Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Tolga ŞAHİN
Dr. Tolga ŞAHİN

Kılıçdaroğlu adını Türk siyasi tarihine yazdırmak istiyorsa...

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giden süreçte en tartıştığımız konu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağı.

Muhalefet kanadından birçok isim AKP ve Erdoğan’a karşı 8 seçim kaybeden Kılıçdaroğlu’nun böylesi kritik bir seçimde aday olmamasını istiyor doğal olarak.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi partiler arası koalisyonları zorunlu kılarken geçmiş koalisyon hükümetlerinde ne oldu peki?

Türkiye’de koalisyon hükümetleri döneminde her zaman koalisyon ortağı olan ve en çok oyu alan partinin lideri başbakan olmuş, ikinci partinin başkanı başbakan yardımcısı olmuş, bakanlıklar ise bu şekilde partiler arasında dağıtılmıştır. (Bu durumun tek istisnası siyasilerin yasaklı olduğu dönemdir)

Bu I. Milliyetçi Cephe Hükümeti döneminde de böyle oldu. ANAYOL hükümetinde de böyle oldu. REFAHYOL hükümetinde de böyle oldu.

Günümüze dönelim…

Millet İttifakı’nın en büyük vaadi işlemez bir hal alan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yerine Parlamenter Sistemi geri getirmek.

Peki Millet İttifakı’nın en büyük ikinci partisi İYİ Parti’nin lideri Meral Akşener, ne diyor?

“Parlamenter sistemi geri getireceğiz ve ben başbakan olacağım” diyor.

Peki Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi ve DEVA Partilerinin kadroları?

Hepsine birer bakanlık verilecek. Peki ya sonra?

Millet İttifakı’nın en güçlü partisi olan CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu denklemde hangi koltukta oturacak?

Doğal olarak ittifakın en güçlü partisi ve onun lideri olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olmayı istemesi en tabii hakkı.

Evet 1961’den günümüze siyasi tarihe ve koalisyon hükümetlerine baktığımızda yazılı bir kural olmasa da sistem böyle işlemekte.

Ancak iktidara karşı 8 seçim kaybeden, iktidarın olur olmadık iftiralarla seçmen karşısında yıprattığı Kılıçdaroğlu’nun aday olması seçimin kaybedilmesi demek.

Neden mi? Bırakalım geçmişi sadece son dönemde Kılıçdaroğlu’nun yaptığı hatalara bakalım…

Türkiye’de sanki vatandaşlar enflasyon canavarı altında ezilmiyormuş gibi

Sanki ülkede asgari ücret 5.500 TL iken açlık sınırı 7.500 TL olarak açıklanmamış gibi

Sanki ülkede bir sığınmacı sorunu yokmuş gibi

Başörtüsü sorununu ortaya atıp AKP’ye puan kazandırdınız.

Yetmedi vatandaşın sesini tamamen kesme amacıyla çıkarılan sosyal medya yasası görüşülürken ABD’ye gittiniz. Kayıp 8 saat halen tartışılıyor.

Bu da yetmedi bu sefer başörtüsü sorunu mecliste görüşülürken Londra’ya gidip FETÖ ve PKK destekçisi Amberin Zaman ile poz verdiniz.

Sayın Kılıçdaroğlu, isminizi Türk siyasi tarihine yazdırmak istiyorsanız,

Geçmişin silsilesi içinde çırpınmayın! Ülkenin ve cumhuriyetin aleyhinde bir istekte bulunmaktan vazgeçin ve cumhurbaşkanı adayı olmayın.

Bizim çocukluğumuz ve gençliğimiz hayallerimiz ellerimizden alınarak geçti.

Bırakın bu ülkenin geleceği çocukların hayalleri ellerinden çalınmasın!

Yazarın Diğer Yazıları