İngiltere'ye Boğa çarptı. İspanya rekorları parçaladı
İspanya, bu kupayı Almanya ile en fazla kazanan ülke...
Avrupa Şampiyonluk Kupası’nı Atlas Okyanusu kıyısındaki müzesine üç kez getirmişler. Futbolun ana vatanı İngiltere ise bu kupayı bundan önce yapılan 16 şampiyonada da bir kez dahi kazanamamıştı.
İşte bu renkli fotoğraftaki iki takımın; Almanya’da, 75 bin kişilik Olympiasstadion Berlin Stadyumu’ndaki bu 90 dakikasının sonunda, gülen taraf yine İspanyollar oldu.
Krallıkların bu geceki mücadelesinde; Birleşik Krallık takımının ilk 11’inde sadece iki oyuncu ülke dışında oynuyordu. Biri kaptan Kane (Bayern Münih), diğeri de Real Madrid formasını giyen Bellingham. Bir kez daha İngiltere düşünmeli, ülkesindeki yabancı futbolcu sayısını acilen indirmeli. Yoksa, hiç kazanamadıkları bu kupaya kıyamete kadar, baba ocağına özlem gibi hasret kalacaklar.
Mavi kırmızı sarılılar, ilk yarıda daha fazla pas yapıp rakip sahada daha fazla görünen taraftı. Mavi kırmızı beyazlılar ise ilk kez kupayı kazanıp, kazanamamanın stresi olsa gerek, bu yarıda oldukça gergindi.
Toplam 1 milyar Euro değerindeki İngiltere A Milli Takımı ile 965 milyon Euro değerindeki İspanya A Milli Takımını teraziye koyduğunuz zaman, boğaların daha fazla ağır geldiğini görüyoruz. Avrupa şampiyonalarında bugüne kadar ilk kez en fazla galibiyet alarak, bu finale gelen takım olan İspanya, kupayı en fazla kazanan tek ülke olmak ve Almanya’nın yan koltuğundan kalkarak, bir üstteki koltukta tek başına oturmak için, rakip kaleye sahayı daha iyi kullanarak indiyse de, ilk 45’te net bir gol pozisyon elde edemedi.
*
Sakatlık geçiren Manchester Cityli Rodri’nin yerine, Zubımendi’yi ikinci yarının ilk dakikasında oyuna sokan 63 yaşındaki Luis De La Fuente, 2 dakika sonrada genç isimleriyle golü buldu. Yine kupanın asist kralı Yamal’ın araya attığı nefis pası, direk sol alt köşeden filelere yollayan Athletic Bilbaolu Williams, İspanya Krallığına finalin ilk golünü, posta güverciniyle gönderdi adeta!
İngiliz teknik adam Gareth Southgate’nin ‘Üç Aslanlar’ lakaplı takımı, bu yarının başında yediği beklemediği golle soğuk duşa girerken, sonraki 10 dakika içinde takımı adına 2. golü Olmo ve Morata buldukları net pozisyonları kaçırmasaydılar, Kırmızı Urbalılar belki de beyaz bayrağı erken çekerdi!
Bu gece de iyi oynayan İspanyol sol bek Cucurella, tekrar otoritelerden alkış alırken, sarı kartı bulunan İngiliz kaptan Kane’yi hocasının son 30 dakikaya girerken dışarı alması, doğru bir varyasyondu.
İki finaliste, bu yarıda kaptanları olan santraforlarını oyundan kenara aldı. İkinci 45 dakikaya da ağırlığını koyan İspanyol matadorlar, buna rağmen arada bir defans bloğunda gedik verince; İngiltere’de Mainoo’nun yerine 70’ nci dakikada oyuna giren Palmer de, girer girmez ceza sahası dışından 21metreden attığı beraberlik golünü, Birleşik Krallığına posta arabasıyla gönderdi!
Genç İspanyol Yamal’a, iki kez net pozisyonda gol izni vermeyen Evertonlu kaleci Pickford’u da, ayakta alkışlamak lazım. buna rağmen maalesef İngilizlerin sevinci çok sürmedi. Kaptan Morata’nın yerine oyuna giren Oyarzabal olması gereken yerde altı pas içinde topla buluşunca, Akdeniz’in sıcak ülkesini tekrar öne geçirdi.
Maçın son dakikasında İngiliz ekibinin kaçırdığı bir gol vardı ki; Olmo, gol çizgisinden kaleye girecek topu, kafası ile gol çizgisinden uzaklaştırınca, oynadığı 4’ncü finali de kazandı İspanya. Turnuvanın en iyi futbol oynayan ekibi olarak, bu kupayı en fazla kazanan ülke olmak adına (4 kez) koltuğunun altına koydu ve evine doğru yola çıktı.
Karşılaşmanın ve turnuvanın 35 yaşındaki en genç orta hakemi Fransız F. Letexier mi? Sanırım bir maç nasıl sorunsuz yönetilir, onun en iyi örneklerini sergiledi.