İngiliz elçinin gözüyle Osmanlı’nın 10 yılı

lello.jpgÖzellikle İngiliz edebiyatından yaptığı çevirilerle kültür hayatımıza büyük katkılar vermiş olan akademisyen, eğitimci, çevirmen, deneme ve eleştiri yazarı Orhan Burian’ın önemli bir çalışması daha Çolpan Kitap tarafından okurlarla buluşturuldu. Söz konusu çalışma, “Babıali Nezdinde Üçüncü İngiliz Elçisi Lello’nun Muhtırası” adını taşıyor. Orhan Burian’ın Osmanlı kroniklerinden notlarla zenginleştirdiği bu önemli kitap, 1952’de yayımlanan ilk baskısında olduğu gibi, özgün metinle birlikte okurlara sunuluyor.

İngiltere büyükelçilerinden Henry Lello tarafından yazılan Muhtıra’ya, British Museum’daki araştırmaları sırasında rastlayan Orhan Burian böylelikle bir anlamda 10 yıl boyunca Osmanlı’nın her anını “gözetleyen” İngiliz diplomatın tespitlerini gün ışığına çıkarıp tarihe not düşüyor.

1579 yılında İngiltere ile Osmanlı İmparatorluğu arasında diplomatik temas başladıktan sonra, 1599’da elçi olarak atanan ve bu görevde 10 yıl kalan Henry Lello, İngiltere’nin Babıâli’ye gönderdiği elçilerin üçüncüsüdür. “Lello’nun Muhtırası”, onun İstanbul’da elçi bulunduğu 10 yılın tarihçesi değil, “Gözü payitahttaki hükümet üzerinde olan dikkatli bir seyircinin müşahedeleridir”; 10 yıl içinde atanan ve azledilen sadrazam ve sadrazam kaymakamlarına ait bir çeşit “tezkere”dir. Bununla birlikte, Muhtıra’da sadrazamların kişilikleri üzerinde durulurken, söz konusu on yılda olup bitenler de özetlenir. Lello; İbrahim Paşa, Hadım Hasan Paşa, Cerrah Mehmet Paşa, Yemişçi Hasan Paşa, Yavuz Ali Paşa, Lala Mehmet Paşa, Derviş Paşa ve Kuyucu Murat Paşa’yı sadrazam oldukları zamanlarda meydana gelen olayların içindeki konumlanışlarıyla değerlendirir. Dışarıda Avusturya Seferi, içeride Celâlî İsyanları ile payitahtta ikide bir çıkan yeniçeri ve sipahi ayaklanmaları Lello’nun elçiliğine rastlayan yılların baş meseleleridir. Lello, sadrazamların tayin ve azline, Valide Safiye Sultan’ın nasıl etkide bulunduğunu ayrıntılarıyla anlatır. Osmanlı bürokrasisinin işleyişi de Muhtıra’da üzerinde durulan diğer bir konudur. Benzerleri gibi Lello’nun Muhtırası da, “elçilerin Harem dedikodularını bile kaçırmadıkları, habercileri vasıtasıyla orada olup bitenleri takip ettikleri”nin açık bir belgesidir.

Çolpan Kitap

Tel: (0312) 419 80 86

////////////////////////////

FOTO: ŞAİR NİGAR

++++++++++

Şair Nigar’ın notlarıyla

bir devirde yaşananlar

+++++++++++++++

Türk edebiyatının ilk kadın şairi olan Nigâr Hanım (1856-1918) şiirinde Batı şiiri tarzını benimsemiş bir ozandır. Nigâr Hanım’ın, modern Türk şiirinin ortaya çıkmasında çok büyük rolü vardır. Nigâr Hanım’ın evi, dönemin edebiyatçılarının ve toplumsal şahsiyetlerinin bir araya gelmesinde önemli bir yere sahip olmuştur. Nigâr Hanım, Mehmet İhsan Bey ile evlendi ve üç çocukları oldu: Münir, Feridun ve Salih Keramet Nigâr, ancak çoğunlukla ayrı yaşadılar. Yedi dil bilen şair Nigâr Hanım, eğitimi ve engin kültürü, öncülerinden biri olduğu “Batılı Türk kadını” imajı ile Avrupa’da da bir hayli ünlüydü. Baş döndüren cazibesi, çevresinde oluşturduğu büyülü hava, sahip olduğu zengin meziyetler, yaşadığı mutsuz evlilikler, bir türlü ulaşılamayan gerçek aşk; hükümdarlar, veliahdlar, sefirler, sultanlar, şehzadeler ve prensesler arasında; saraylar, konaklar ve yalılarda geçen bu hayat peri masalları ya da romanslara benzer bir yanıyla. Bu hayatın şiirlerde, mensurelerde ifadesini bulan diğer sayfalarında ise, Şair Nigâr Hanım’ın döneme damgasını vuran sanatı ve eserleri yer alıyor.

