Prof. Dr. İzzet Özgenç''in "Toplum, ağır ekonomik bunalım sebebiyle OHAL ilanına hazırlıklı olmalı" diye bir paylaşımda bulunması, eş zamanlı olarak Japon bankası Nomura''nın, "Ekonomik krizin daha da derinleşmesi halinde Erdoğan, olağanüstü hâl ilan edebilir." diye rapor yayınlaması, gündemin birinci sırasına oturdu...
Böyle bir konunun konuşulması bile ekonomiye zarar verir. Öyleyse Özgenç''in sözleri bir öngörü değil, bu yönde bir beklenti oluşturmaya dönük gibi duruyor.
Japon bankasına gelince... Dünyada ekonomik kuruluşların bilgi toplama yeteneği, pek çok istihbarat servisinden iyidir. Fakat bilgi almak yetmez, bilgiyi yorumlayabilmek gerekir. Bu itibarla, Nomura''nın böyle bir öngörüde bulunması, Türkiye''deki iktidar çevrelerinden aldıkları bilgilere bağlıdır. Nomura''ya bu bilgi, aynı çevrelerden kasıtlı olarak verilmiş olabilir. Özgenç''in yazdığı gibi herkes, olağanüstü hâl ilanını beklesin diye...
***
Hiçbir uyarıyı dinlemeden, Merkez Bankası''nı kullanarak ekonomik krize sebep olacaksınız sonra da "ağır ekonomik bunalım" gerekçesiyle olağanüstü hâl ilan edebileceğinizi içeriden dışarıdan birilerine sızdıracaksınız...
Kimileri, konuyu "ateş olmayan yerden duman çıkmaz" diye yorumluyor. Doğru ama bu olayda, "olağanüstü hâl yangını"nı çıkaranın kimler olduğuna bakmak gerekmez mi?
Peki gerçekte neler oluyor? İktidar, artık ağzıyla kuş tutsa erken veya zamanında yapılacak bir seçimi kazanamayacağını görüyor, bu sebeple seçimi erteleyecek şartları hazırlamak için bilgi sızdırmış olabilir!
***
Japon bankası sadece iktidar çevrelerinden sızan bilgilerle yetinmedi. Sözcü''nün haberine göre iktidarın beş aşamalı planının sonuç vermemesi ve enflasyonun kontrolden çıkması dolayısıyla erken seçim olmaması durumunda "sivil isyan riski"nin yüksek olacağına işaret eden banka böylesi bir senaryoda sadece koalisyon ortağı MHP''nin değil bazı AKP''li milletvekillerinin de kendilerini Saray''dan ayırmak isteyeceğini öngördü.
Erken seçim için MHP''nin yanı sıra AKP''den 65 vekil desteği gerektiğini belirten banka, bunun yüksek bir çıta olduğunu ancak gidişatın bu yönde olduğunu öne sürdü ve Cumhurbaşkanının olağanüstü hâl durumunda seçimi 12 ay erteleme yetkisi olduğunu hatırlattı.
Kâğıt üzerine her şey mümkün ama halk desteğini kaybetmiş bir iktidarı hiçbir plan ve hiçbir güç ayakta tutamaz!
"Nomura" ise aynı zamanda Japon Denizi''ni istila eden 2 metre çapında, 200 kilo ağırlığında bir denizanasının adıdır. Denizanalarının kalbi ve beyni yoktur. Kendisini sürekli yenileyerek hayatta kalır. Zehir de salgılar. AKP''nin ise İzzet Özgenç mesajı veya "Nomura Raporu"yla kendini yenileme imkânı kalmamıştır. Çünkü hücreleri, doğuştan hasarlıdır.
***
Bu arada, "olağanüstü hâl" söylentileri "Çin modeli uyguluyoruz" laflarının ne kadar anlamsız olduğunu da ortaya koydu. Çin modelini uygulamak için olağanüstü hâl mi gerekiyor?
Eski DPT uzmanı ve Millî Merkez Genel Sekreteri Haluk Dural, bakın Çin''in kalkınması hakkında neler yazdı:
"Çin''in kalkınması, ucuz işçilik için Çin''de üretim tesisleri kuran Batı sermayesi sayesinde değildir.
Çin, merkezî planlama yaparak, Atatürk''ün kamu öncülüğünde karma ekonomi modelini kullanarak ekonomisini büyütmüş, yaygın fen eğitimi ile nitelikli teknik kadrolar yetiştirmiş, bilim ve teknoloji üreterek yoğun sanayileşme gerçekleştirmiştir.
Bilimi, teknolojiyi, imalat makinalarını, gerekli ham madde ve ara malları millî imkânlarıyla ürettiği için sanayi ürünlerini dünya fiyatlarının altında imal edip, ihraç ederek sürdürülebilir kalkınma sağlamıştır.
Ağır sanayide, makina imalat sanayinde ürün maliyetinin içinde işçilik payı yüzde 3-5''i geçmez. Yani Çin''in sanayileşmesinin sebebi ucuz işçilik değil, ARGE, tasarım ve mühendisliktir.
Bu başarı, Çin''in eğitim sisteminden kaynaklanır."
