İlker Başbuğ'a: Bu kararlar, Türkiye'yi tarihe gömer!
Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Metin Gürak, haftalık basın bilgilendirme toplantısında Ahmet Türk’ün Meclis’te Kürtçe konuşma yapması sorulunca, “Hukuk devletinde yasalara aykırı hareket edenler karşısında yargının harekete geçmesi de doğal bir husustur” dedi.
Gürak, TRT 6’nın Kürtçe yayın yapması konusunda ise “Üniter devlet ve ulus devlet yapısına zarar vermeyecek tedbirleri de göz önüne almak kaydıyla devlet kültürel alanda bazı açılımlarda bulunabilir” cevabını verdi.
* * *
Bu değerlendirmeler, İlter Türkmen, Salim Dervişoğlu, Aytaç Yalman gibi emekli elçi ve komutanlardan oluşan Dış Politika ve Savunma Araştırmaları Grubu’nun, “Kürt sorunu” konulu raporu ile uyum içindedir.
NTV’nin iki gün önce verdiği habere göre raporda, özetle şu görüşlere yer veriliyor:
“Üniter devlet temelinde Kürt kültürel kimliği tanınmalıdır. Etnik siyasi partilere karşı daha toleranslı davranılmalı, bu partilerin anayasal düzen içinde mevcudiyetlerini sürdürmelerinin terörün süregitmesine önemli bir engel oluşturacağı göz önünde bulundurulmalıdır. TRT’nin tam gün Kürtçe yayını başlatması memnuniyetle karşılanmış ise de bu yayınlar sadece Türkiye’de değil bütün bölgede rahatça izlenebilir hale getirilmeli ayrıca özel kanallara da bu hak verilmelidir. Talep olan yerlerde Kürtçe’nin seçmeli ders olarak öğretilmesi, bazı üniversitelerde Kürdoloji Enstitüleri ve Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri kurulması projesi de faydalı olabilir.”
* * *
Görüldüğü gibi, açılım siyaseti, Kürt kültürel kimliğinin tanınmasına, etnik siyasi partilere hoşgörülü davranılmasına kadar dayanmıştır.
Peki, Dış Politika ve Savunma Araştırmaları Grubu’ndan isimleri verilen emekli devlet görevlileri, bu konuların uzmanı mıdır?
Bugüne kadar yaptıkları açıklamalar gösteriyor ki millet, milliyet, ulus devlet, üniter devlet gibi konularda hiçbir uzmanlıkları yoktur ama görüşleri devlet politikası haline geliyor! Türkiye’yi onlar mı yönetiyor?
Bu zümre iktidarının dayatmaları, Anayaya’yı ortadan kaldırmak ve Türkiye’yi Ergenekon’a hapsetmek girişimidir!
PKK’nın veya ABD ve AB’nin Türkiye’den talepleri de bundan pek farklı değildir ki! Onlar, kültürel kimlikle birlikte siyasi kimlik de diyor!
* * *
Tuğgeneral Gürak’ın açıklaması ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iflas beyanıdır! Devletin, bir etnik dilde 24 saat yayın yapması, aslında sınırlı bir kitle tarafından konuşulan Diyarbakır Kurmançi ağzını, bütün Güneydoğu Anadolu’nun ve Kuzey Irak’ın ortak dili haline getirecektir. Bilindiği gibi, Kurmançi ve Sorani dillerinin kendi içinde de farklılıkları vardır ve çoğunluk birbirini anlamaz. TRT 6 ise bütün bu farklılıkları gidermeye, Türkiye Cumhuriyeti halkının bir bölümü arasında Türkçeyi değil Diyarbakır Kurmançi ağzını ortak dil haline getirmeye yarayacak, dolayısıyla yeni bir millet inşasının temelini atmış olacaktır.
Ahmet Türk’ün Meclis’te Kürtçe konuşmasını kendi milletvekili arkadaşları bile anlamadı. Yani asıl tehdit o değil, devletin millet içinde yeni bir millet çıkarmaya yarayan TRT 6 kararıdır.
Bu işler, öyle kerameti kendinden menkul kişilerin veya mahfillerin tartışarak karar verecekleri konular değildir. Tarihçiler ve sosyologlar, yani bilim adamları bir kenarda dururken, emekli generaller veya diplomatlar, Türkiye’nin kaderi konusunda söz sahibi olursa, ortada ne ulus devlet kalır ne de üniter devlet!
Bir vatandaş olarak Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a hatırlatmak görevimizdir; bu kararlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tarihe gömer!