Tiyatro eserleri de kaleme almış olan Nigâr Hanım tarafından yazılan günlük, Dünya Savaşı öncesinde ve esnasında İstanbul’un gündelik hayatını anlatan tek belgedir. Şair Nigâr Hanım’ın bugüne kalan tüm defterleri yeni harflerle ve Nazan Bekiroğlu'nun zenginleştirilmiş notlarıyla gün yüzüne çıkmayı sürdürüyor. Edebiyat tarihçisi Nazan Bekiroğlu tarafından yayına hazırlanıp günümüz okuruna sunulmaya devam eden defterlerin ikincisi “Günlük ” adıyla yayınlandı.

Türk edebiyatında en uzun süre günlük tutan kadın yazar ünvanına sahip Şair Nigâr Hanım’ın günlüğünün ilk sekiz defteri, Zeynep Berktaş’ın titiz çalışması ve Nazan Bekiroğlu’nun önsöz ve notlarıyla gün yüzüne çıktığında geriye kalan defterlerle ilgili çalışmanın da kısa süre sonra okurla buluşacağı vurgulanmıştı. Elinizde tuttuğunuz eserle mevcut günlüklerin yayını tamamlanıyor. Nigâr Hanım’ın son dönem günlükleri olarak niteleyebileceğimiz Günlük II, 20 Ocak 1894 ilâ 19 Mart 1918 tarihleri arasında tutulmuş beş defteri ihtiva ediyor.

Günlüğün tamamını teşkil eden malzeme hem Nigâr Hanım’ın hayatı hem de yaşadığı dönemi kuşatan meseleler hakkında önemli bilgiler içermektedir. Bu eser sadece bir günlük olarak değil, bir roman gibi de okunabilir. Çünkü bir yandan Nigâr Hanım kendi iç romanını yazmıştır. Bu günlükler sayesinde onun ruhunun en mahrem yerlerinde dolaşma imkânı buluruz. Diğer yandan Nigâr Hanım sayfalar boyunca sadece kendi hayatını anlatmamış, devirle ilgili meseleleri de kendi penceresinden gözlemlemiş ve yazıya dökmüştür. Zengin bir cemiyet hayatı yaşayan Nigâr Hanım İstanbul’un seçkin muhitlerinden Saray çevresine kadar açılan bir yelpazede şehrin sosyal hayatını ve ünlü simalarını takip etme imkânını da vermektedir. Özellikle ikinci cilt okunduğunda Nigâr Hanım’ın gözlem gücü yanında sağlam bir nesir diline de sahip olduğu görülecektir.

İkinci cildi teşkil eden günlüklere konu olan en önemli mesele savaştır. Bu ciltte, peş peşe yaşanan, devlet ve toplum hayatımızda büyük hasarlar bırakan Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya Savaşlarının yansımalarını Nigâr Hanım’ın kaleminden okuma imkânı buluruz. Vatanla ilgili meselelerde çok hassas olan Nigâr Hanım, savaşa dair endişelerini dile getirir, yardım cemiyetlerinde faaliyet gösterir. Peş peşe gelen savaşların etkisiyle yaşanan maddi sıkıntılar, kıtlık, kesintiye uğrayan gelirler, göçlerle kalabalıklaşan ve yaşanması daha zor hâle gelen İstanbul, hastalıklar ve yalnızlık bu cildin en dikkat çekici temalarıdır. Ancak bütün bu zorluklara mukabil, Nigâr Hanım’ın sürdürmeye gayret ettiği hareketli sosyal hayat, salı toplantıları, hanedan üyeleri ve dönemin seçkin isimleriyle geçirilen vakitler ve edebiyatın yanı sıra musiki tutkusu da günlüğün öne çıkan unsurları olarak göze çarpıyor. Nigâr Hanım’ın 1600 küsur sayfalık günlüğü Türk edebiyatının bir kadın kaleminden çıkmış en hacimli günlük özelliğine sahip.

TİMAŞ Yayınları

Tel: (0212) 511 24 24

Yazarın Diğer Yazıları