Hayat her yaşta, her zaman fırsatlar sunar
Türkiye’de liderlik, yöneticilik ve iş yaşamına yönelik en önemli danışmanlardan biri olan Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş'ın, 50 yıllık mesleki birikim ve hayat yolculuğunu anlattığı "Hayat En Çok İyileri Kırar" adlı kitabı yayınladı.
Kronik Kitap'tan çıkan 320 sayfalık nehir söyleşi tarzındaki kitap; iş yaşamı, eğitim, aile, gençlik, evlilik, cinsellik, çocuklar, toplum, ruh dünyamız, mutluluk ve geleceğin dünyasına ilişkin geniş bir yelpazede bilgiler içeriyor.
“Hayat sadece amaçlarının peşinde olmaktan ya da sadece mutluluktan ibaret değildir” tanımında bulunan Prof. Dr. Acar Baltaş, yeni kitabında anlamlı ve mutlu yaşama ilişkin şu sözleri aktarıyor:
"Hayat her yaşta, her zaman fırsatlar sunar. Yaşamımızı her yaşta değiştirmek mümkündür. Her gün anlamlı görünmeyen işleri yaparak da mutlu olmayı başarabiliriz. Sizin var olana kattığınız anlam, kendinize verdiğiniz değer ve misyondur belirleyici olan. Kaldı ki insanı motive eden şey mutlu olmak değil, hayatıyla ilgili başarılı sonuçlar alacak davranışlar konusunda istekli olmaktır."
Enerjimizi doğru yere koymanın önemine de değinen Prof. Dr. Acar Baltaş şu ifadeleri kullanıyor: “Hayat adaletsizliklerle dolu ancak bir de zaman gerçeği var. Ne kadar paranız olduğunu bilirsiniz ancak ne kadar zamanınız kaldığını asla bilemezsiniz. Şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun; her kişinin biricik görevi ve sorumluluğu yaşamını vicdan, etik ve anlamlar çerçevesinde sürdürmektir. Bu her şeyden önce kendinize olan sorumluluğunuz ve özsaygınızdır. Yenilgiyi en baştan kabul etmek, korkup sinmek olsa olsa ancak korkakların davranışıdır. Sadece vicdanlı kalabilmek bile anlamlı bir yaşam ve yolculuktur."
Kitapta geleceğin dünyası ve insanın ruhsallığına ilişkin çarpıcı tespit ve bilgiler de yer alırken, sosyal medyanın teşhir pandemisi yarattığını söyleyen Prof. Dr. Acar Baltaş, "İnsanlar çok özel olması gereken anlarını düşüncesizce paylaşıyor. Mahremiyet ortadan kalkıyor. Mahremiyetin ortadan kalkması utanma duygusunu köreltiyor" diyor.
Kronik Kitap
Tel:(0212) 243 13 23
Okumayı sevdiren öyküler
Art arda yayınlanan öykü kitaplarıyla dikkat çeken Mithat Önal, çıktığı yolda emin adımlarla ilerlemeyi sürdürüyor. Edebiyat dünyasına edebi ve kalıcı eserler bırakmayı amaçlayan yazar Mithat Önal’ın yeni öykü kitabı “Eşikte Üç Kadın” okuyuculara merhaba dedi.
