MHP’den sonra CHP ve Barolar üzerinden yeni açılım projesi...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Partililerle tokalaştı ve el uzattığını açıkladı. Bahçeli, daha sonra da Türkiye'ye getirildiği sırada, uçakta "Fırsat verilirse ülkeme hizmet edeceğim" diyen Abdullah Öcalan'ın, terör örgütü militanlarına silah bırakıp, teslim olması yönünde talimat vermesini istedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise ön almak için Güneydoğu gezisi düzenledi ve öncesinde İstanbul Erikli Baba Cemevi ziyaretinde “Kürtler, ‘Eşit hissetmiyorum’ diyorsa o hissedene kadar ‘eşit anayasal yurttaşlık’ için, Aleviler, ‘Eşit hissetmiyorum’ diyorsa ‘ben eşitim’ dedikleri güne kadar Alevilerin eşitliği için hep birlikte mücadele edeceğiz.” dedi.

Gerçi Özgür Özel, “Her birimizin görevi Anayasa’da yazan eşitlik ilkesi gerçekten hayata geçene kadar mücadele etmektir” ifadesini de kullandı ama “Eşit Anayasal yurttaşlık” kavramı, bu anlama gelmiyor! PKK’nın veya DEM’in “Eşit Anayasal yurttaşlık”tan kastı, Anayasa’da Kürtlerin veya isterlerse bütün etnik kökenlerin ve dinsel kökenlerin tek tek zikredilmesidir.

***

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ da konuyu böyle gördüğü için yayınladığı 11 maddelik mesajda Özgür Özel’e sorular sordu. Özdağ, şöyle dedi:

“Vatandaşlığın etnik esasa bağlanmasını isteyen PKK/DEM çizgisi, anayasada etnik Kürt kimliğinin yer almasını istiyor. Sayın Özel, Siz Kürtleri değil, PKK/DEM çizgisindeki Kürtleri memnun etmekten bahsediyorsunuz.

PKK/DEM çizgisini memnun etmek için Atatürk’ün mucize gibi bir formülünün sonucu olan ve anayasal vatandaşlığın en mükemmel şekli olan 66. Maddeyi silerek, Yugoslavya, SSCB, Çekoslovakya, Irak, Lübnan anayasalarını taklit ederek eşit vatandaşlık kisvesi ile etnisite ile vatandaşlığı bağdaştırmak, Türkiye’nin anılan ülkelerin kaderini paylaşmak anlamına gelecektir.

Sayın Özel, bu kapıyı açarsanız Zaza kökenli yurttaşlarımız içinden bir grup, Arap kökenli yurttaşlarımızdan bir grup veya Kuzey Kafkas kökenli yurttaşlarımızdan bir grup çıkıp ‘eğer etnisite merkezli yurttaşlık verilecek ise biz de isteriz, bizim neyimiz eksik’ derse ‘Sizin terör örgütünüz eksik. Kurun bir örgüt. Biraz terör yapın, size de aynı hakları verelim’ mi diyeceğiz?

Ya da başlamışken ‘herkese etnik merkezli yurttaşlık tanımlaması yapalım’ mı diyeceğiz? Anayasamızı Birleşmiş Miletler listesine mi çevireceğiz?

Sayın Özel, Atatürk’ün modeli, olabilecek en mükemmel model. Atatürk’ün modelini terk edip Erdoğan-Bahçeli-Öcalan uzlaşmasının ürünü olacak Anayasa değişikliği ve terörle müzakerenin parçası olmayın.

Ve Sayın Özel, göreceksiniz bu ikinci terörle müzakere süreci de birincisi gibi başarısız olacak. Ancak birinci terörle müzakere sürecinin bedelini Türk Milleti’nin kahraman evlatları olan 739 Jandarma Özel Harekât ve Polis Özel Harekât mensubunu şehit vererek ödedik. Korkarım bu sefer ülkemizin ödeyeceği bedel çok daha fazla olacak.

Sayın Özel, Alevilere AKP tarafından yapılan haksızlıkları düzeltmenin yolu da anayasamıza

İstanbul Barosu

üzerinden de açılım!

Yeni Açılım sürecine paralel olarak, önce İstanbul Barosu sonra da Barolar Birliği için de yeni bir yapılanma planlanıyor. Bilindiği gibi İstanbul Barosu, 62 bin üyesiyle, dünyanın en büyük barosudur. İktidar, İstanbul Barosu’nun etkinliğini kırmak için yasa değiştirdi ve bir ilde birkaç baro kurulabilmesine imkân sağladı. Yeni yasaya göre, İstanbul Barosu’nun Barolar Birliği delege sayısı da 138’den 15’e düşürüldü. Böylece İktidar, Barolar Birliği yönetimine de kendi ekiplerini seçtirmeye çalıştı. Başaramadılar ama bu defa İstanbul Barosu ve Barolar Birliği üzerinden açılım sürecine hukuki destek sağlamak için ciddi bir hazırlık var. İbrahim Kaboğlu ve ekibi, Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu’ndaki bölünmeden faydalanarak seçimi kazanırsa ki böyle bir ihtimal var; o zaman İstanbul Barosu’nun Diyarbakır Barosu’ndan veya diğer Güneydoğu illeri barolarından farkı kalmayacak! Yönetime aday olan liste, Erdem Atay’ın tespit ettiği gibi Öcalan’ın avukatı dâhil DEM Parti’lilerin avukatları ile dolu ama Kaboğlu’nu öne çıkararak CHP’li avukatların oylarına talipler...

Öyleyse, İstanbul Barosu’na bağlı bütün avukatların, eski seçimlere oranla çok daha sorumlu oy kullanması gerekiyor...

Yazarın Diğer Yazıları