Millet İttifakı'na netlik ayarı
Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve Demokrasi ve Atılım Partisi Genel Başkanları, önümüzdeki Cumartesi günü, Ankara''da bir "çalışma yemeği"nde buluşacaklarını duyurdular ya…
Beklentiler ve tabii yönlendirmeler havada uçuşuyor.
Onda da uzlaşsınlar, bunu da konuşsunlar, şunda da anlaşsınlar…
İlk anda biraz kulak tırmalayıcı gelebilir ama;
Neden?
***
Neden bu 6 "ayrı", "farklı" siyasi parti, "her konuda" anlaşmak, uzlaşmak, ortaklaşmak, aynılaşmak zorunda olsun ki?
Bu partilerin her biri ayrı bir kurumsal kimliğe sahip değil mi?
Her birinin ayrı bir tüzüğü yok mu?
Ayrı bir programı yok mu?
Ayrı dünya görüşleri, okumaları, ideolojileri, algıları…
Ayrı yolları, metotları, araçları…
Ayrı iddiaları, mesajları, amaçları…
Kim, neye ve neden zorlanıyor?
Kimin, nelerden vazgeçmesi umuluyor?
***
"Aynı ideolojiye mensup" varsaydığımız, aynı gövdeden, benzer itirazlarla ve neredeyse eş zamanlı olarak kopan gruplar bile, "Gelecek" ve "DEVA" diye iki ayrı temsil adresi belirlemediler mi kendilerine?
Muhalefet etmek için "kendinden; kendi iddiandan, karakterinden, emeğinden vazgeçmek" gibi bir şart bulunsaydı, siyasi konumları, oy potansiyelleri vesair gereği herhalde herkesten önce, birbirlerine karşı bu "fedakârlığı" onların yapması lazımdı değil miydi?
Kimse, kendisinin yapmadığı/yapmayacağı fedakârlığı başkasından beklememeli.
***
Millet İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti''ni "Parlamenter Sisteme döndürmek" üzere kuruldu. Keza temeli de, 2017 yılında, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi''ne geçiş"in oylandığı Anayasa Değişikliği referandumunda yapılan ilkesel iş birliğiydi.
Bu sebepledir ki, kuruluşundan bugüne, Millet İttifakı, hemen hiçbir konuda Cumhur İttifakı gibi "tekleşmiş" bir siyasi seyir izlemedi.
İki parti de tavır ve kararlarını kendi politikaları doğrultusunda belirledi; olması gerektiği gibi.
Şimdi neden 6 ayrı parti birden, ekonomiden dış politikaya her alanda "ortak yol haritası" belirlemek ve ayrıca da kendilerini "eşitlemek" zorunda olsun ki?
Şartları, emek ve katkıları bir mi?
***
Sanki çok iyi bir şeymiş gibi gözle görülür bir dayatma var bu konuda genel başkanlara da; nesi iyi?
Görülmüyor mu Cumhur İttifakı''nın hali;
Bu "tekleşmiş" görünümden ötürü, MHP''lilere, AK Parti''nin yanlışlarının hesabını vermek durumunda kalmaktan gına geldi… AK Partililere, MHP''nin için için bilendikleri çıkışlarını sineye çekiyormuş gibi yapmaktan!
Böyle mi olsun; her partiyi zaman zaman kendi içinde bile bölen, kaynağı, gerekçesi, lüzumu belirsiz her nevi söylemden ötürü diğer ittifak partileri de mi hesaba çekilsin?
Bu riski almaya değer mi?
Ne uğruna?
Hem ne denecek mesela seçmenin karşısında; hangimizi seçerseniz seçin hiç önemli değil; son tahlilde hepimizin ekonomi programı bir, dış politika vaadi bir, adaleti tecelli ettirme yolu bir, tarımda, kültürde, sağlıkta, çevrede, eğitimde, güvenlikte izleyeceği yöntemi bir mi?
Ki, bir mi?
Öyle olacaksa, "6 eş genel başkanlı tek parti"yle de karşılanabilir pekala bu manasız ve de faydasız beklenti!
***
Kemal Bey, söz konusu yemekle ilgili olarak, "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi açıkladık, arkadaşlar tekrar şu konuda bir araya gelebilir. Genel başkan yardımcıları otursunlar, o konuları çalışsınlar. Tekrar genel başkanlara bilgi sunsunlar. Tekrar o netleştikten sonra genel başkanlar bir araya gelsin, onu kamuoyuna paylaşalım diyebiliriz" dedi, katıldığı televizyon programında.
Demeyin!
Lütfen demeyin!
Millet İttifakı''nın var olma sebebi parlamenter sisteme dönüş olduğu için bu konuda her türlü çalışmayı yapın, en sağlıklı uygulama yollarını, geçiş sürecinin teknik takvimini her ayrıntıyı, "parlamenter sistemin özü de zaten bunu gerektirdiği için" istişare edin, uzlaşma yolları arayın, vardığınız sonuçları açıklamak üzere de toplanın; eyvallah!
Ve fakat, azı karar çoğu zarar!
***
Birileri öyle olduğuna ikna çabasında olabilir ama 6 siyasi parti genel başkanının her vesileyle bir araya gelmesi, bir arada görünmesi ne güçlü, ne de güçlendirilmiş bir fotoğraf olmaz.
Ama güçlendiren bir fotoğraf olabilir; rakiplerini!
"AK Parti politikalarının yanlışlığını fark edenlerin sayısı artıyor. İktidar dağılıyor; gemiyi terk edenler çoğalıyor. Toplumsal muhalefet genişliyor" fotoğrafıyla, "Erdoğan tek, biz hepimiz" fotoğrafı arasında kıldan ince, kılıçtan keskin bir çizgi var.
İlk fotoğraf, pekala, 2023''te, "Cumhuriyet''le hesaplaşmasını bitirmiş(!)", parlamenter rejimi, hukukun üstünlüğünü, kuvvetler ayrılığını hazmetmiş bir Türkiye''nin müjdecisi potansiyeline sahipken…
İkincisi, iktidara, artık sahip olmadığını sağır sultanın bile duyduğu gücü atfedebilir yok yere…
Partisinde bile "ondan sonrası"nın hesapları yapılan bir lidere, "karşısında voltran oluşturmadan yenilemez" imajı hediye edebilir, altın tepsi içinde.