Öykülerinde sade bir dil kullanan yazar, yaşamın bir köşesinde kalmış hayatları gün yüzüne çıkarıyor. Kitaba ismini veren “Eşikte Üç Kadın”ın öyküsü Melahat’in huzura hasretini duyumsatıyor, İnci’nin özlemine tanıklık ettiriyor, Firuzan’ın sevincine ortak yapıyor. Üç farklı hayatın üç kadında ayrı ayrı nasıl tecelli ettiğini okuyucuya gözlemletiyor:
“Gözler, insanın ruhunu yansıtan aynalardır. Kimine göre çok şeyi anlatır, kimine göre ise hiç bir şeyi. Melahat'ın gözleri, derin bir üzüntü ve endişeyle doluydu. Gözlerinin feri sönmüş, bakışları donuklaşmıştı. Sanki içindeki bir ateş sönmüş, yerine soğuk bir taş oturmuştu. İnci'nin gözleri ise özlemle doluydu. Gözlerinde uzaklara dalan, özlem barındıran bir ifade vardı. Sanki bir yere ait olmak istiyordu, ama bunu bir türlü başaramamıştı. Firuzan'ın gözleri ise mutlulukla doluydu. Gözlerinde parlayan bir ışık vardı, dünyayı kucaklıyormuş gibiydi. Firuzan her şeyin mümkün olabileceğine inanıyor gibiydi. Ben aslında üçünün yaşantılarından çok gözlerinden okumuştum neler yaşadıklarını, neler hissettiklerini. Melahat'ın gözlerinde geçmişin acılarını, İnci'nin gözlerinde geleceğin hayallerini, Firuzan'ın gözlerinde ise şimdinin sevincini görmüştüm. Bir kadının gözleri özlemi anlatırken, bir başka kadının gözleri huzuru arıyordu sesli kalabalıklar arasında. Bir başka kadının gözler ise mutluluğun resmini çiziyordu hiç durmadan. Üç kadın, üç hayat, üç hikâye... Ortak noktaları ise, gözlerinde taşıdıkları duygularıydı. Gözler, bir insanın ruhunun aynasıysa; bu üç kadının gözleri, onların yaşamlarının yansımasıydı.”
Mithat Önal, kitapta yer alan diğer öykülerini ve konularını şu cümlelerle özetliyor:
“Gıcır Para’da”, Gıcır Kazım ile birlikte en gıcır parayı bulmak için sokakları, caddeleri ve yolları arşınlayacaksınız. “Çocuk Mahkûm İklime” öyküsünde bir fedakârlığa şahitlik edeceksiniz. “Bozkırdaki Firdevs Cenneti”nde ihtiyar bir kadının sesinde cenneti bulacaksınız. “Zennure” öyküsünde, bir kızın iki anne kalbine nasıl düştüğünü sevinçle birlikte görecek, “Sürmeli”de ise Sürmeli’nin isim macerasına tebessüm eşliğinde yolculuğa çıkar gibi çıkacaksınız. Bankta oturan bir adam ile bir kadının gözlerinden insan manzaralarına seyre dalacak, “Bir Adam Bir Kadın” öyküsünde özgürlüğün ve hürriyetin kıyılarında gezineceksiniz. Çaydaki bisküvi kokusunu içinize çekerken, “Karınca Ahmet”in, karıncalar için verdiği mücadelenin içerisinde bulacaksınız kendinizi. Karıncaları saymasına tebessüm ederken, zaman zaman da iç çekeceksiniz. Ahmet’in bisikletinin sepetliğine koyduğu buğday ve ekmek kırıntılarını onunla birlikte karınca yuvalarına bırakacaksınız. “Kardan Kadın” öyküsünde, avuçlarının içerisine umut hareleri dolan bir adamın karşısındaki kadının aslında bir kardan kadın olduğuna adamla birlikte hayretle bakacaksınız.
Kavim Yayıncılık
Tel:(0542) 832 75 48
Geçmişin seçme hikâyeleri
Türk hikâyeciliğinin önde gelen isimlerinden biri olan Memduh Şevket Esendal, hikâyelerinde kullandığı üslup yönünden kendinden öncekilerden ayrılıp yeni bir hikâye anlayışı ortaya koymuştur. Esendal, hikâyeciliğimizde vaka/olayı merkeze almadan da hikâye kaleme alınabileceğini bizlere göstermiş ve sıradan insanları hikâyelerine taşımıştır.
Yasin Beyaz’ın yayına hazırladığı, Ötüken Neşriyat’ın “Hikâyeler 1” adıyla okurla buluşturduğu bu kitapta Mahmut Şevket Esendal’ın Osmanlı Türkçesiyle kaleme aldığı ve Tanin, Çığır, Halka Doğru ve Meslek gazetelerinde neşrettiği hikâyeler kronolojik seyir takip edilerek bir araya getirildi ve Latin harflerine aktarılıp notlandırıldı.
Ötüken Neşriyat
Tel:(0212) 251 03 50