İkinci 12 Eylül darbesi!

Türk Hukuk Kurumu Başkanı Tuncay Alemdaroğlu, referanduma sunulacak olan anayasa değişikliğinin ülkeyi sivil darbeye hazırladığını söyledi. Alemdaroğlu, “Şu bir gerçek ki, bu anayasa değişikliği kuvvetler ayrılığına, hukuk devletine, hukukun üstünlüğüne indirilen sivil darbenin alt yapısını hazırlamaktadır. Bu itibarla sivil darbeyi hazırlayan bu anayasa değişikliği paketine ‘hayır’ diyoruz” dedi.

* * *

Eski Bayındırlık ve İskân Bakanı Prof. Dr. Onur Kumbaracıbaşı, 12 Eylül’de “Evet” sonucu çıkması halinde AKP’nin, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bugüne kadar yapılmış olan devrimlerin rotasını değiştireceğini söyledi. Kumbaracıbaşı, “Bu referandum, gerçekleri gizleyerek vatandaşı aldatmaya yönelik bir yapay referandumdur” dedi.
Yurt Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kamil Göksu da “AKP’nin planlarından birincisi, iflasını gizlemek için anayasa değişikliği ile kafa karıştırmak ve gündem değiştirmektir. İkinci plan ise zihinlerdeki bölünmüş Türkiye’yi gerçekleştirmek için hukuki engellerin ’Anayasa paketiyle’ortadan kaldırılması ve sindire sindire millete yutturulması ve toplumun buna alıştırılmasıdır. Referandumda asıl hedef, Türkiye’yi etnik ayrımcılığa zemin oluşturacak ve Türk milletini bölerek ayrı bir millet yaratılması amacına hizmet edecek dayatmalara yasal kılıf oluşturmaktır” dedi.
Prof. Dr. Osman Altuğ ise “Türkiye’de ihracatı, ithalatı da yapan kesim belli. Sonuçta da parası olan demokrasi oyununun kurallarını belirleyip, oluşturduğuna göre Türkiye’deki demokrasinin adı parokrasi oluyor. Millete de daha önce olduğu gibi avunsun diye sakız veriyorlar. Referandum da bunlardan bir tanesi” görüşünde.

* * *


Bana göre, 12 Eylül’de yapılacak referandum ikinci 12 Eylül darbesidir.
12 Eylül’den önce de ülke yapay olarak ikiye bölünmüştü. İki taraf birbirini öldürürken, 24 Ocak denilen “küresel sermaye kararları”nı uygulayacak bir hükümet kurulması gerekiyordu. Nitekim, Amerikan bursuyla yetiştirilip Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı için hazırlanan birkaç kişiden biri olan Turgut Özal’ın 12 Eylül’den sonra Türkiye’nin dümenine geçmesi bu kararın sonucudur. Zaten 24 Ocak kararlarını hazırlayan da Turgut Özal idi.
12 Eylül’den sonra Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Halit Narin’in, işçileri kastederek “Bugüne kadar onlar güldü biz ağladık. Bundan sonra biraz da onlar ağlayacak” demesi darbenin net bir fotoğrafıydı aslında.

* * *


Küresel sermaye ve onların Türkiye’deki ortakları, 8 yıldır, Türk halkını AKP’nin din istismarı ile uyuttu. AKP’nin lider kadrosu da devşirilmiştir. Zaten ABD, “Biz yetiştirdik” diye resmen açıklıyor!
Fakat halk direnmeye başladı. Direnişin göstergesi Cumhuriyet mitingleriydi. Fakat bu süreç, Ergenekon senaryosu ile kesildi. Buna rağmen, direniş devam edince Osman Altuğ’un dediği gibi millet avunsun diye ağzına referandum sakızını verdiler. İstesen de çiğneyeceksin istemesen de!
Yoksa AKP’nin lider kadrosunda da fanatik taraftar kitlesinde de demokratik anlayışın zerresi yoktur.
Türk halkını küresel sermayenin dayatmalarına mahkûm ettiler. Ülkenin ekonomik gücünü yabancılara sattılar. Referandumu foyaları ortaya çıkmasın diye gündeme getirdiler.
Onun için evet çıkarsa bu ikinci bir 12 Eylül darbesi olacaktır. Hayır çıkarsa, millet, kendi geleceğine oylarıyla sahip çıkma yolunda bir adım atmış olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları