Gürcistan bahane; yeni bir Yalta paylaşımı gelebilir!
ABD’nin Gürcistan’a yardım bahanesiyle savaş gemilerini Karadeniz’e çıkarmak istemesi, ister istemez, Irak işgalinden önceki günleri hatırlatıyor. Biliyorsunuz, 1 Mart 2003 tezkeresi ile ABD, Mersin’den Hakkari’ye kadar 9 askeri üs kuruyor, Trabzon ve Samsun limanları ile bütün yurttaki askeri havaalanlarını kullanmak yetkisi kazanıyordu. Aşağı yukarı ülkenin tamamını işgal edeceklerdi. Toplam 65 bin Amerikan askeri gelecek deniliyordu ama Bülent Ecevit, kendi başbakanlığı döneminde de ABD’nin böyle bir talebi olduğunu, o zaman 100 bin askerin telaffuz edildiğini söylüyordu!
***
Önce Amerikan CNN televizyonu, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’dan bir yetkili, ABD’nin, insani yardım amaçlı donanma gemilerini Karadeniz’e gönderme amacıyla Türkiye’den izin almak üzere görüşmeler yaptığını açıkladı. CNN Pentagon muhabiri, bu gemilerin insani yardım amacı taşıdığı ancak bir bakıma, “askeri mesaj” vereceği yorumunu da yaptı.
Pentagon sözcüsü Bryan Whitman da Amerikan Dışişleri Bakanlığının, Gürcistan’a insani yardım gönderilmesinde Amerikan donanma gemilerinin Boğazlar’dan geçişi için gereken bir anlaşma üzerinde Türkiye ile çalıştığını söyledi.
Whitman, “ABD Dışişleri Bakanlığı, Türk Boğazları’ndan geçiş için gerekli anlaşmanın sağlanması ve buna benzer şeyler üzerinde çalışıyor” diye konuştu.
***
Bu talep ile eşzamanlı olarak kamuoyunun gözlerinden saklanan başka bir gelişme daha var. Amerikan ordusunun Irak’tan çekilirken, sadece İncirlik hava üssünü değil, Güneydoğu topraklarını da kullanması için Türkiye’nin yardımcı olması isteniyor.
Irak’tan çekilmenin zamana yayılacağı ve bu zaman içinde Güneydoğu’da önemli sayıda Amerikan askeri bulunacağı öngörülüyor.
Yani ABD, Irak’ı işgal ederken yapamadığını, Irak’tan çekilirken yapmak istiyor! Güneydoğu’ya Amerikan askeri çıkar da orada bir ayaklanma girişimini kışkırtırlarsa ne olacak?
Ne olacağını söyleyelim? Amerika, uluslararası toplumu ayağa kaldırarak Güneydoğu Anadolu’nun özerkliğini talep edecek.
Aynı zamanda Karadeniz’e de çıktığı için, Gürcistan’a yardım yapacağım derken Trabzon limanına yerleşecek!
***
Amerika ile Rusya’nın Yalta Konferansı’nda olduğu gibi bir paylaşım yapıp yapmadıklarını bilemeyiz. Zaten, Yalta hükümleri halen devam etmektedir. Yalta’da Türkiye Amerikan etki alanına bırakılmıştır.
Yalta Konferansı, 4 Şubat 1945’de Kırım’ın Yalta şehrinde Lavidia Sarayı’nda yapıldı. Konferans’ta ABD’yi Roosevelt, İngiltere’yi Churchill ve SSCB’yi Stalin temsil ediyordu. Konferans’ta Almanya’nın savaş sonrasında silahsızlandırılması, Avrupa’nın etki alanlarının taraflarca belirlenmesi gibi hususların yanısıra, BM’nin kurulması da kabul edildi.
***
Yalta Konferansı’nda Türkiye de geniş bir biçimde tartışma konusu oldu. Konferans’ın 10 Şubat 1945’te yapılan 6. oturumunda Stalin, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarına ilişkin Montreux Sözleşmesi’nin gözden geçirilmesini ve değiştirilmesini istedi. Ancak SSCB’nin de bu konuda somut ve ayrıntılı öneriler getirememesi ve inandırıcı gerekçeler sunamaması sebebiyle, konunun daha sonra toplanacak konferanslarda yeniden ele alınması kararlaştırıldı.
Amerikan-İngiliz ve Sovyet kuvvetleri arasında çıkan anlaşmazlıkların çözümü için toplanan Yalta Konferansı’nda, paylaşım yapılmış ve çeşitli ülkeler, değişik ülkelerin etki alanı olarak kabul edilmişlerdi.
Dolayısıyla Türkiye ne Amerika’ya ne de Rusya’ya güvenebilir.