Maden haritaları ile Kürdistan ve Pontus haritaları neden aynı?
Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Başbakan eski Yardımcısı Cumhur Ersümer, bize gönderdiği açıklamasında Anayol Hükümeti’nde görev almadığını hatırlatmıştır. Evet doğrusu Anasol Hükûmeti olacaktır.
Ersümer, hukuki mevzuatı hatırlatarak, madenlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, kendi döneminde kanunlarda belirtilen şartlarda Türk şirketlerine maden arama ruhsatları verildiğini, imtiyaz verilemeyeceğini, verilmediğini bildiriyor.
Ersümer, Doğu Karadeniz Bölgesi ile Mersin’den Ağrı’ya kadar uzanan hattın altındaki bölgeye maden ve petrol şirketlerinin ilgi göstermesinin bu bölgelerin jeolojik yapısından kaynaklandığını, asıl Batı Anadolu’da yabancı şirketlerin altın aradığını, Maden İşleri Genel Müdürlüğü kasalarında saklı, gizli, sözleşmeler bulunmadığını, kendisinin anılan şirketlere imtiyazlar vermediğini bu iddianın “amacının ne olduğu belli olmayan kime ve neye hizmet ettiği anlaşılmaz maksatlı ucuz ve çirkin bir iftira” olduğunu ifade ediyor.
***
Ben Ersümer ile tanışmadım. Maksadım, Türkiye’nin madenleri üzerindeki tasarrufları kamuoyuna göstermektir. Hatam olursa düzeltirim ama kimseye iftira atmam, düşmanımın bile hakkını savunurum.
Aslında konu ile ilgili araştırmayı 31 Mart 2003 tarihinde Yeniçağ’da manşet haber olarak yayımlamıştım. Bugünlerde mayınlı arazinin 49 yıllığına yabancılara devri, yabancı şirketlere tarla satılması gibi haberler gündemde öne çıkınca, meseleyi, Türk halkına hatırlatmak istedim. Bu mesleğin temeli, işin peşini bırakmamaktır!
Haberimize göre Rio Tinto’nun Türkiye’de 1996 yılında kurduğu AMDL adlı şirketin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da elde ettiği “maden arama imtiyazı”, Barzani’nin internet sitesinde “Kürdistan’ın doğal sınırları” olarak gösterilen toprakların sınırları ile birebir örtüşüyordu. Mersin’den Ağrı’ya kadar olan bölgenin sınırları, AMDL şirketinin maden arama haritası ile birebir aynıydı. Yine Doğu Karadeniz’de aynı şirkete verilen “imtiyaz hakkı” da hayali Rum Pontus devletinin sınırları ile birebir aynıydı!
Ersümer, burada geçen “imtiyaz” kelimesinin hukuken yanlış olduğunu belirtiyor. AMDL şirketi ise haritaları yayımlayıp, bu bölgelerde “imtiyaz” aldığını ilan etmişti. Bu şirketin açıklamalarına daha önce hiç kimse cevap vermedi.
AMDL şirketi, “Yeni Anadolu Mineral Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi-YAMAŞ” adıyla yeniden örgütlendi ve 1 milyon 255 bin hektar veya 4 bin 800 kilometre karelik bir alanda maden aradığını duyurdu. Daha sonra YAMAŞ, dünyanın maden devi Rio Tinto şirketi ile Türkiye toprakları üzerinde “stratejik ortaklık” kurduğunu ilan etti!
Şirket mühendisleri o tarihte bizi telefonla aramış ve Türk kanunlarına göre kurulduklarını bildirmişti. Bu konuda bir ihtilaf yoktur.
Dolayısıyla Ersümer için “yabancı şirketlere imtiyaz verdi” demedim ki bu konuda bir düzeltme yapayım. Kendisi adı geçen şirketlere ruhsat verilip verilmediği konusunda da net bir bilgi vermiyor.
***
Bunun ötesinde “imtiyazların Maden İşleri Genel Müdürlüğü kasalarında saklandığı” bilgisini, konunun uzmanı olan haber kaynağım bildirmişti. 2003’ten 2009’a kadar, ilgili genel müdürlükten veya adı geçenlerden hiç kimse bunun aksine bir açıklama yapmadı. Bu bilginin de yanlış olduğunu belirten Ersümer, altı yıl önceki haberi okumamış olabilir; ben altı yıl sonra yaptığı açıklamanın doğru olmasını, yanılmış olmayı tercih ederim. Fakat yukarıda verdiğim bilgiler, ilgili şirketin, Ersümer’in bakanlığı sırasında yayımladığı broşürdeki bilgilerdir. Yani Ersümer’in zannettiği gibi benim tezim veya iddiam değildir. Biz sadece şirketin yayımladığı “maden imtiyaz haritaları” ile Büyük Kürdistan ve Pontus haritalarını üst üste koyduk. Birebir aynı çıktı! Bu da önemli bir haberdir. Bunları kamuoyuna duyurmak bizim görevimizdir.