MHP'de değişim neden şart!
Dr. Haluk Hepkon, Kırmızı Kedi Yayınları arasında yayınlanan Jön Türkler ve Komplo Teorileri adlı son kitabında, 100 yıldır siyasal İslamcı hareketlerin Türk Milliyetçileri üzerinde sürdürdüğü bir propagandanın, İngiliz istihbarat servisinin operasyonu olduğunu, Mim Kemal Öke’nin Siyonizm ve Filistin kitabından da yararlanarak
belgeleriyle ispat ediyor. Propaganda, Türk Milliyetçiliğinin temelini masonların hatta Yahudilerin attığı iddiasına dayandırılmıştır. Bugünün İslamcıları da, Türk Milliyetçiliği ne zaman öne çıksa aynı iddiayı ısıtır ve gündeme taşır.
Hepkon’a göre Fitzmaurice’in “Mason-Yahudi komplosu” tezleri üzerine inşa edilen iddialarla Türk Milliyetçiliğinin Yahudi işi olduğu tezi ileri sürülüyordu. Hem de öncelikle o günün Arap basınında Jön Türklerin asıl amacının Turancılık ve bütün Araplara hükmetmek olduğu ve İslam’a karşı çıktıkları yazılıyordu. Nitekim, The Near East dergisinin 25 Ağustos 1916 tarihli nüshasında yayımlanan “Yeni Turan” başlıklı ve “İslam’a ihanet” alt başlıklı makalede Türkçülüğü, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne Siyonistlerin benimsettiği ve ITC’nin önde gelenlerinin de Yahudi ya da dönme olduğu iddia ediliyordu.
Ekim 1917 tarihinde İngiliz Dışişleri Bakanlığı Politik İstihbarat Bürosu tarafından hazırlanan 25 sayfalık “Turancılık Hareketi Hakkında Bir Rapor” da İTC önderliği içindeki Yahudi ve dönmelerin, Türkçülüğü desteklediğinden bahsedilmekteydi.
***
Yine İngiliz Dışişleri’nden St. Petersburg’taki Büyükelçi George William Buchanan’a gönderilen 26 Kasım 1917 tarihli yazıda Jön Türklerin ve Türk Ocağı’nın gayrimüslim karakteri ve Jön Türkler’in masonluk faaliyetlerine ilişkin raporların İngiltere’nin menfaatleri açısından faydalı olacağı ifade ediliyordu.
Türk Milliyetçiliğinin bir Yahudi icadı olduğu fikri İngiliz Dışişleri’nin yazışmalarında daha sonraki tarihlerde de sürdü. 1919 yılında Dışişleri tarafından yayınlanan kitapçıklarda hala Türk Milliyetçiliğinin gelişmesinde Yahudilerin etkisinden bahsedilmekteydi. Mim Kemal Öke, propaganda amaçlı yazılmış bu kitapçıklardaki yazıların Arnold Jamuz Toynbee tarafından kaleme alınmış olabileceğini kaydeder. (Zira Ermeni soykırımı iddiasını öne süren Mavi Kitap’ın yazarı da Toynbee’dir.)
İngiltere, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin cihat çağrılarının İslam ülkelerinde ve özellikle kendi sömürgelerinde bir yankı bulmasından çekiniyordu. 30 Haziran 1916 tarihli bir belgede İngiliz Dışişleri, Hint-Müslüman kamuoyunun Türk taraftarı eğilimlerine karşı, İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne anti İslam görüntüsü verilmesi gerektiğini açıkça ifade ediyordu. İngiltere, Hindistan’da İngiltere’ye sadık ve makul Müslümanlar istiyordu. Şerif Hüseyin’in oğlu Abdullah da Türk hükümetinin İslam’ı savunmayı bıraktığını ve inançtan koptuğunu ileri sürerek isyanına meşruiyet kazandırmaya çalışıyordu..
***
Yani İngilizler Türk Milliyetçilerine iftira ediyordu. Peki bugün Türk Milliyetçileri ne durumdadır?
Dr. Hasan Vasfi Altay, odaTV’de yayınlanan “MHP’de BOP projesine direnecek bir isim yok mu?” başlıklı yazısında “ABD ve İsrail kumpasında Suriye ile dalaşmanın milliyetçi düşünceyle bir alakası yoktur. AKP’nin tezkeresini destekleyenler, seçimlerde AKP’ye tezkere veremez. AKP politikalarına payandalık yapmak, ancak BOP figüranlığıyla açıklanabilir. Tüm Türkiye’de ılımlı İslam’a yer açılırken, milliyetçiliğin defteri dürülmüştür” diyor ve ekliyor:
“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ehven-i şer muhasebesi yapılmış, referandumda MHP kendi kitlesine sahip çıkamamıştır. Terör ve uluslararası kumpasla oluşan ayrışma sürecini milliyetçi bir parti çaresiz seyretmektedir. Bu akametin hesabını birileri vermek durumundadır. Öyleyse liderlik katından başlayarak MHP’de değişim şarttır.”
Altay, AKP yönetimine de “Madem milliyetçi MHP’nin de desteğiyle tezkereyi aldınız. İlla bir ülkeye dalacaksınız. Gücünüz yetiyorsa, hem Türkiye’de, hem de Suriye’de (hatta tüm dünyada) terörü azdıran ülkeyi vurun” diye hitap ediyor.
Bugün, Siyonistlerin projesi olan Büyük Orta Doğu Projesi’ne kim hizmet ediyor? Eş başkan kim? Ve MHP, bu projenin son uygulaması olan Suriye’ye müdahale programına nasıl destek veriyor? Bunda da bir İngiliz parmağı olmasın?