MHP'yi ayıklamak; Türkiye'yi ayıklamak!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, daha sonra saati değiştirilse de genel merkezle aynı gün ve aynı saatte bayramlaşma toplantısı düzenlenmesiyle ilgili açıklama yaptı ve "Bayramlaşma buradadır, bunun dışındaki bayramlaşma, bana gelen bilgiler doğrultusunda Fethullah Gülen örgütlenmesinin tavsiyesi ve onların bir siyasi, sosyal zemine tekrar kavuşturulması için bir oyundur. Bu oyun bozulacaktır. O sebepten dolayı böyle bir bayramlaşmaya tevessül eden, bu oyunda hâlâ figür olarak görev alanlara tüzüğümüzün gereği yapılacak ve artık MHP'de bir ayıklanma mevsimi başlayacaktır" dedi.

MHP'deki her siyasi adımı Fethullah Gülen örgütlenmesine bağlamayı artık kimse ciddiye almıyor. Bu bakımdan Bahçeli'nin böyle bir gerekçeye sığınması, daha fazla itibar kaybına yol açıyor. Bu tür söylemlerin bir dayanağı olması gerekir. Dayanak yoksa iddialar, iftira sayılır.

"Ayıklanma mevsimi" de yeni bir konu değildir. MHP'de bu kaçıncı ayıklanma mevsimidir? Daha önce kaç defa üye kayıtları ve buna bağlı olarak delegelerin büyük kısmı ayıklanmıştır?

***

Konuyu, 2003 yılında o zaman da genel başkan adayı olan Koray Aydın'a sormuştum:

BULUT: Sayın Aydın, 57. hükümetin kurulduğu günlerde, MHP'de üye kayıtları silindi ve hangi gerekçeyle olduğu izah edilmeden her ilçede 399 üye kaydedilmesi suretiyle yenilendi. Tabii bu sırada, yüz binlerce MHP'linin parti ile hiçbir organik bağı kalmadı. İnsanlar bu yüzden mensubiyet bilincini kaybetti. Ben şahsen tespit ettim ki yeni kurulan AKP, MHP'den kaydı silinen insanlara, kendi partilerinin kimlik kartını gönderdi. Kimilerine, evlerinde ziyaret ederek bu kartları verdiler, kimilerine de posta ile gönderdiler. Bu da birçok insanın AKP'ye yönelmesine sebep oldu. AKP'de seçimde en çok çalışanlar da bu MHP'lilerdi. Bu olay nasıl gerçekleşti?

AYDIN: MHP'nin ilk kırılma noktası, 2000 yılı kongresinde üyeliklerin sıfırlanmasıdır. Bu tasarruf, MHP'de tek kişinin tasarrufudur. Sadece liderin aldığı ve uyguladığı bir karardır. Zaten, Türk siyasi hayatında partilerin temel problemi budur. Tek adamcılık zirvededir. Danışmayan, konuşmayan, tartışmayan, resmi organlarında bile irdelemeyen, muhataplarına, karşıtlarına söz hakkı tanımayan, "ben dedim, oldu-bitti" anlayışıdır bu. İşin ne olduğundan ziyade, o sürecin nasıl yaşandığı önemlidir. Bir parti, tek adam anlayışından kurtulamazsa, kendi kurumsal kimliğini oluşturamazsa, kendi iç müesseseleşmesini sağlayamazsa, bundan sonra olacaklar da çok farklı olmaz.

***

Görüldüğü gibi kısa bir süre içinde MHP'de üye kayıtları iki defa sıfırlanmıştır. Sonraki süreçte de Koray Aydın'ın talebiyle olağanüstü kurultay düzenlenmesi için imza veren delegeler tasfiye edildi. Şimdi de Meral Akşener, Sinan Oğan ve Koray Aydın'ın talebiyle imza veren ve 19 Haziran'daki olağanüstü tüzük kurultayına katılan delegelerin tasfiye edileceği anlaşılıyor.

Millet, 2002 seçimlerinde MHP'yi baraj altında bıraktı. Deprem sonrası ekonomik kriz, bunda büyük rol oynadı ama asıl sebebin parti içindeki tasfiyeler olduğu belliydi.

Şimdi tasfiye bir çırpıda yapılamıyor ama "yargı"nın engellemesiyle olağanüstü kurultayın toplanamayacağına güvenilerek, "ayıklanma mevsimi" başlatılıyor; il kongrelerinde muhalif büyük kurultay delegelerinin tasfiyesi planlanıyor.

Bu durumda, seçmen de MHP'yi tasfiye etmez mi? Millet, erken bir genel seçimde MHP'yi ayıklamaz mı?

Ayıklar ama zaten projenin gereği de bu? Yoksa AKP nasıl 400 milletvekiline ulaşır da rejimi değiştirir?

Fakat Bahçeli bu defa selin önünde duramayacaktır. Su akar, kendi yatağını bulur!

Yazarın Diğer Yazıları