Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU
Hulki CEVİZOĞLU

İlkeler

Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece yarısı, saat 01.00’de, sevgili Abbas Güçlü’nün “Genç Bakış” programında idim.
Kanal D’de canlı olarak yayınlanan program İstanbul Maltepe Üniversitesi’nde idi. Öğrenciler yoğun bir ilgi gösterdiler. Programcıların ifadesine göre, ilk kez bin kişilik bu salon dolmuştu.
Orada söylediklerimi Abbas Güçlü, Milliyet’teki köşesinde özetledi. Aynen alıyorum:
AKP açılım yapıyorum diyor ama ekonomik ve sosyal anlamda bir açılım yapmadı.
- Evet, siyasal partiler kapatılmasın. Ama siyasal partiyse kapatılmasın. Terör örgütü uzantısıysa kapatılsın. Siyasal Partiler Yasası’nın 4. maddesine göre hiçbir parti Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı çalışamaz. Herkesin ağzında Atatürk var ama uygulamada yok.
- Düşünce özgürlüğü ağzına geleni değil, aklına geleni söylemektir. Son günlerde neredeyse TBMM’ye hakaret bile serbest bırakıldı.
- Türklerle Kürtler öz kardeştir ama terörist ile vatandaşı birbirinden ayırmak gerek.
- Rahşan Hanım 86 yaşında ama Türkiye elden gidiyor diyerek eğlence merkezlerinde dolaşanlara inat, kapı kapı dolaşıp çalışıyor.
- “Analar ağlamasın” diyorlar ama AKP iktidarı 7 yıldır Türkiye’nin, basının anasını ağlattı. Muhalif medyayı baskıyla susturdu. Adında adalet var, ortada adalet kalmadı; kalkınma var, ortada kalkınma kalmadı.
- Dokunulmazlıkları kaldıracağız diye oy aldılar ama üzerinde kuluçkaya yattılar.
- Bizim parti programımız laikliğe çok uygundur. Biz, inançlara ve inançsızlıklara saygılı laiklik diyoruz.
- Danimarka’da Hz. Muhammed’e hakaretler edilirken AKP hiçbir şey yapmadı. Danimarka Büyükelçisi’ni geri çağıramadı ama ben 2 hafta program yaptım. AKP, söz konusu ABD/AB olunca dinimize, Hz. Muhammed’e, hatta Allah’a bile hakaret edildiğinde gıkını çıkarmıyor.

Eksik kalanlar
Genç üniversite öğrencileri hemen her konuda soru yönelttiler. Onlara verdiğim diğer yanıtlar da şöyle:
DSHP’nin farkı: DSP ile aramızdaki fark muhalefet farkı. Türkiye’de ciddi bir muhalefet yok. Yeni oluşumlara da bakıyorum, örneğin Mustafa Sarıgül’ün oluşumu ağzını açıp AKP’ye tek laf etmiyor. Sarıgül’ün AKP’ye yönelttiği temel siyasi eleştiriler nedir bilen var mı?
AKP, meydanı boş buldu ama biz bırakmayacağız artık. Türkiye’de eleştiri artık cesaret
istiyor.
Erken seçim: Ben de erken seçim olacağını düşünüyorum. Biz seçimlerde sadece soldan değil, Türkiye’nin tamamından oy almak için yola çıktık.
Milliyetçi söylemlerim: Bir arkadaşımız faşistlikle suçladı. Milliyetçi söylemlerim nedeniyle sol bir partinin başında nasıl bulunuyorsun,
dedi.
Daha önce Bülent Ecevit’e de faşist demişlerdi. Demek ki tarih tekerrür ediyor. O suçlamalardan sonra yapılan seçimlerde Ecevit, aldığı oyla solun en büyük partisi konumuna
gelmişti.
Ecevit de, ekonomik milliyetçilikten, yani yer altı kaynaklarımızın yabancılara verilmemesinden söz ediyor. Bazı sözde aydınların Türk milliyetçiliğini küçümsediğini söylüyordu. Doğru, küçümsüyorlar. Ama eğer faşizmden anlaşılan, ülkenin değerlerine sahip çıkmak, terörist Öcalan’ı ve DTP’yi eleştirmemekse bu kabul edilemez. Ben ülkemizin değerlerine sahip çıkıyorum. Bu eleştirileri ilk kez yapmıyorum ve bundan sonra da yapmaya devam edeceğim.
Afganistan’a hiçbir nedenle asker gidemez: Ben Başbakan olsam Afganistan’a hiç asker göndermezdim. Efendim, ’Savaşçı asker değil, yardım için asker gönderiyorum’demek; aslında ’Amerika’ya karşı direnemiyorum’
demektir.
O ya da bu nedenle işgal edilmiş bir yere asker gönderilemez. ABD’ye sesleniyorum. Kendi askerine güvenmiyorsan neden işgal ediyorsun kardeşim?
AB’nin emperyalizmine karşıyım: Biz AB’nin emperyalizmini değil, çağdaşlığı istiyoruz. AB başka ülkelerden istemediği şeyleri Türkiye’den istiyor...
Atatürk’ü kullanmak: Atatürkçü olmakla Atatürk’ü kullanmak ayrı şeydir. Onu kullanmak, boş boş onun sözlerinden bahsetmektir. Samimi Atatürkçülük ise onun dediklerini
yapmaktır.

