Gül ve Erdoğan da açığa alınacak mı?
Son YAŞ toplantılarında Balyoz soruşturmasında sanık oldukları gerekçesiyle terfi ettirilmeyen 2 tümgeneral ve bir tuğamiral bakanlık kararıyla açığa alındı.
Açığa alma yazılarında, generallerin hükümeti devirme planları içerisinde yer aldığı belirtildi. Terfi ettirilmeyen ancak başka görevlere atanan üç general,
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne
dava açarak yürütmenin durdurulması kararı çıkarmışlardı. Üç general, açığa alma kararına karşı da aynı mahkemeye başvurdu.
Kararı bir tek BDP olumlu karşıladı. BDP yetkilileri “devamını bekliyoruz” türünden bir açıklama yaptı!
* * *
Ben bu üç general hakkında devam eden dava ile ilgili bir yorum yapmayacağım. Çünkü her yorum için adil yargılamayı etkilemek iddiasıyla dava açılıyor.
Yalnız hükümetin açığa alma kararı idari bir karardır, yargı kararı değildir. Ve sadece hakkını arayan üç general açığa alınmıştır. Hakkını aramayanlara hiçbir yaptırım yoktur!
Suçlama ağır olunca, açığa alma kararı da normal gibi görünebilir ama haklarında soruşturma açıldı veya bir iddia ortaya atıldı diye herkes görevden alınacaksa, hakkında “kayıp trilyon” dosyası sebebiyle soruşturma bile açılamayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün durumu ne olacak?
Yine Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Başbakan Bülent Ecevit’in izni ve İçişleri Bakanı Sadettin Tantan’ın emri ile mülkiye başmüfettişi Candan Eren tarafından hazırlanan “çok gizli” ibareli bir rapor var.. Gizliliği kalkmış ki Birinci Ergenekon iddianamesinin eklerinde 31’inci dosyada tamamı yer alıyor.
Raporun sonuç bölümünde “Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi ve sosyal bir görüşten kaynaklanan bir amaçla cürüm işlemek için devasa bir teşekkül oluşturduğu ve bu teşekkülün liderliğini, Belediye Başkanı seçildiği 01.04. 1994 tarihinden 06. 11. 1998 tarihine kadar fiilen ve aktif bir şekilde, söz konusu tarihten bugüne kadar ise perde arkasından sürdürdüğü” diye bir ifade var!
Ve Erdoğan ile birlikte, bugün bazıları bakan olan ekip arkadaşlarının Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne verilmesi isteniyor.
Yani bugünkü Beşiktaş Adliyesi’ne!
Ne oldu bu dosya?
Gül ve Erdoğan hakkındaki iddialar, üç generali görevden alma gerekçesinden daha mı hafiftir?
Kaldı ki AKP, CFR adlı kuruluşun gönderdiği ve “Türkiye’yi özerk bölgelere ayırın” talebini içeren gizli mektubu program haline getirerek kurulmuş bir partidir. Yani Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası’na aykırı kurulmuştur.
Kim soruşturacak bu durumu?
Şimdi iktidardırlar diye, yabancı bir güce sözler vererek ve cürüm işlemek için kurulmuş olduğu devletin müfettişi tarafından iddia edilen bir partinin faaliyetleri soruşturulmayacak mıdır?
* * *
Diğer taraftan YARSAV kurucu başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Yargıtay’a yönelik siyasi operasyon hazırlığına işaret ederken “İstinaf mahkemeleri adı altında her bölgede minyatür bir Yargıtay oluşturulması halinde yargı erki federalleştirilmiş olur, bu da ancak federal devletlerde söz konusu olur” uyarısında bulundu
Bilindiği gibi İstanbul, Bursa, İzmir, Konya, Adana, Ankara, Samsun, Erzurum ve Diyarbakır’da kurulması planlanan istinaf mahkemeleri bağlı bulunan çevre illere de hizmet verecek. MHP Kütahya Milletvekili Alim Işık’ın bölge mahkemelerinin kurulmasına ilişkin yazılı soru önergesini cevaplayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “Bu proje, toplam 30 milyon euro bütçeye sahip olup, bu toplam meblağın yüzde 75’i Avrupa Birliği tarafından, yüzde 25’i de bakanlığımız tarafından karşılanmaktadır” demişti.
Demek ki AKP, CFR’ye verdiği sözü tutuyor! Türkiye’yi federe devletlere bölme projesinin parasını da AB veriyor! Kim soruşturacak bunu?