Gül ve Erdoğan dış baskı altındadır; ülke yönetemezler!
Kürt açılımı, Ermeni açılımı, herhangi bir hükümetin boyunu aşacak olaylardır. Fakat yine de MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi’nin belirttiği gibi, “25 yılda terörün yapamadığı yıkımı AKP iktidarı açılım adı altında bugün gerçekleştirmek üzeredir.”
Sipahi, Ermeni açılımı için 6 hafta süre öngörülmesine de tepki gösterirken, “Neden 6 hafta. Neden 7, 8 hafta değil? Asırlardır problem olan konular 6 hafta içersinde nasıl çözülecek?” diye sordu.
Altı hafta sınırlaması, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan üzerinde bir dış baskı olduğunun göstergesidir. Peki Türkiye, dış baskılara boyun eğenlerin yönetebileceği bir ülke midir? Bu durum, hem Cumhurbaşkanı’nın hem Başbakan’ın iradesini hukuken ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla ikisinin de icraatlarının geçersiz sayılması gerekir! Bunun hukuki formülü vardır!
8 milyar dolarlık Patriot anlaşması ihanet olur
Türkiye’ye 8 milyar dolarlık Patriot füzesi satacağını açıklayan ABD, İsrail’in savunmasını Türkiye’ye havale etmiş olmalı!
İran, hiçbir zaman Türkiye’yi askeri açıdan tehdit etmedi, fakat ABD ve İsrail, İran’a saldırırsa, İran İsrail’e aynı anda 11 bin füze gönderebileceğini açıkladı.
Patriot füzeleri bu tehdide karşı Türkiye-İran sınırına yerleştirilmek isteniyor.
Bunu kabul edenler, Türkiye’nin de ABD ve İsrail hesabına İran’a saldıracağını öngörüyor herhalde!
Oysa her ikisi de vatana ihanet olur.
Türk çocuğu, ABD ve İsrail hesabına askerlik yapmıyor. Yine Türk vatanı, nüfusunun yarısı Türk olan İran’a yönelik saldırılar sırasında İran’ın savunmasını kırmak için kullanılamaz. Türk Milleti, bu ihanet anlaşmasını yapanları affetmez. Bu anlaşmayı kim imzaladıysa ortaya çıksın da bir görelim bakalım!
ABD, İsrail’in savunmasını, hem Türk askerine yaptırmak hem de parasını Türkiye’yi ödetmek istiyor, Türk Milleti’ni enayi yerine koymaktır bu. Patriot füzesi gerekiyorsa, Aselsan’a bir milyar dolar verin, üretsinler; füzelerin bilgisayarla idaresinden ibaret basit bir teknoloji bu!
İstanbul’u sele teslim edenler hâlâ konuşuyor!
İstanbul’daki sel felaketi de, AKP zihniyetindeki kamu yönetiminin iflasıdır. Avusturya’dan gelen bir mektupta şöyle deniliyor:
“15 yıl önce, ben İkitelli Sabah gazetesinde çalışırken Ayamama Deresi taşmış, gazete sular altında kalmış, otoyollar kapanmıştı. 15 yıl sonra yine aynı manzara ve daha da kötüsü vatandaşlarımız canından oldu.
Televizyonda izlediğimiz manzaralar Tanzanya’da olmaz herhalde.. Saçma-sapan açıklamalar, yorumlar, yetkililer, görüntüler..
Dünya şehri İstanbul’u dünyaya rezil ettiniz.. Vatandaşı kendinden bezdirdiniz.. İnsanlar servis olmayan servis araçlarında boğuldu!
Sel sularında 28 kişi öldü.. Hâlâ ekranlara çıkıp hangi yüzle konuşuyorsunuz? Utanın be.. Kimileri İstanbul’un göbeğinde selde boğulur, kimileri de cesetlerin yattığı yerde yağma yapar, ne bulursa kapıp aracına atar..
Vatandaşı bu hale getirdiniz ya helâl olsun size! Hâlâ konuşuyorsunuz.. 15 yıl önce Ayamama Deresi taşmış zaten. 15 yılda önlem alamıyorsanız, oy için dere yatağına ev, işyeri izni veriyorsanız, dere yatağını ıslah edemiyorsanız, dev kanallar yapmıyorsanız, servis araçlarını kontrol edemiyorsanız, vatandaşın, İstanbul’un göbeğinde işine giderken arabanın içinde boğuluyorsa, daha ne konuşuyorsunuz be reziller.. İstifa edin.”