Koalisyon ve Kürt oyları
Genç Bakış’a konuk olan A&G Araştırma Şirketi sahibi Adil Gür de, çarpıcı anket sonuçlarını
açıkladı.
Gür, “Önümüzdeki seçimde sandıktan koalisyon iktidarı çıkacak” dedi.
Adil Gür, “Türkiye’de demokrasi var mı, yok mu?” sorusuna, anket sonuçlarıyla yanıt verdi:
“Anketlere göre Türkiye’de halkın demokrasi ile ilgili bir talebi yok. Büyük bir kısmının hiç yok. Daha çok günlük, ekonomik sorunlarla uğraşıyorlar. Bunun ekonomik ve eğitimsel olduğunu düşünüyorum. AKP normalde basını ve PR’ı çok iyi yöneten bir parti. Ama açılım konusunda aynı başarıyı gösteremedi. Haziran 2009’da açılıma destek yüzde 63,3 iken Kasım 2009’da bu oran yüzde 31,1’e düştü. Açılımın Türkiye’den çok yabancı güçlerin açılımı olduğu algısı oluştuğu için destek azalmış.”
Yaptığı araştırmalarda büyük isabet kaydeden Gür’ün önemli bir araştırması da, ülkemizdeki Kürt oyları konusunda, çok önemliydi.
Hani, DTP ve PKK Kürt yurttaşlarımızı temsil ettiğini iddia ediyor ya, bu doğru değil.
Azgın bir politika ile yurttaşlarımızı baskı altına aldıklarını zaten biliyor ve söylüyorduk. Adil Gür’ün araştırmasından da aynı sonuç çıkmış. Gür, “Ben Kürdüm diyenlerin 3’te hatta 4’te biri DTP’ye oy veriyor” dedi.
Yani şimdi kapatıldıktan sonra “Sine-i millete” dönmekten söz ediyorlar ya, dönerlerse “milletin sillesini” yemeleri de söz konusu.


“Azizname” mi, “Dedikoduname” mi?
Bu programdaki açıklamalarım pek çok yerde yayınladı.
Sırf eleştirmek için yazı yazanlardan biri Star Gazetesi’nden Aziz Üstel. “Azizname” adlı köşesinde ne yazık ki “Dedikoduname” yazmış.
“Paraşütle gelen Hulki, Demokrasi yok demez mi?” diyor!..
Belli ki programı seyretmemiş. Ya, asistanlarına yazdırmış, ya da bir dedikoducu internet sitesinden araştırmadan aynen kopyalamış. Bu nedenle benim yanıtlarımı yazmamış. Hatta, söylemediğim biçimde bir cümleye yer vermiş. Pek Azizce olmuş doğrusu!..
Yanıtlarım şu:
1- Her partinin kuruluşu aynıdır, yasalardaki kurallara uyulur.
2- Ben kurucu genel başkan olduktan sonra yapılan ve “Büyük Kongre” yetkisine sahip 103 kişilik Kurucular Kurulu’ndaki resmi seçimde “seçilerek” genel başkan oldum.

Yazarın Diğer Yazıları