Gençler hedeflerinden koptu
Seçim kazanma stratejilerini gençler üzerine kuran iktidarın gençlerle ilgili hamleleri yetersiz kaldı. Bu yıl ilk defa seçmen olacak olan gençleri yanına çekmek için üst üste toplantılar yapan, gençlik için her türlü fedakârlığı yapacağını söyleyen iktidar mensuplarının sözleri havada kaldı. Üniversite girişte baraj puanını kaldıran, öğrenci kredilerini artıran hükümet göz diktiği 6.5 milyon gencin oyunu almayı planlıyordu. Son (MKYK) Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan milletvekillerine seslenerek, gençlere ulaşmalarını önermişti. İşsizlik rakamlarının hızla yükselmesi, TÜİK''in işsizliğin azaldığını açıklaması bütün hesapları alt üst yaptı. Enflasyonun her geçen gün yukarıya doğru çıkması karşısında, gençler sosyal medyada seslerini yükseltmeye başladılar.
Tam bu sırada işler karıştı
Okullarından mezun olan Kredi ve Yurtlar Kurumu''ndan geri ödemeli kredi alan öğrencilerin sorunları ortaya çıktı. Gençlerin aldıkları krediler enflasyon oranında artırılınca işler karıştı. Katlanarak artan borçlar karşısında işsiz olan gençler şaşkına döndüler. Ortalama devletten 74 bin lira kredi alan öğrencinin yeni hesaplamaya göre borcu 152 bin liraya yükseldi.
Konuya ilişkin açıklamada bulunan Eğitim İş Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan, "Bir ülkenin gelişmişlik ölçütlerinden en önemli olanı, yetişmiş eğitimli kadrolarına nasıl sahip çıktığıdır. ÖĞRENCİLER HEDEFLERİNDEN KOPMAKTA… Eğitim sistemimizin sürekli değişmesi, kalıcı bir devlet politikasının oluşturulamaması öğrencilerimizi hedeflerinden koparmakta, hayallerinden uzaklaştırmaktadır. Çocuklarımız lise çağlarından itibaren Avrupa, Amerika gibi dış ülkelerde hayatını kurmayı hedefler haline gelmiştir. Bunun sebebi gençlerimizi sağlıklı bir şekilde yetiştiremeden oldubittiyle hayata başlatmaktan, onlara güvenceli bir çalışma ortamı sağlayamamaktan kaynaklanıyor. Üniversite öğrencilerimiz bu kadar plansız ve günübirlik politikaların kıskacında lisanslarını, yükseköğrenimlerini tamamlıyorlar. Bu süreçte ailelerimizin ekonomik durumları yetersiz olunca burs ya da kredi destekleriyle diplomalarına ulaşabiliyorlar. Geleceğimizin güvencesi olan gençlerimiz yalnız bırakılmamalı" dedi.
"Kredi aldığıma pişmanım, ama başka çarem de yoktu"
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi''nden bu yıl mezun olan bir öğrenci 27 bin liralık kredinin geri ödemesinin 74 bin lira olduğunu aktardı. İki katından fazla faizi hiç beklemediğini söyleyen öğrenci, "Kredi aldığıma pişmanım. Ama o dönem başka çarem de yoktu. Zaten stajyer avukatların çalışma koşullar belli. Bir işe girsem alacağım maaş belli. Hayata borç yüküyle atılmak istemiyorum" dedi.
"Aldığımız maaşlarla faizi ödememiz imkânsız"
Yaşadığı maddi sorunlar nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan bir gastronomi bölümü öğrencisi ise "Ailemden destek alamıyordum, çok zorlandım. Hem okuyup hem çalışmak çok zordu. Çalışmaktan okula zamanım kalmıyordu" dedi. Şu an KYK borcunun hesaplandığını ve 5 ay sonra kendisine fatura çıkarılacağını söyleyen öğrenci, "Muhtemelen 60-70 binden az olmayacak. Aldığımız ücretler temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamaya yetmiyor. Çalıştığım yerde asgari ücretten biraz fazla alıyorum. Bununla borcumu ödemem imkansız" ifadelerini kullandı.
