İşte Erdoğan’ın acil eylem planı!
Aynı habere üçüncü atıf olacak ama hatırlatmak zorundayım; olaylar İngiliz The Times gazetesinin “Suruç’taki eylem, Erdoğan için bir uyarıdır” diye başlayan başyazısındaki gibi gelişiyor! Times’ın Erdoğan’dan üç isteği vardı:
1-Erdoğan, IŞİD’e karşı mücadele edenler arasında sahada fark yaratan tek güç olan Kürtlerle işbirliği yapmalı.
2-Türkiye, NATO’daki müttefikleri ile tam bir işbirliği içerisinde olmalı.
3-Erdoğan, stratejik İncirlik Üssü’nü Batı’nın hava kuvvetlerine açmalı.
Nitekim, önce İncirlik üssü ABD ve Batı’nın hava kuvvetlerine açıldı, ardından Türkiye, NATO’yu toplantıya çağırdı ve oradan da “terörle mücadele için tam bir işbirliği” kararı çıktı.
Birinci madde konusunda ise ABD ısrar ediyor!
* * *
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “İncirlik üssünden kalkan uçaklar, Suriye’nin kuzeyinde YPG güçlerine yardım edecek mi?” şeklindeki soruya, “YPG, halen koalisyon güçlerinin hava desteğini alıyor. Şimdi Türkiye’deki hava üslerine de erişimimiz olması, bu desteğin daha zamanlı ve hatta daha etkili olmasına imkân sağlayacak. Bu tür bir desteğin devam etmesini bekliyorum” cevabını verdi.
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Jeff Davis de Washington Yönetimi’nin Suriye’deki YPG ile PKK’yı “ayrı” gördüğünü de tekrarladı.
Yani Türkiye’ye diyorlar ki, “Kuzey Irak’taki PKK kamplarını istediğiniz kadar bombalayabilirsiniz ama Kuzey Suriye’deki PYD/YPG güçlerine sakın dokunmayın. Onlar bizim kara kuvvetlerimiz!”
Diğer taraftan, PKK’nın da bütün ağırlığını, PYD/YPG saflarında savaşmak üzere çoktan Kuzey Suriye’ye kaydırdığı bildiriliyor.
* * *
Tayyip Erdoğan ise “çözüm süreci istismar ediliyor”, çözüm süreci hasar gördü “, ” milletin birliğine kastedenlerle çözüm sürecini sürdürmek mümkün değil “ diyerek, dokunulmazlıkların kaldırılması için AKP’ye işaret fişeği yaktı! Bunu ilk öneren de zaten MHP olduğu için ” Biz sırtımızı Rojava’ya, Kobani’ye, IŞİD vahşetine karşı direnen halklara, insanlık mücadelesi yürüten YPG-YPJ’ye dayıyoruz. Bunu söylemekte hiçbir sakınca görmüyoruz “ diyen Figen Yüksekdağ ve ” PKK sizi tükürükle boğar “ diyen Abdullah Zeydan gibi milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kısa vadede AKP-MHP oylarıyla kaldırılması mümkün. Gerçi Selahattin Demirtaş da bu girişime, kendilerinin dahil bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını isteyerek cevap vereceklerini açıkladı. AKP, binbir güçlükle şimdilik kapattığı 17-25 Aralık dosyalarının yeniden gündeme getirilmesini istemeyecektir ama bunu da sineye çekebilir.
* * *
Anlaşılan o ki Erdoğan ve Davutoğlu, bir erken seçimde HDP’nin baraj altında kalması için ne gerekiyorsa yapacaklar. Güneydoğu’da silâh tehdidi altında seçim yapıldığından bahsediyorlar! Bunun tedbirini seçimden önce almaları gerekmiyor muydu?
Erdoğan’ın acil eylem planında, HDP’nin milletvekili sayısının, dokunulmazlıkların kaldırılması sonunda süratle düşürülmesi var. HDP, 35 milletvekili kaybederse, AKP, 258 milletvekili ile tek başına iktidar olabiliyor! Ara seçimlere kadar kim öle kim kala!
Erdoğan, Anayasa’nın 14’üncü maddesini boşuna telaffuz etmedi! Yasama dokunulmazlığını düzenleyen Anayasa’nın 83’üncü maddesinde , “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır” ifadesi var.
HDP’li milletvekillerinin suçları, 14’üncü madde kapsamına giriyor! Seçimden önce başlatılmış bir soruşturma göstermek ise AKP için işten bile değildir!
İş bittikten sonra Times gazetesinin bahsettiği birinci maddeyi de kabul edebilirler!