MHP, seçimden sonra çantada keklik mi?

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, “Seçimden sonra Anayasa değişiklikleri konusunda MHP ile anlaşabiliriz diye düşünüyorum” dedi.
Peki Köroğlu’nun “Mert dayanır namert kaçar, meydan gümbür gümbürdenir” türküsü ne olacak?
Daha dün, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, “Sayın Başbakan, kara kapılar arkasında, karanlık odalarda hangi savcılarla görüştü de parlamentoya geldi, milletvekili seçildi. Bunu bir açıklasın” iddiasına karşı Erdoğan, “Hukukta, müddei yani iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Bunu açıklamaya mecbursun. Açıklamadığın takdirde namertsin. Açıklamadığın takdirde bir müfteri olarak anılacaksın” demedi mi?
Yani bu kavga, sadece seçim meydanlarında halkın gözünü boyamak için mi yapılıyor? Bir danışıklı dövüş mü seyrediyoruz milletçe?

***

Anlaşılıyor ki Tayyip Bey, MHP’yi “çantada keklik” görüyor! 22 Temmuz genel seçimlerinde de Bahçeli meydanlarda ip atıyor ve gürlüyordu ama partisinden kimseye danışmadan Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilebileceğini ilan etti, ortada Türkiye’nin kaderini etkileyen böyle önemli bir örnek var!
Yoksa AKP ve MHP’nin üzerinde başka bir irade mi var?
“Cumhurbaşkanı seçileceeeek, seç” diyen bir irade!
Veya “Anayasa değiştirileceeeek, değiştir” diyen bir irade!
Herkes “aktörlük” mü yapıyor?
Ondan sonra, MHP’liler feryat etsin; “Keklik gibi kanadımı süzmedim, Murat alıp doya doya gezmedim. Bu kara yazıyı kendim yazmadım, Alnıma yazılmış bu kara yazı, Kader böyle imiş ağlarım bazı, Gönül hey, sebep hey.”
Yalnız, bu kara tablonun sorumluluğu sadece Bahçeli’ye ait değildir. Sebep olanlar utansın. Ağlamanın, sızlamanın da hiçbir faydası yoktur. Herkes, hatayı kendinde aramalı ki yapıcı bir değişim olabilsin!

***

Bir de türkünün sonuna doğru “Uyma dedim uydun eller sözüne” diyor Erzincanlı Salih Dündar!
Tayyip Erdoğan, Balıkesir mitingini Kuvayı Milliye Meydanı’nda yapmış! Yandaş medya fark etmedi galiba; yoksa “Ergenekon meydanında konuştu” diye Erdoğan’ı damgalayabilirlerdi! Üstelik Tayyip Bey, Atatürk’ün, “Milli emeller, yalnız bir şahsın düşünmesinden değil millet fertlerinin tamamının arzularının, emellerinin birleşmesinden ibarettir” sözünü hatırlatarak “İşte bizim yolumuzu bu büyük insanlar aydınlatıyor, bizim yolumuzu, bu aziz millet çiziyor, siz çiziyorsunuz” demesin mi?
AKP programının temelini oluşturan, Amerika’dan gönderilmiş CFR memorandumunu, Atatürk mü yazdı, yoksa “bu aziz millet” mi?
Yine AKP’nin çıkardığı hemen hemen hiçbir yasa yok ki içinde ABD, IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği dayatması olmasın! Bu durumda Tayyip Bey’in yolunu millet mi çiziyor, “eller” mi çiziyor? Milletin, çıkarılan yasalarda en küçük bir dahli var mı? Millet, Çanakkale’de, İstiklal Savaşı’nda bunun için mi savaştı?

***

Erdoğan, uçak ehli olan gazetecilerden birinin “Doğu ve Güneydoğulu milletvekillerinin, özellikle Güneydoğu bölgesinde dağda taşta yazılı olan ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ sloganının kaldırılması konusunda bir girişimi var. Bu konuyu size de ileteceklermiş. Siz ne düşünüyorsunuz?” sorusuna da “Bilmiyorum” cevabını verdi.
Bunda bilmeyecek ne var Tayyip Bey; “Ne mutlu Türkiyeliyim diyene” dersiniz olur biter!
DTP vekilleri, Diyarbakır’daki bir stüdyodan Roj TV’nin canlı yayınına katılıyor, ama Danimarka Başbakanı bu televizyonun muhabiri ile sizi muhatap etti veya sokakta yumurta attırdı diye adamın NATO Genel Sekreteri olmasını engelliyorsunuz. Şahsi davanız mı bu?
Siz de biliyorsunuz ki Bahçeli seçim meydanlarında sadece MHP’lileri avutmak için konuşuyor. Hatta afişlerde bile halka, “Ülke senin, karar senin” diyor.
Yani kendisinin hiçbir sorumluluğu yok!
Topu size verecek yine!

Yazarın Diğer Yazıları