İstihbaratçılar neden direniyor?
Türkiye''de "pandemi politikaları"nın Dünya Sağlık Örgütü''nün deneysel aşılama kampanyası ve deneysel tedavi şemasına göre düzenlendiği biliniyor. ABD''de başkan değiştikten sonra DSÖ kararları, devlet politikası haline getirildi. Türkiye ise ABD ne yapıyorsa aynısını uyguluyor. Üstelik yurt içi seyahat kısıtlaması, aşı ya da test zorunluluğu gibi bazı dayatmalar, ABD''den önce başlatıldı.
İlaç şirketlerinin kâr amaçlı açıklamaları, dünyada ve Türkiye''de bilim sayıldığı, karşı görüş bildirenler ise "bilim karşıtı" olarak suçlandığı için "önyargılarla şartlanmış" olanlara ABD''deki tartışmaları hatırlatmak gerekiyor!
***
ABD''de Biden yönetimi, 100 ya da daha fazla sayıda personele sahip şirketlerde çalışan 84 milyon Amerikalıya 4 Ocak''a kadar ya tam doz COVID-19 aşılarından birini olmak ya da her hafta virüs testi yaptırmak zorunluluğu getirmişti.
ABD Federal Temyiz Mahkemesi, Biden yönetiminin bu kararını, iki gün sonra geçici olarak durdurdu. Mahkeme, gerekçe olarak, karara ilişkin "ağır boyutta kanuni ve anayasal sorunlar"ı gösterdi.
Ayrıca Biden''ın kararı aleyhine dava açan Missouri Eyalet Başsavcısı Eric Schmitt de dosyada, "Aşı zorunluluğu uygulaması anayasaya aykırıdır, yasa dışıdır ve akıl dışıdır" ifadelerini kullandı. Toplamda 11 eyaletin başsavcısı benzer davalar açtı.
ABD''de Covid aşısı olmak istemeyen istihbarat görevlileri ile ilgili tartışma da devam ediyor. Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu Üyesi, Utah eyaletinin Cumhuriyetçi Senatörü Chris Stewart, 18 istihbarat kurumunu çatısı altında toplayan istihbarat teşkilatının çalışanlarının yüzde 40''ının hala aşısız olduğunu söyledi.
Peki istihbaratçılar neden aşı olmak istemiyor? Konu ile ilgili gerçek bilgilere vakıf oldukları için mi?
***
Washington Times''ta Tom Basile, "COVID-19 hakkında asla bilemeyeceğimiz şey" başlığı altında iki yazı yazdı ve çocuklar için COVID-19 aşılarını inceleyen FDA üyesi Dr. Eric Rubin''in, "Uygulamaya başlamadıkça bu aşının ne kadar güvenli olduğunu asla öğrenemeyeceğiz." sözlerine yer verdi.
Yani aşı izni veren kişiler de aşıların güvenli olup olmadığını bilmiyor!
Basile, "Aşının etkinliğini bildiren, genellikle aşılardan milyarlarca dolar kâr eden şirketlerdir. Bu durum verilerin güvenilirliğini etkilemektedir. Burada sarsıcı bir çıkar çatışması vardır. Geçen ayın sonundaki bomba etkisi yaratan Lancet araştırması ise aşıların bulaşmayı önlemediğini ortaya çıkardı. Yan etkilerini ise asla bilemeyeceğiz çünkü doğal bağışıklığa bakılmaksızın hemen hemen herkesi zorla aşılıyoruz. Viroloji ve immünoloji kuralı çok basittir; insanları iyileştikleri bir virüse karşı aşılamazsınız! Big Tech ve Big Media, aşının olası yan etkileriyle ilgili neredeyse tüm bilimsel tartışmaları temizlemeye çalıştı. Doktorlar, disiplin cezası alma korkusuyla susuyor. Hükümet, sistemi, ilaç şirketlerinin tüm sorumluluklardan kaçınmasını sağlayacak şekilde tasarladı. On binlerce sağlık çalışanı, polis, öğretmen ve diğerleri, Başkan Biden''in aşı talimatlarına itiraz ettikleri için işten atılıyor. Kamuoyunda itiraz edenleri susturma çabaları koordineli ve gaddarcadır." diye yazdı.
Cheryl K. Chumley ise "ABD''deki çoğunluk Biden''ın COVID-19 aşı zorunluluklarını destekliyor" veya "Çoğu Amerikalı okul çocukları için aşı şartlarını destekliyor." şeklinde açıklanan anketlerin doğru olmadığını, bu anketlerde bile Cumhuriyetçilerin neredeyse tamamının, Demokratların da yarısının bu dayatmaları reddettiğinin ortaya çıktığını belirtti ve "Bu durumda dayatmaları kim destekliyor?" diye sordu.
***
Almanya''da Deutsche Bank ve Wolkswagen''i dolandırıcılıktan mahkûm ettiren avukat Dr. Reiner Fuellmich ise "Korona dolandırıcılık skandalı yanında, bunların dolandırıcılığı çok hafif kalır" dedi ve dünya çapında davalar açılacağını söyledi.
Görüldüğü gibi gerçekler ortaya çıkacak ama milyarlarca insan fena halde aldatıldıktan sonra...