Kölelik eski bir kurumdur! Savaşta esir alınanlar, ağır suç işleyenler, hatta borcunu ödeyemeyenler, köle statüsüne düşürülür ve köle pazarlarında satılırdı. Kölelerin çocukları da köle olurdu! Kölelik, 19’uncu yüzyılda kaldırıldı ama, vahşi kapitalizm, işçi sınıfını köleleştirmeye başladı. Buna karşı, Avrupa’da isyanlar patladı ve sonuçta işçinin de sosyal refahtan pay aldığı sosyal demokrasiye ulaşıldı. Fakat Batı Avrupa, sömürüye dayalı geliştiği için buradaki işçi sınıfı, dünyanın geri kalan ülkeleri üzerindeki sömürüye de ortak oldu. Amerika’da ise vahşi kapitalizm hiç aksamadan devam etti.

* * *

Adnan Menderes, Türkiye’yi küçük Amerika yapmaktan söz ediyordu. Menderes bu hamleyi başlattı, Süleyman Demirel ve Turgut Özal devam etti, şimdi Tayyip Erdoğan tamamlıyor!
Hani Başbakan Tayyip Erdoğan, Meclis tatile girmeden birkaç gün önce “Milletimize söz verdiğimiz yasaları çıkarıncaya kadar tatil bize haramdır. Gerekirse 24 saat çalışırız, gerekirse 365 gün 6 saat çalışıyoruz” diyordu ya, gerçekten de gece gündüz çalıştılar ve milletin ocağına nasıl incir dikileceğini gösterdiler!
Millet, AKP’den “köle pazarı yasası” istiyormuş meğer! Başbakan bu yasayı çıkarmak için millete söz vermiş!
Sabaha karşı çıkardıkları “Özel istihdam bürolarının yolunu açan yeni istihdam yasası” geçici işçi çalıştırmak isteyen müteahhitlerin taleplerini karşılayacak! Gerçi yasa çıkmadan önce de taşeron sistemi adı altında insan hakları hiçe sayılarak bu uygulama sürdürülüyordu. Ancak, istihdam büroları ile köle pazarlarının yasal temeli atılmış oldu.

* * *

İkinci Dünya Savaşı’ndan beri en büyük ekonomik krizi yaşayan Türkiye’de sendikalardan şu ana kadar ciddi bir ses çıkmamıştı. Akşam’da Ebru Çekiç’in haberine göre, Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu, “Türk-İş, Cumhurbaşkanlığı makamından, tamamıyla işverenlerin isteği üzerine çıkarılan ve çalışma barışına hiçbir katkısı olmayacağı gibi özel istihdam büroları aracılığıyla çalışma yaşamında kuralsızlığı ve köleleştirmeyi hükme bağlayan yasayı veto etmesini beklemektedir. Özel istihdam bürolarına sağlanan istihdam ettiği işçileri kiralama yetkisi, istihdamı artırmayacak, çalışma barışını bozacak, işçilerin örgütlenmesine engel olacak ve işçilerin güvencesiz bir ortamda insan onuruna yakışmayan bir ücret düzeyinde çalıştırılmalarına sebep olacaktır” diye cılız bir açıklama yaptı. “Cılız” diyorum, çünkü elindeki hakları alınan işçi, Cumhurbaşkanı da olsa kimseye yalvarmaz! Hak verilmez alınır!

* * *

Aslında İstanbul’da birkaç yıldır bir köle pazarı var zaten! Ukrayna, Moldova, Özbekistan, Azerbaycan, Bulgaristan ve Gürcistan’da, bakıcılık, dadılık ya da hizmetçilik yaparak para kazanmak isteyen kadınlar, Türkiye’ye gelebilmek için önce ülkelerindeki simsarlara komisyon veriyor. Türkiye’deki simsarlar da pasaportlarına el koyup, danışmanlık şirketlerine ya da müşteriye kiralıyor.
Bazıları bu kadınları fuhşa yönlendiriyor. Hiçbirinin sigortası ve çalışma izni yok.

* * *

Evet Türk-İş, bir saatlik eylem planladı ama sesini duyan yok, duyuran da yok! Medyamız, sözde iktidar hesabına TSK’ya saldırıyor; demokrasi mücadelesi veriyor! Bu arada insanlar köleleştiriliyormuş, kimin umurunda! Zaten eski Yunan demokrasisi, köleleri vatandaş saymayan bir sistem değil miydi?
Tayyip Bey de eski Yunan demokrasisinin kurallarına uygun davranıyor! Fakir düşen, kredi kartı borcunu ödeyemeyen milletin statüsünü köleliğe düşürüyor! Zaten Tayyip Bey, “Kredi kartı mağduru yok, borçlusu var. Onlara da dürüst gözüyle bakmam” demiyor muydu? İşte şimdi onları cezalandırıyor!