Karakola düşen TBMM Başkanı'nın akrabası olsa bile!
AB veya ABD’den düğmeye basılınca içeride birileri hemen 301’inci maddenin kaldırılmasını istiyor. Halbuki benzer maddeler kendilerinde de var. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı düzeyinde baskı yapıyorlar ama hiçbiri demiyor ki, “Bu madde sizde de var. Sizdeki değişikliği de görüşelim!”
* * *
Türkiye’de hangi yasa maddesini değiştirirseniz değiştirin, zihniyet değişmedikçe, adaletli davranmayanlara mahalle baskısı oluşturacak bir anlayış geliştirmedikçe, bir faydası olmaz. Bugün 301’i baskı aracı olarak kullananlar, yarın başka bir madde bulur.
301’inci madde baskı aracı mıdır? Evet. Üstelik suç duyurusunda bulunan veya şikâyet eden devlet kurumu olduğu için yazınızın üç bölümünden alınmış üç ayrı cümleden tek cümle üretip, artık size ait olmayan bir cümleyle suçlama yapıyorlar. İlgili savcı, bu iddiayı hiç araştırmadan ve değiştirmeden aynen iddianamesine alıyor!
Bir davada veya soruşturmada taraflardan biri polis, asker, hakim veya savcı ise karşı taraf yanmış demektir. Artık paçayı kurtarmak çok yüksek torpile bağlıdır. Biliyorsunuz bir bayan hakime yumruk atan bir adi suçlunun kardeşi yıldırım hızıyla ağır bir hapis cezasına mahkum edilmişti. Karar doğruydu ama yumruğu yiyen sıradan bir vatandaş olsaydı kimin umurunda olurdu?
* * *
İşte son olayda İzmir’in Balçova İlçesi’nde trafikte yol verme yüzünden çıkan kavgada bir taraf havaya ateş açıyor. Karşı taraf o silahı ateş edenin elinden alıyor. Araya giren bir vatandaş, ateş edenin polis olduğunu söylüyor. Bunun üzerine, baskın çıkan taraf, silahı bu vatandaş aracılığı ile geri veriyor. O sırada yoldan geçen bir polis ekibi müdahale ediyor hepsini karakola götürüyor. Dayak yiyen ve burnu kırılan sivil polisler olduğu için karakol polisi diğer tarafa yükleniyor. Dayak başlıyor. Bunun üzerine karakola götürülenlere sahip çıkmak için gidenlerden biri TBMM Başkanı’nı arayıp bilgi veriyor. TBMM Başkanı da karakolu arıyor. Davranışlar hemen değişiyor ama ne kıymeti var!
Türkiye’de karakola düşen bir arkadaşa, akrabaya sahip çıkmak esastır. Sahip çıkmazsanız yadırganır.
* * *
Son olayda taraflardan biri TBMM Başkanı’nın yakını çıkınca herkes seferber oldu. Toptan’ın yeğenleri hastaneye kaldırıldı. Asayişten sorumlu İzmir İl Emniyet Müdür Yardımcısı Naci Kuru, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne gelerek olayla ilgili bilgi aldı. Kuru, her iki tarafın da böyle tatsız bir olayı yaşamasına üzüldüğünü belirtti.
Gözaltındaki Mustafa Toptan, Doğan Göztepe ve Celalettin Göztepe ile tedavisi süren Sinan Toptan’ın, işlemlerin tamamlanmasının ardından ’polise mukavemet, tehdit ve dayak’ suçlarından adliyeye sevk edilecekleri belirtildi.
Düşünün, siviller kavga ediyor, bir taraf polis diğer taraf TBMM Başkanı’nın akrabası çıkıyor. Buna rağmen polisler fena dayak yediği için, olay savcılığa “polise mukavemet” diye yansıtılacak! TBMM Başkanı’nın akrabası olmanız bile kurtarmıyor!
* * *
301’i değiştirmek bu durumu düzeltecek mi?
Bir gazeteci sırf Genelkurmay Başkanı’nı istifaya davet etti diye hakkında yapılan uydurma bir şikâyet üzerine, hemen 301’den dava açan savcının hukuk anlayışı değişecek mi? Böyle dava açabilen savcı, devlet makamlarını işgal eden kişilerin değil, cumhuriyetin savcısı olduğunu anlayacak mı?
Veya köpeğini askere taşıtan, itiraz eden vatandaşı da döven üsteğmenin zihniyeti değişecek mi?