"Bize bu borcu yükleyenler istifa etsin"
Bu kadar yüksek oranlı faizi tefecilerin bile istemediğini söyleyen bir öğrenci, "Devletin mafyavari, tefeci gibi öğrencilere para verip sonra katbekat fazla alması kabul edilebilir bir durum değil. Devletin sosyal devlet yapısına uygun olarak öğrencilere destek olması gerekirken hiçbir şekilde yardım edilmemesi kabul edilebilir bir şey değil" dedi.
2021''de İÜ Hukuk Fakültesi''nden mezun olan bir öğrenci de ilk ödemesinin temmuz 2023 olduğunu söyledi. Aylık 944 lira ödeyeceğini söyleyen hukuk fakültesi mezunu "Stajyer avukat olarak çalışıyorum. İstanbul''da stajyer avukatın aldığı ücret en fazla 3 bin lira. Stajyer maaşımla bunu ödemem mümkün değil. Bize bu borcu yükleyenler istifa etsinler. Enflasyonun bedelini neden bize ödetiyorlar?" diye sordu.
"KYK borçları silinsin"
Eğitim Sen İstanbul 6 No''lu Üniversiteler Şubesi Başkanı Beyzade Sayın, KYK borcunu ödeyemeyenlere yüzde 130 faiz işletildiğine dikkat çekerek "Yaklaşık 5.5 milyon KYK borçlusu öğrenci kredilerini ödeyemiyor. Evlerine haciz geliyor. Patronlara, sermayedarlara, milyonlarca dolar hibe edenler öğrencileri sefalete mahkûm ediyor. Talebimiz meşru; KYK borçları silinsin, burslar artırılsın, kredi sistemi kaldırılsın" dedi.
"Hükümet, aileleri öğrencileri mağdur ediyor"
Zorlu bir üniversite öğreniminin ardından uzun süre işsiz kalan, iş bulduktan sonra da bir müddet kadrosuz, güvencesiz çoğu zaman asgari ücretin altında çalışmak zorunda kalan ve bu çalışma koşullarına mahkûm olan ayrıca alanında çalışamamasından dolayı mağdur olan üniversite mezunları bir kez de kredi Yurtlar Kurumu''nun (KYK) borçları nedeniyle adeta kâbus yaşamaktadırlar. Yapılan araştırmaya göre 5.5 milyon KYK''dan kredi alıp borçlu öğrenci bulunuyor. Bu öğrencilerden 400 bini icralık.
Üniversiteyi bitirip bil fiil çalışmayan yüksek ya da doktora yapan öğrenciler ile işsiz üniversite mezunlarının KYK ödemeleri gençlerin kâbusu olmuştur. 4 yılda taksit taksit ödediği ve beyaz eşya fiyatına endekslenen bu borç, işe girip girmediğine bakmaksızın mezuniyetinden iki yıl sonra geri isteniyor. Mezuniyetin 2. yılında maliyece takibe alınarak, ödeme emirleri adreslerine yollanan gençler aldıkları krediyi ödeyemedikleri için bu kez kredi borcunu yüklü faiziyle birlikte ödemek zorunda kalıyorlar. İşsiz borçlulara, borçlarını mezuniyetten iki yıl sonra ödeyememeleri halinde aylık 1.40 oranında gecikme zammı uygulanıyor.
Devlet bu borcu tahsil konusunda hayli acımasız davranıyor. Bu durum iş bulamadığı için işsizlikten bunalan genci daha da bunaltıyor. Kaç kişi var ki 4 senede okulunu bitirip, ardından hemen askerliğini yapan ve iş bulup çalışan. Elbette aldığı krediyi ödemeli ama bu kadar yüksek faizle mi?
Dört üniversite mezunu gençten en az birinin işsiz olduğu ülkemizde bırakın aile kurma telaşını, ağır ekonomik koşullar altındaki bu gençler hâlâ ailelerinin desteği ile yaşamlarını idame ettiriyorlar. Parti kanallarıyla işe yerleştirilenler hariç kaba tabiriyle dayısı olmayanların işsiz kaldığı bu memlekette gördüğümüz o ki; almış olduğu eğitimin, bildiği yabancı dilin, yaptığı kariyerin pek de işe yaramıyor olması.
İş kaygısı taşıyan bu gençler umutlarını kesmiş olmalılar ki yurt dışına gitme yollarını arıyorlar.