Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Armağan KULOĞLU
Armağan KULOĞLU

İvedi çözüm bekleyen sorun; "göçmenler"

Göçmen sayısının, Suriye'deki iç savaş nedeniyle sınır tanımayan bir şekilde artması sorun olmaya başlamıştır. Gelen Suriyeliler, sayının sınır bölgesindeki kampların kapasitesinin üzerine çıkmasıyla, başta sınır şehirleri ve gelişmiş büyük şehirler olmak üzere yurt sathına dağılmışlardır. Türkiye, özellikle son 10 yıldır çok yüksek sayıda kontrolsüz göçle karşı karşıyadır.

Göç edenlerin statüleri, mülteci, göçmen, sığınmacı, geçici sığınmacı, geçici koruma gibi çeşitli kategorilerdedir. Bizdekilerin çoğu sığınmacı/geçici sığınmacı ve geçici koruma statüsündedir.

Sınırdan kontrolsüz geçenler, içeri girer girmez süratle ülke içine yayılmakta, bir kısmı yakalansa da, yetersiz önlemlerden dolayı çoğu içeride kalmakta, sayı gittikçe artmaktadır.

Gelenler sadece Suriye'den değil, Irak, İran, Afganistan, Pakistan, Bangladeş, Somali, Nijerya ile diğer Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya ülkelerindendir. Kaçak ve kayıtsız olanların sayısı, kayıtlı ve kontrollü olanları aşmıştır. Ağırlık Suriyeli ve Afganlardadır. Toplam sayılarının 11 milyona ulaştığı söylenmektedir. Bu rakam, Türkiye nüfusunun %13'üne tekabül etmektedir. Ancak sokaktaki ve birçok yerleşim yerlerindeki durum, sayının bundan fazla olduğunu göstermektedir.

Sorunu kendimiz yarattık

Yönetim, göçmen politikasını insani amaç olarak açıklasa da, karşılaşılan durum bunun başka bir politika olduğu yönündedir. Arap hayranlığı sebeplerden biri olabilir. Birçoğuna vatandaşlık verilmesi, onların kendileri için oy potansiyeli veya destekçi olarak görüldüğü kanaatini oluşturmuştur.

Gelenlerin çoğunluğunun savaştan veya Taliban'dan kaçanlar olduğu söylemi, özellikle fiziki durumları itibarıyla inandırıcı değildir. Afganistan'dan gelenlerin ABD'yle yapılan bir mutabakat sonucu gerçekleştiği ortaya çıkmıştır. Sağlanan birçok kolaylıktan dolayı geri gitme niyetleri yoktur. Eğitimde, sağlıkta, işletmelerde, sosyal yardımlarda, Türk vatandaşlarından çok farklı imkânlara ve imtiyazlara sahiptirler. Bugüne kadar kaynaklarımızı ve ulusal birikimlerimizi kullanmışlardır.

Bu imkânlar, ekmeğin paylaşımı düşüncesini aşmış, kendi vatandaşlarımızın işine ve imkânlarına ortak olma, hatta ona engel olmaya kadar varmıştır. Bir kısmı, kendilerine sağlanan imtiyazlarla iş sahibi olmuşlar, bir kısmı da sigortasız/kayıtsız, daha düşük ücretle çalışarak ülkede işsizliğe yol açmışlar, çalışmaya niyeti olmayanlar da köşe başlarında kolay geçimin yolunu bulmuşlardır. İdeolojik ve politik nedenlerle onları geri göndermede isteksiz olan yönetimin, kalmalarını mazur göstermek için algı yaratma çabasında olduğu anlaşılmaktadır. Mülk alana vatandaş olma imkânı dahi verilmiştir.

Tehlike, beka sorununa dönüştü

AB ve ABD, göçmenlerin Türkiye'de kalması için parasal destekte bulunarak kendi ülkelerini göçmen istilasından korumaktadır.

Zengin ve gelişmiş ülkeler kendilerini bu dalgadan uzak tutarken, Türkiye'ye kontrolsüz ve düzensiz göç edenlerin durumları artık beka sorunu olmuştur. Türkiye bunu kaldıramaz. Para karşılığı bu tehlike kabullenilemez.

Konu kontrolden çıkmıştır. Bazı güney illerimizde demografik yapı değişmiştir. Önlem alınmazsa tüm ülkenin demografik yapısı değişecektir. Şehirlerde gettolar oluşturmuşlardır. Bazı semtlerde de çoğunluktadırlar. Bir kısmının geri gittiği söylense de, doğum oranı yüksekliğinden mevcutları azalmamakta, aksine arttırmaktadır.

Düzensiz göç devam etmektedir. Kriminal vakalar, toplumun huzurunu bozan ve her yerin işgal edildiği algısını yaratan görüntüler, rahatsızlık ve sıkıntı yaratmaktadır. Sosyal ve kültürel yapı bozulmaktadır.

Arap ülkeleri sığınmacıları gönderiyor

Dört Arap ülkesi, Ürdün, S.Arabistan, Irak ve Mısır, ülkelerinde bulunan Suriyeli sığınmacıları geri göndermek için Suriye'yle mutabakat sağlamıştır.

Lübnan da, Suriyeli sığınmacıları geri gönderme planının uygulanmasında orduyu görevlendirmiştir. Yakalanan sığınmacılar askerî araçlarla Suriye'ye gönderilmektedir.

Ancak Lübnan'ın ülkesine gönderdiği Suriyelilerin bir kısmının Türkiye sınırına dayandıkları bildirilmektedir. Bu konuda insan kaçakçılarının iş başında olduğu duyumu alınmıştır.

***

"Göçmenler" konusu artık beka sorunudur. Yönetimin, temelde niyeti olmadığından, geri gönderme hususundaki söylemleri zayıf tondadır. Bu nedenle bugüne kadar bir gelişme kaydedilememiştir. Muhalefet ise bu konuda daha kararlı görülmektedir.

Ancak seçimden sonra iktidarda kim olursa olsun, ülkenin bekası ve toplumun huzuru açısından bu konu ivedilikle çözümlenmek zorundadır.

Yazarın Diğer Yazıları