Güneydoğu satıldı mı?
Bugün Türkiye’de ne olduğunu daha iyi anlatabilmek için 13 Mart 2001 tarihine dönmek istiyorum.
O dönemde Başbakan Bülent Ecevit’tir ve AKP henüz kurulmak üzeredir.
Suudi Arabistan’ın El Riyad gazetesi 13 Mart 2001 tarihli sayısında, “Washington Türkiye’ye 25 milyar dolar borç vermek için aralarında Kürt devletinin kurulmasına izin vermenin de bulunduğu 15 ağır şart koştu” başlıklı bir haber yayınladı!
Haberde şöyle deniliyordu.
“ABD’nin istekleri arasında, ambargonun kontrol altına alınması için Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattının BM denetimine tabi tutulması da bulunmaktadır.
ABD’nin istekleri şöyle:
1- Türkiye’nin Kıbrıs ve Güneydoğu’da askeri işbirliğine yanaşması,
2- Güneydoğu’daki belediyelerin ABD finans kuruluşlarından borç alabilmesi için yasalarda değişiklik yapılması,
3- Güneydoğu belediyeleri ve Batılı ülkeler arasında insan hakları ve insani hedeflerin gerçekleştirilmesi için ortak projelere izin verilmesi.
ABD, Türkiye’den Güneydoğu bölgesinde ve Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti kurulabilmesi için destek istemektedir. ABD, kıskaca aldığı Türkiye’yi Kürt devleti kurulmasına müsaade etmesi için sıkıştırmakta, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizi fırsat bilerek imkanları değerlendirmektedir. ABD bugüne kadar Türkiye’ye borç para vermekteydi, ancak şimdi Güneydoğu bölgesindeki belediyelere de borç para vermesi halinde onlarla da yakın ilişki içerisinde olacak ve bölgedeki insan hakları kuruluşları vasıtasıyla bölgeyi denetleyecektir.
Öte yandan siyasi kaynaklara göre Ankara, ABD’nin petrol hattı konusundaki şartını kabul edebilir, ama Güneydoğu bölgesi için aynı şeyi söylemek mümkün değildir.”
* * *
Ecevit hükümeti bu şartları kabul etmediği için Kemal Derviş’e DSP’yi böldürdüler. O sırada kurulmakta olan AKP, 3 Kasım 2002 seçimlerinde tek başına iktidar oldu.
24 Mayıs 2003’te Abdullah Gül, Vatan Gazetesi’nden Sedat Sertoğlu’na açıklamalar yaptı.
Abdullah Gül bu röportajda bir ay önce dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’la yaptığı görüşmeyi Sertoğlu’na anlattı ve şöyle dedi:
“Ben bu gezileri yapmadan önce, şimdi senin oturduğun koltukta ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla 2 sayfalık 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yaptığımı kalkıp açıklayamam ki. Powell, Suriye’ye giderken de benimle konuştu. Gizli olan bir sürü gelişme var.”
* * *
Peki Güneydoğu’daki belediyeler, uluslararası kuruluşlardan yardım almaya başladı mı?
Evet, hem de nasıl! Diyarbakır’ın kanalizasyon şebekesini yenilemek ve yasası çıkmayan Diyarbakır İstinaf Mahkemesi inşaatı için AB kredisi kullanıldı.
İşte Ankara’da Melih Gökçek’in düzenlediği, bugünkü Barzani devletinin kurucusu olan MOSSAD ikinci başkanı David Kamhi’nin yönettiği glokalleşme toplantısı ABD’nin veya Yahudi finans kuruluşlarının Güneydoğu Anadolu’yu ekonomik olarak avucunun içine almak hedefine yönelikti. Toplantıya Gül de katılmıştı!
Ne diyordu Kosgeb raporunda?
“Glokalizasyon politikası, şehirden-şehire yaklaşımı öngörür, KOBİ’ler ilk etapta dış kaynaklar arayacaktır. Küresel ortamda yerel, ulusal ve küresel hükümetin tüm katmanlarıyla açık bir diyalog ve koordinasyon ortamının geliştirilmesi gereklidir” deniliyordu.
İşte onu gerçekleştirdiler!
Yani Türkiye topraklarının bir kısmını hile ile yabancıların eline veriyorlar!
Bunu soruşturabilecek bir savcı yok mu Türkiye’de?