Özalcılar ANAP'tan tamamen ayrıldılar
12 Eylül sonrası merhum Turgut Özal tarafından 20 Mayıs 1983'te kurulan Anavatan Partisi, (ANAP) 31 Ekim 2009 tarihinde Ankara'da yapılan 10. Olağan Büyük Kongresi'nde, Demokrat Parti ile birleşme kararı aldı.
7 Eylül 2011 tarihinde aynı adla kurulan partinin Genel Başkanlığına İbrahim Çelebi seçildi.
Özal döneminde yanında olan siyasetçiler ile bazılarının çocuklarından oluşan bir grup ANAP'a üye olarak "Özal ilkelerini canlandırma ve merkez sağ parti olarak yeniden yapılanma" süreci başlattılar.
ANAP'lıları tek çatı altında buluşturma projesi Özal'a yakın isimlerin istifası ile gerçekleşmedi.
İşte istifa eden Özalcılar:
* Saffet Sert-Eski Devlet Bakanı (Teşkilat Başkanı)
* Saffet Akçin-Emekli Tuğgeneral (Ar-Ge Sorumlu Genel Başkan Yrd.)
* Enver Özdel-İş İnsanı (Ekonomi ve İktisadi Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yrd. )
* Prof. Dr. Mustafa Kaçar-Akademisyen (Genel Başkan Danışmanı -MKYK Üyesi)
* Seçkin Özdemir-İş İnsanı (Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yrd.)
* Murat Keçeciler-Avukat (Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı)
* Ömer Faruk Kondakçı-Reklamcı (MKYK Üyesi)
* Abdüllsettar Kurt-İş İnsanı (MKYK Üyesi)
* H. Kemal Kavak-İş İnsanı (MKYK Üyesi)
* Selim Demir-Reklamcı (MKYK Üyesi)
* Ömer Adak-İş İnsanı (MKYK Üyesi)
* Mehmet Karakaya-İş İnsanı (Konya İl Başkanı)
***
Özalcıların istifa gerekçeleri de özetle şöyle:
"Anavatan Partisi'nde geçirdiğimiz 6 aylık süre içerisinde tespit ettiğimiz ve gözlemlediğimiz usulsüzlükler konusunda, Genel Başkan İbrahim Çelebi ve yetkili organlar sözlü ve yazılı olarak birçok kez uyarılmıştır.
Anavatan Partisi'nin çok değer verdiğimiz rahmetli Turgut Özal tarafından 1983 senesinde kurulan parti ile tek bağının partinin ismi ve logosu olduğunu üzülerek tespit ettik.
Parti yönetimindeki bazı isimlerin ve genel başkanın Özal ismini, Özal'ın manevi şahsiyetini ve Anavatan ismini kendilerine paravan yaparak, siyasi parti faaliyetlerinin ötesinde ilişkiler temin etmeye gayret ettiklerine ilişkin kuvvetli şüphe barındıran birçok duyum ve iddialar müşahede edilmiştir.
Turgut Özal gibi bu ülkeye büyük hizmetler yapmış bir liderin isminin bu şekilde lekelenme ihtimaline seyirci kalmamız mümkün değildir.
Siyasi nüfuz devşirmeye çalışanlara, Turgut Özal'ın yol arkadaşlarının engel olması tarihi bir mecburiyettir.
Partideki usulsüzlükler kamuoyunun bilgisine sunulmaktadır
1) 25.10.2020 tarihinde yapılan olağan kongrede divan başkanlığına 8 maddelik tüzük değişikliği teklifi iletilmiş ve kongre delegelerinin iradesiyle söz konusu değişiklik kabul edilmiştir. Tüzük tadil metninde bulunmayan hükümler, yasaya aykırı şekilde ve evrakta tahrifat yapılmak suretiyle Genel Sekreter tarafından eklenmiştir.
2) Tahrif edilen ve değiştirilen metin YSK ve Yargıtay'a gönderilmiştir. Usulsüz ve evrakta sahtecilik mahiyetindeki fiilden parti Genel Başkanı İbrahim Çelebi'nin de haberdar olduğu, Genel Başkan imzası ile YSK ve Yargıtay'a gönderilen ve Ahmet Kabakçı'nın fiillerinin üstünü örtme ve gizleme çabası içeren yazısı ile sabit hale gelmiştir.
3) Geçirdiğimiz 6 aylık sürede Partinin; il, ilçe kongrelerinin usulüne uygun yapılmadığı, üye kayıt işlemlerinde 2280 sayılı Siyasi Partiler Kanunu ve 6698 sayılı KVKK hükümlerine uyulmadığı, Tüzüğe ve 2280 sayılı yasanın 11/a maddesine aykırı şekilde Merkez Yürütme Kurulu ve Merkez Karar ve Yönetim Kurulunun teşekkül ettirildiği, partinin hiçbir evrak ve kaydının düzenli tutulmadığı, kişilerden vektör fotoğraf olarak alınan imzaların resmî kurum ve kuruluşlarda yapılan yazışmalarda kullanıldığı, görülmüştür.
4) 2280 sayılı Siyasi Partiler kanununun en temel gereklerini yerine getirmediği açıktır."
***
Değerli okurlarım,
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi yaklaştıkça yeni kurulan partilerde de eski partilerde de önemli iddialar ortaya çıkıyor.
ANAP ile Özal ekibinin yollarının ayrılması dikkat çekici siyasi gelişmedir. Bu nedenle istifa metnini özetleyerek yazıma aldım.
Siyasi partiler kuşku yok ki yasal vecibelerini eksiksiz yerine getirmelidir.