Haşim Kılıç, neden istifa etmelidir?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı, Bilkent Üniversitesi ve Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfı’nca birlikte düzenlenen “Anayasalardaki değiştirilemez ilkeler” konulu toplantıyı desteklediği için 12 Kasım 2008 tarihli yazımızda istifaya davet etmiş, hatta yargılanması gerektiğini belirtmiştik. Anayasa’yı korumakla görevli bir kişi, Anayasa’nın değiştirilemez maddelerinin değiştirilmesine cesaret veriyordu!
Bu yaklaşımımız bazı gazeteler ve internet siteleri tarafından “hedef gösterdi” diye alçakça yorumlanmıştı!
Bizim kimseyi kimseye hedef göstermemiz söz konusu değildi.
Haşim Kılıç’ın Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı hedef göstermesi söz konusu idi. Biz de bunu yazıyorduk.

* * *

Haşim Kılıç, bu defa Danıştay’ı, Yüksek Seçim Kurulu’nu ve başkanı bulunduğu mahkemenin bazı üyelerini hedef aldı. Yargı sistemini felç etti!
Sonunda Hürriyet’te Tufan Türenç, Vatan’da Aydın Ayaydın’ın yazılarında olduğu gibi istifaya davet edildi. Ayaydın, “Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanı olduğundan bu yana Yüce Mahkeme güven kaybına uğradı. Hukukçu kimliği de bulunmayan Haşim Kılıç, Yüce Mahkeme Başkanı gibi değil, bir siyasi partinin sözcüsü gibi davranıyor. Bu da mahkemenin bağımsızlığına gölge düşürüyor” diye yazdı.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay ise ‘Kimi çevreler Kılıç’ın istifa etmesi gerektiğini söylüyor. Buna katılıyor musunuz?’ sorusuna “İstifa, kendi takdirleridir, ama yargıda yaratılan kaosun sorumlusudur” cevabını verdi.
DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de “Sayın Başbakan’ı yargı kararlarına müdahaleci tutumdan vazgeçmeye, yargı kuruluşlarımızın yöneticilerini de daha sorumlu ve duyarlı davranmaya davet ediyorum” dedi.
Böyle çıtkırıldım açıklamalar ile bir yere varılamaz. İstifa bir baskının sonunda gelir. Bu baskıyı kurmamak da ayrı bir sorumluluktur!
Nitekim, Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, “Hükümet etme boşluk kaldırmaz. Yoksa bugün üzüntü ve endişeyle izlediğimiz gibi kurumlar arası garip, güven sarsıcı diyalog tablosu ile karşı karşıya kalırız” dedi.

* * *


İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan ise “Anayasa Mahkemesi Başkanı, ‘Danıştay Anayasa’yı ihlal ediyor’ şeklinde bir açıklama yapamaz. Kılıç’ın açıklaması, yargı kurullarını toplum önünde birbirine karşı bir görüntüye sokuyor. Bu, yargının prestiji ile oynamaktır ve amaç toplumda, ‘Yargıda sorun var, yeni bir düzenleme lazım’ algısı oluşturmaktır. Haşim Kılıç, bu açıklamayla Danıştay’ın ve Anayasa Mahkemesi’nin değiştirilmesinin zemini için adım atıyor. Nitekim, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in hazırlattığı ve AB’ye sunduğu, hükümetin gerçekleştirmek isteyip, gerçekleştirmediği anayasa taslağında yer alan değişiklik tasarılarına göre Danıştay tamamen hükümet ile Meclis tarafından seçilecek, Anayasa Mahkemesi’nin ise yarıdan bir fazlasını Meclis belirleyecek. Hükümet yargı değişikliği konusunda hâlâ çok istekli. Taslak ortadan kalktı, ama fikri kaldı” değerlendirmesini yaptı.

* * *

Özetle Kazan, “Siyasal iktidar, yargı organlarını ele geçirme uğraşısı içinde. Bunu ya bir yasa değişikliği ile ya da yargı denetiminden kurtularak gerçekleştirmek istiyor. Haşim Kılıç ise yaptığı açıklamayla siyasal iktidarın bu amacı doğrultusunda bir adım atıyor” diyor.
Haşim Kılıç, işte bunun için, yani hâkim tarafsızlığını yitirdiği, iktidar partisinin hedeflerine hizmet doğrultusunda hareket ettiği için istifa etmelidir.
At gözlüğü takmış zavallılara anlatamadığımız budur!

Yazarın Diğer Yazıları