Haşim Kılıç doğru söylüyor, uyudular!
Anayasa Mahkemesi’nin iktisatçı başkanı Haşim Kılıç, “Yüksek Yargı bugüne dek uyumaktan başka bir şey yapmadı” dedi!
Danıştay Başkanı Mustafa Birden ve Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, bu sözlere tepki gösterdi ama bence Haşim Kılıç doğru söylüyor!
Mesela, 2008’in Kasım ayında Bilkent Üniversitesi ve Alman istihbaratı BND’nin güdümündeki Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfı’nca düzenlenen “Anayasalardaki değiştirilemez ilkeler” konulu toplantıda, Haşim Kılıç’ın, “Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümünde konu olarak biz de bunu tartışmayı düşünüyoruz. Ancak bu konuda ne kadar cesaretli olabilirim, o konuda biraz endişeliyim” dediği iddia edildiği zaman uyudular!
İstifaya davet ederek “yargılanması gerekir” dediğim Haşim Kılıç, Bilkent Üniversitesi’ndeki konferansa katıldığını; ayrılırken kürsüye davet edildiğini, teşekkür konuşmasında “Böyle önemli ve hassas bir konuyu bizim mahkememizin kuruluş yıldönümünde yaptığımız sempozyumlarda konu olarak tespit etmemiz, mahkemenin konumu nedeniyle mümkün olamaz, buna cesaret edemeyiz. Cesaretle seçilen bu konu nedeniyle toplantıyı tertip edenlere teşekkür ederim” dediğini açıkladığı zaman da uyudular!
Çünkü Kılıç, Cumhuriyet’in haberini düzeltirken, suç işleyenlere “cesaret”lerinden dolayı teşekkür ettiğini ama aynı suçu kendisinin işleyemeyeceğini söylüyordu!
Anayasa Mahkemesi Başkanı, rejim suçunu cesaret olarak kabul ediyor ama herkes uyuyordu!
***
Daha sonra Haşim Kılıç, Danıştay’ı, Yüksek Seçim Kurulu’nu ve başkanı bulunduğu mahkemenin bazı üyelerini hedef aldığı zaman Hürriyet’te Tufan Türenç, Vatan’da Aydın Ayaydın, kendisini istifaya davet ettiler. Ayaydın, “Kılıç, Anayasa Mahkemesi Başkanı olduğundan bu yana Yüce Mahkeme güven kaybına uğradı. Hukukçu kimliği de bulunmayan Haşim Kılıç, Yüce Mahkeme Başkanı gibi değil, bir siyasi partinin sözcüsü gibi davranıyor. Bu da mahkemenin bağımsızlığına gölge düşürüyor” diye yazdı.
CHP grup başkanvekili Hakkı Süha Okay ise “Kimi çevreler, Kılıç’ın istifa etmesi gerektiğini söylüyor. Buna katılıyor musunuz?” sorusuna “İstifa, kendi takdirleridir, ama yargıda yaratılan kaosun sorumlusudur” cevabını verdi.
Demek ki ana muhalefet de uyuyor hatta uyutuyordu!
İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan özetle, “Siyasal iktidar, yargı organlarını ele geçirme uğraşısı içinde. Bunu ya bir yasa değişikliği ile ya da yargı denetiminden kurtularak gerçekleştirmek istiyor. Haşim Kılıç ise yaptığı açıklama ile siyasal iktidarın bu amacı doğrultusunda bir adım atıyor” diye gerçeği açıkladığı zaman da muhalefet partileri, halkı uyutuyordu. BDP hariç! Çünkü onların da asıl hedefi, Anayasa’nın değiştirilemeyecek maddelerini değiştirmektir!
***
Şimdi Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nde çoğunluğu ele geçirmenin, Yargıtay ve Danıştay’ın yapısını değiştiren yasanın onaylanmasının verdiği güçle, her geçen gün daha yüksek perdeden konuşmaya başladı. Konunun Anayasa Mahkemesi’ne bir dava olarak geleceğini bildiği halde bu tutumu takınıyor ve kararını şimdiden ilân ediyor.
Böylece, kendisini hukukun dışına atıyor!
Bunu hangi “cesaret”le yapıyor peki?
Hukuk dışı bir tavır takınabilmek için, hukuku çiğneyen iktidarla aynı paralelde bulunmak yetmez: A’dan Z’ye önemli mevkilerde bulunan herkesin uyuması gerekir!
Gerçi birçok kimse, Mustafa Kemal Paşa’nın savaş sırasında, nöbette uyurken yakaladığı askerin “ölen düşman askerlerinin taklidini yapıyordum komutanım” dediği gibi mazeretler üretiyor ama böyle bir “uyanık” lık, kimseyi sorumluluktan kurtarmaz!
Uyuma muhalefet! Uyuma Türkiye!