Hakkari'yi Bişkek'e bağlayan kaya resimleri!

Servet Somuncuoğlu ve ekibi Aladağların 3600 metre yüksekliğinde bulunan Saymalı Taş’tan sonra Koçgar kala resimlerini ve Isık göl kenarında Çolpan Ata kaya resim alanını çekip Talas’a geçti. Kurubakayır (Kurubayır), Tuyuktör ve Karakol bölgesindeki kaya resimlerini çektiler.
Bişkek’ten Azerbaycan’a geçtiler. Gobustan’da Büyüktaş, Küçüktaş ve Cıngırdağ kaya resimlerini çektiler ve Türkiye’ye döndüler.

Hiç beklemeden Kütahya Çavdarhisar’daki Frig vadisinde Aizonai tapınağının Doğu ve Güneybatı yüzlerindeki yüzlerce resmi görüntülediler.

Buradaki bekçiye kopuz çalan insan figürünü sordular, yok dedi. Kendisine de bu figürü bulup gösterdiler.

***

Eskişehir Seyitgazi’de Kümbet köyünde 1000 yıl önce gelen Türklerin çizdiği tahmin edilen resimleri çektiler. Resimlerden birinde bir süvari bulunuyor ve elinde kurt başlı bir sancak tutuyordu. Antalya Beldibi mağarasından sonra sıra en zor ve en tehlikeli çekime gelmişti. Çünkü çekim yapılacak bölge teröristlerin mayınladığı bir alandı ve belirli bir bölgeden sonra can güvenliğini kimse garanti edemiyordu. Hakkari valisi, gerekli hazırlığı yaptırdıktan sonra bir gün telefon ederek “gelin” dedi ve gittiler. Askeri yetkili Tümgeneral Yurdaer Olca, bölgenin mayınlı olduğunu hatırlattı. Servet, “Biz buraya gerekirse ölmeye geldik” deyince zaten bölgede aktif durumda bulunan Mehmetçiklerden bir güvenlik koridoru kurdu. Yanlarına ayrıca bölgeyi iyi bilen 12 korucu da vererek dağa gönderdi.

Varagöz köyünden yukarı Gevaruk yaylasına çıktılar. Resimlerin bulunduğu mayınlı alana sadece Servet Somuncuoğlu ve Cengiz Karadeniz girdi.

Saymalı Taş’a geri döndüklerini hissettiler. Çünkü 4 bin çağrım (4 bin kilometre) ötedeki Saymalı Taş’ta bulunan kaya resimleri ile Hakkari Gevaruk yaylasındaki resimler birbirinin kopyası gibiydi.
Burası Sat dağları da denilen İran, Irak ve Türkiye sınırının birleştiği yerdi.

Somuncuoğlu bu büyük operasyondan döndükten sonra, çekilen film ve fotoğraflarla birlikte hummalı bir faaliyete girişti. Montajdaki Turan Özkan ve Kartal Uzun, özellikle Hakkari resimleri ile Saymalı Taş resimlerinin ayırt edilemeyecek kadar birbirine benzediğini doğruluyordu.

***

İkinci düğümü de şöyle çözdüler:
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, sohbetimizde, “Nerede Türk boyları yoğun olarak yaşamışsa orada yoğun kaya resmi alanları var. Göç ettikleri her yere bu geleneği taşımışlar. Kuzey Kore’den Kosova’ya, Macaristan’a kadar benzer kaya resimleri var. 2004 yılında Kuzey Koreliler Orta Asya’da, Sibirya’da kaya resimlerinden kendi atalarını arıyordu. Bir belgesel hazırlıyorlardı. Bu tür belgeseller Amerikalılar, Japonlar ve Fransızlar tarafından da çekiliyor. İlk defa Türkiye’den bir televizyon ekibi böyle bir belgesel hazırlamaya girişti. Amerikalılar, bu kültürün Hint-Aryan olduğunu ispatlama peşinde. Fakat Koreliler ve Japonların kökeni de buraya bağlı olduğu için bu tezin bilimsel tarafı yok” dedi.

***

Üçüncü düğüm, Anadolu’daki kaya resimleri ile Asya’daki kaya resimlerinin benzerliği ile çözüldü. Bu resimlerin benzerliği Anadolu’nun Malazgirt’ten sonra Türk yurdu olduğu tezini tamamen çökertiyordu.

Servet Somuncuoğlu, Anadolu’daki toplu kaya resimleri üzerinde Ersin Alok’un da yıllardır fotoğraf çalışması yaptığını bildirerek, onun çalışmalarının da bilim adamlarına veriler kazandırdığını söylüyor.

Yine Muvaffak Uyanık da Avusturya’da “Doğu Anadolu Kaya Resimleri” ni belgeleyen bir kitap yayınlamıştı. Servet Somuncuoğlu, “Bu kitaptaki resimleri Doç Dr. Ayman Dsımbayeva’ya gösterdik, çok heyecanlandı ve tamgaların Türk tamgası olduğunu söyledi” dedi.
Devam edeceğiz...

Yazarın Diğer Yazıları