New York’ta tuzak kurmaya hazırlanıyorlar!
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in Avrupa, Orta Asya ve Amerika'dan sorumlu Yardımcısı Miroslav Jenca Pazartesi günü KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi(GKRY) Başkanı Nikos Hristodulidis ile ayrı toplantılarda bir araya geldi. BM Genel Sekreter Yardımcısı Jenca, en önemli şeyin BM Genel Sekreteri’nin adadaki duruma azami dikkat ve ilgi göstermesi olduğunu söylerken, Hristodulidis ile müzakerelerin nasıl yeniden başlayabileceğiyle ilgili yöntemler üzerinde tartıştı. Miroslav Jenca, büyük resme bakılmasının çok önemli bir şey olduğuna vurgu yaparak, Genel Sekreter’in Kıbrıs sorununa çözüm bulunması sürecine yardımcı olmak için tüm iyi niyetini kullanacağını belirtti.
Jenc, Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşmesini “çok verimli” niteledi, birçok müşterek fayda konusunu ele aldıklarını söyledi. Jenca, “Tatar’a çok verimli görüşmeden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Birçok müşterek fayda konusunu ele aldık. Tatar’a, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs konusuna yönelik süregelen ilgisini ilettim ve biz, tüm halkın faydasına barış görüşmelerinin yeniden başlaması için gelecekte ortak bir zemin olacağını ümit ediyoruz. Daha iyisini umalım” dedi.
Rum tarafı Jenca’dan, Kıbrıs konusuna BM’nin hemen elçi atamasını, müzakerelerin kaldığı yerden başlamasını talep etti. AB’nin Kıbrıs konusuna etkin katılımının sorunun çözümüne fayda sağlayacağı belirtildi. Rum Sözcü’nün ‘Pile konusu tartışılmadı’ açıklamasına rağmen Pile’de yaşananların ‘işgal topraklarının genişletilmesi’ ve ‘askerî avantaj elde etmek’ üzere Türkiye tarafından planlı bir gerilim siyasetinin parçası olduğu vurgulandı, ‘Türk saldırganlığının’ kayıtlara geçirilip önlenmesi istendi. Türk tarafı ise egemen eşitliğimiz kabul edilmeden müzakerelere başlanmayacağını tekrarladı. BM’nin, taraflar arasında ayırım yapan tutumunu gözden geçirmesi, çifte standartlara ve Türk tarafına yapılan adaletsizliğe son vermesi istenirken, BM’nin kendi temel ilkelerini göz önünde bulundurarak taraflara eşit muamelede bulunması ve iyi niyet misyonu çerçevesinin dışına çıkılmaması gerektiği hatırlatıldı. Tarafların ortaya koyduğu tezler arasında uçurum her geçen gün derinleşirken, ‘ortak zemin’ bulunması mümkün değilken, sürekli aynı konuları gündeme getiren ve statükonun devamını sağlamaya yönelik oyalama taktiklerine başvuran Rum tarafı, BM, AB ve İngiltere ile sürdürülmekte olan temas ve görüşmeler zaman kaybıdır, tanınma hedefinin savsaklanmasıdır. Statükonun sürdürülmesine ve tanınma hedefimizin sulandırılmasına izin verilmemelidir. Geçtiğimiz hafta KKTC makamlarına, egemen topraklarımıza yapılan saldırının püskürtülmesi emrini verdikleri, hakkımızı/hukukumuzu korudular diye ağır, mesnetsiz ve insafsız eleştirilerde bulunarak kınama açıklaması yayınlayan BM Güvenlik Konseyi’nin temsilcisi sıfatıyla Cumhurbaşkanı Tatar ve heyetiyle görüşen BM Genel Sekreter Yardımcısı Jenca’nın, hiçbir şey olmamış, yaşanmamış gibi büyük bir pişkinlik içerisinde rahat davranması ve üstüne üstlük Tatar’a teşekkür etmesi, pes dedirtirken; BM’nin samimiyetten yoksun çirkin yüzünün bir kez daha görülmesini de sağladı. Tek amaçları müzakerelerin kaldığı yerden başlamasını sağlayarak KKTC’nin tanınmasını engellemek olan Rum-Yunan ikilisi ve bunların destekçileri ABD, AB, İngiltere ve BM’nin, bu hedeflerine ulaşmalarını engellemek için ‘müzakereler başlıyor algısı yaratan’ nafile, faydasız görüşmelerden kaçınılmalı tamamen KKTC’nin tanınmasına odaklanılmalıdır.
Jenca’nın özellikle Hristodulidis ile yaptığı görüşmenin detayları Rum basınında geniş yer buldu. Rum basınına yansıyan görüşme detaylarına göre, BM Genel Sekreteri Guterres’in Eylül ayında gerçekleşecek BM Genel Kurul çalışmaları çerçevesinde ortak görüşmede bir araya getirmek istediği liderleri dinlemekle kalmayacağı, müzakerelerin başlaması için önerilerde bulunmayı hedeflediği anlaşılıyor. Gazeteler, Guterres’in Eylül ayında planladığı görüşme öncesinde izlenecek yol haritasını ve gerekli kararları belirlemek maksadıyla, Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs sorununda bir temsilci atanması perspektifleriyle ilgili olarak kapsamlı bir resme sahip olmak istediğini, bu maksatla da Jenca’yı Kıbrıs’a gönderdiğine dikkat çektiler. Güney Kıbrıs gazete manşetlerinden anlaşılacağı üzere, BM ve Rumlar, Eylül ayında gerçekleşecek BM Genel Kurulu sırasında Türk tarafının egemen eşitlik, eşit uluslararası statü talebini sulandırarak, hatta tamamen dikkate alınmamasını sağlayarak müzakerelerin yeniden başlamasının yolunu aramaktadır. New York’ta Türk tarafına şeytani bir tuzak kurulmaya çalışıldığı açıktır. Tatar’ın egemen eşitlik, BM ve Hristodulidis’in ise müzakere ısrarı sürerken, güvenilir diplomatik kaynaklara göre, kilitlenmeyi çözmek için ABD, AB ve İngiltere’nin devreye girmesi, ekonomik sorunlarla boğuşan Türkiye’ye reddedemeyeceği, ülkeyi ferahlatacak finansal paketlerin sunulması ve böylelikle Kıbrıs’ta tıkanan sürecin önünün açılması planlanıyor.