Prof. Dr. Erol Manisalı ile beni 2005 yılında Atilla İlhan tanıştırmıştı. "Bir Millet Uyanıyor" projesi için "Küresel Haçlı Seferi" adlı kitabımı teslim etmek üzere Bilgi Yayınevi''ne gittiğimde Manisalı, Atilla İlhan''ın yanındaydı. Yaklaşık bir saat sohbet etmiştik.

Yine 2005 yılında Manisalı ile birlikte Kaş kitap şöleninde aynı gün birer konferans vermiştik. Akşam yemeğinde de karşı karşıya oturmuştuk... Hoca, çok sıcakkanlı ve sempatik bir kişilikti...

Bir de çatısını Erol Manisalı''nın hazırladığı 17 sayfalık bir metnin, geniş kitlelere hitap edecek bir sayfalık bildiri haline getirilmesi benden rica edilmişti. Bu bildiriye birçok aydın imza atmıştı.

***

Taraf Gazetesi Ergenekon operasyonları sürerken, sürmanşetten "Hocasından darbe dersleri" başlığı altında bir yayın yapmış ve Prof. Dr. Erol Manisalı, Emin Çölaşan, Mustafa Balbay, Arslan Bulut, Arslan Tekin, Sinan Aygün ve Adnan Akfırat''ı hedef göstermişti. Zaman Gazetesi de üç defa manşetten hakkımda benzer haberler yapmıştı. İki Arslan ve Emin Çölaşan dışında diğerleri tutuklandı, hapis yattı ve sonunda beraat etti. Çölaşan''ı sonradan başka bir davadan mahkûm ettirdiler... Erol Manisalı''nın, tutukluyken kanser olduğu anlaşıldı...

Benim de tam dokuz ay on gün telefonlarımı dinledikleri sonradan gazeteci Toygun Atilla tarafından ortaya çıkarıldı.

Zaman gazetesinin manşetlerinden biri Genelkurmay''da kurulan bir birimden, Türkiye''nin yaklaşık 20 etkili köşe yazarına, mühendis, doktor gibi unvanlarla mesaj gönderilmesi ile ilgiliydi. Manşet, "Genelkurmay''ın yazarları" diye atılmıştı!

Bana bu tür mesajların geldiği doğruydu ama bir kalemden çıkmış gibi olduğundan, aynı merkezden gönderildiğini anlamış ve hiçbirini yayınlamamıştım. Yani bizim dışımızda gelişen ve hiç haberimiz olmayan bir uygulamaydı.

Peki Erol Manisalı veya bizimle uğraşmalarının sebebi neydi?

Bütün sebep, Türkiye''nin nereye doğru sürüklendiğini görmemiz ve bunu halka duyurmamızdı... Bizi susturmak için iftira atarak hapse tıkmaları gerekiyordu...

***

Erol Manisalı, benim için Türkiye''nin Avrupa Birliği macerası ve Kıbrıs konularındaki uzmanlığı ile yazılarından faydalandığım çok değerli bir hocaydı...

Hocalığını, İktisat Fakültesi''nde öğrencisi olanlar anlatsın ama 25 yıl süren köşe yazarlığını, 43 yıllık bir gazeteci olarak ben değerlendireyim...

25 yıldır Erol Manisalı''nın Cumhuriyet''teki yazılarını okuyoruz. Bu yazıların hiçbirinde bilgi hatası, mantık hatası ve ifade hatası olmadığı gibi Hoca''nın bütün öngörüleri, olaylarla doğrulanmıştır. Erol Manisalı''nın bütün yazıları, gazetecilik okullarında okuyan veya mesleğe yeni başlamış bütün gazetecilere, ders olarak okutulacak değerdedir.

Türkiye, böyle bir değerini kaybetmiştir. Allah rahmet eylesin.

Halit Kıvanç;

Türkiye''nin iyimser yüzü...

Halit Kıvanç ile sadece bir merhabam vardı. O da İnönü Stadı''nın basın tribünündedir... 1925 doğumlu Kıvanç, cumhuriyetle yaşıttı ve tabii ki Cumhuriyet çocuğuydu... Devletine inanan, millî bayramlar gibi millî değerleri önemseyen ve her zaman yeni nesillere moral veren iyimser bir anlayışa sahipti... Aynı bakış açısı, ilkokul öğretmenlerimden Çanakkaleli Şakir Şakar Hoca''mda da vardı...

Esasen herhangi bir ülkenin, bütünlüğünü koruması, kalkınma hamlesine girişmesi için tam da bu anlayışa sahip nesillere ihtiyacı vardır. Bunu sağlayacak olan da öncelikle ülkenin Cumhurbaşkanıdır. Atatürk, bu iyimserliğe ve vizyona sahip olduğu için Atatürk olmuştur ve Cumhuriyet nesillerine iyimserlik aşılamıştır. Halit Kıvanç''ı hep o gülümseyen çehresiyle hatırlayacağız...