüs Mutasarrıfı Ahmed Mâcid Gören (1871-5 Nisan 1946), Mekteb-i Mülkiye’den 1889 yılında mezun olduktan sonra Mardin, Muş, Sakız, Erzincan, Amasya gibi çeşitli vilayetlerde mutasarrıflık yapmasının yanı sıra Osmanlı ve Cumhuriyet’in köklü kurumlarında edebiyat, Türkçe, tarih gibi çeşitli dersler vermiş ve muallimlikteki başarılarıyla taltif edilmiş bir devlet adamıdır. II. Meşrutiyet sonrasında Resimli Kitab, Mülkiye, Yarın gibi mecmualarda edebiyata dair yazılar da neşreden Ahmed Mâcid Bey, 1912-1914 yılları arasında Kudüs Müstakil Mutasarrıflığında bulunmuştur. Edebiyata, tarihe, pedagojiye ve sosyolojiye son derece meraklı olan ve bu alanda dört eseri bulunan yazar, Kudüs’e dair hatıralarını ve izlenimlerini vefatından 2 yıl önce, 3 Mart-10 Nisan 1944 tarihleri arasında Vakit gazetesinde neşretmiştir. “Filistin’de Gördüklerim” başlıklı tefrika kısa sürmesine rağmen Kudüs’ün nüfusu, tarihî ve coğrafî konumu, halkın dinî ve kültürel yaşantıları, Kudüslülerin ahlakı hakkında doyurucu bilgileri ihtiva etmektedir. Gören, eserinde Kudüs’e bağlı kazalardan Yafa, Gazze, Halilü’r-Rahman ve Bi’russebi’ye dair ayrıntılı bilgiler verdiği gibi seyahatleri sırasında karşılaştığı sosyal, kültürel ve dinî meselelere de ışık tutmuştur. Eserde Peygamberler şehri olarak bilinen Kudüs ve civarında gerek Müslümanların gerek diğer dinlerin bu topraklara atfettikleri değer ve öneme dair tahlillere yer verilmiştir. Uzun yıllar sonra Osman Macit söylemez tarafından yayına hazırlanarak iki kapak arasına sokulan bu hatıralar, o coğrafyaya yeni bir gözle bakmamıza imkân tanımakta.
Ötüken Neşriyat
Tel:(0212) 251 03 50