Milli Takım'ın Çekya zaferindeki gizli kahramanı açıkladı
Bu gece Çekya önünde alınacak en az bir puanla bir üst turu garantileyecek olan Türkiye A Milli Takımı, bir yandan bunu sağlamaya çalışırken, diğer taraftan da kulağı Gürcistan’ın, Portekiz’i aynı dakikalarda 2-0 yendiği maçtaydı.
Hatırlarsanız, 3-1’lik Türkiye-Gürcistan maçından sonra iddialı bir şekilde yazmıştım; İzlediğim bu Gürcüler, hem Çekya’dan, hem de Portekiz’den banko puan alır diye. Çekya’dan aldı, Portekiz’den de...
Fizik-Kondisyonunu hemen belli eden beyaz-kırmızı-mavili Çekya takımı, zemin üstündeki her iki takım adına da 20. dakikada Fiorentinalı oyuncusu Barak ile dengeleri bozdu. Bu oyuncu, oyunun başlarında Ferdi, ardından da Salih’in ayağına basınca kızardı ve takımını sahada bu önemli karşılaşmada 10 kişi bıraktı.
Rumen orta hakem Istvan Kovacs, Barak’ın bu iki ayak bileğine basma operasyonunu kaçırmadı.
Çekya’nın bu yarıda 3 pozisyonu var, bizim çocuklarında ‘ehh’ işte!
O zaman ortada 11’e, 10 oynanan futbol çekilmiyorsa, sen gecenin ipini çekeceksin Aga! Taraftarın arkanda.
Sahadaki halı gibi zemin hareket alanını daraltıyorsa ki! Öyle olmamalı, sen fikirlerini ve oyun taktiğini genişleteceksin o zaman. Rakip bir eksik. En önemli bulacağı gol anı; duran top. Demek ki; bunu koz olarak rakibe sunmamak ve kendi takımından bir oyuncunun atılmaması ilk hedefin olacak.
*
İlk yarıdaki oyun planını değiştirirken ya da değiştirmen gerekirken, cesaretini ve gerekirse kariyerini ortaya koyacaksın o zaman Montella! Mesela; sarı kartlı Salih’i devre arası oyundan almana ’okey’ ama yerine Kaan mı girmeliydi? O bana göre soru işareti idi! Yine sarı kartlı İsmail’in yerine Okay’ın girmesi ise doğru bir varyasyondu.
Abdülkerim’in cezalı olduğu ay yıldızlı takım, ikinci yarıya hızlı başladı. Hamburg’taki 57 bin kişilik Volksparkstadion’da kırmızı-beyazlı taraftarlarımıza aslında çok iş düştü. Rakip 10 kişi kaldıysa, bu karşındaki takıma karşı hem avantaj hem de dezavantaj sayılır. Bunun stresini yaşanır kılarsan, karşılığı da galibiyet ya da puan apoletiyle ödenir!
Milli takımımız hızlı başlayınca, önce günün iyi isimlerinden Kenan Yıldız iyi vurdu, kaleci Stanek çeldi. En son topla buluşan kaptan Hakan, sol çaprazdan köşeye düzgün vurunca, gökyüzü aydınlandı, hilal ayın önünden bir yıldız sevinçle kaydı ve Bizim çocuklar 1-0 öne geçti.
Hakan Çalhanoğlu, futbol kariyerindeki en iyi gollerinden birini, daha önce bu stadyumda atmıştı. Bu gecede aynı sahnede önemli bir gole imza attı vesselam.
Cesaret kadar biraz da şans gerekiyor insana böyle 90 dakikalarda! Meşin yuvarlağa akıllı bir dokunuş veya vuruşla gidişatı değiştirebilir insan, kaptan Hakan’da öyle yaptı Hamburg’ta.
*
Bu golün ardından net bir 2. gol şansını yakalamak varken, tartışılan bir faul pozisyonu ile golü bulan Çekya oyuna dengeyi getirdi.
Çekya’nın kullandığı uzun taç atışında; kaleci Mert’e, Chory’nin yaptığı faul ‘VAR’ da ki Polonyalı Tomasz Kwiatkowski vermeyince geçerli sayılan gol, saha içini de gerdi.
Anlamadığım 10 kişi oynayan onlardı ama baskıyı yiyen 11 kişilik ay yıldızlı ekibimizdi. Rumen hakem, zaten güneş olup Çekya’ya olmasa da, Türkiye’nin üzerine de açmayacağını belli etti. Adeta sarı ve kırmızı kartları cebine koymadan, elinde maç yönetti!
Değinmeden geçmeyeyim; Galatasaraylı Barış Alper ve Fenerbahçe’nin Trabzonlu beki Ferdi, takımına değer kazandıran bir resimlerinin duvara asılan çerçevesine, bu gece yine yaldızı parlayan çiviler çaktılar. Gerçekten takdirlik çalıştılar. Avrupa’da her takımında oynar bu çocuklar.
Bu gecenin beraberliğine razı olurken, ikinci yarı oyuna giren Cenk Tosun uzatmalarda galibiyet golünü çengel ile köşeye bırakıp selamı çakınca, Türkiye Portekiz ile aynı puanla bir üst tura çıktı.
Maç sonrası tribünlerdeki gizli kahramanlar; Mustafa Kemal Atatürklü ay yıldızlı bayraklarımızla topluca galibiyeti kucaklarken, Türkiye’nin eleminasyon maçında 2 Temmuz’da ki rakibi, bana göre turnuvanın en iyi takımlarından biri olan Avusturya.
Unutmayalım ki; tam 3 ay önce ki hazırlık maçında, kendi evinde Türkiye’yi 6-1 gibi farklı bir skorla mağlup ederek göndermişti.
Fakat bu sefer tarafsız saha, seyirci üstünlüğü bizde ve telafisi olmayan tek maç. Seversiniz siz bu tip maçları, öyle değil mi bizim çocuklar?