"Gazze'den beter olurduk"

KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Turgay Avcı, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, Rum tarafının “Garantörlüğe gerek yok” tartışması yaptığına işaret etti ve “Son yaşanan Gazze olayları anavatanımızın garantörlüğünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha dünyaya göstermiştir. Anavatanımız olmasa Kıbrıs Türkü’nün bugünkü hali Gazze’den de beter olurdu. O bakımdan garantörlüğümüz tartışılmaz, garantörlük Kıbrıs Türkü’nün güvenidir, huzurudur, geleceğidir” dedi.

***

Bu sözleri duymak beni heyecanlandırdı. Zira Kıbrıs’ta kaldığım bir sene boyunca, Barış harekâtına aktif olarak katılmış birkaç dostun olumlu yaklaşımları dışında, Türkiye hakkında hep eleştiri duymuştum.
Hatta o zaman Lefkoşe’de bir ortaokulda okuyan oğlum, sınıfta Türkiye aleyhine kötü laflar edilince daha ağır bir şekilde karşılık vermiş ve ister istemez kavgaya tutuşmuştu. 10 kişilik bir grubun arasında kalan çocuğu, yine Kıbrıslı arkadaşları kurtarmıştı. Doğrusu, Kıbrıs’ta uzun yıllar kalmak niyetindeydim. Bu olay yüzünden bir fırsat çıkınca bütün konforumu bırakıp döndüm. Benim için bir mesele yoktu, çok değerli arkadaşlarım vardı ama çocuklarımın bu atmosferde yetişmesini istemedim.
Turgay Avcı’nın “Anavatanımız olmasa Kıbrıs Türkü’nün bugünkü hali Gazze’den de beter olurdu” sözleri, belki de bu sebeple beni etkiledi.

***

Turgay Avcı, Türkiye eleştirisi yapan bir siyasi gelenekten de geliyor. Dolayısıyla bu sözler Kıbrıslı Türk gençlerinin kulağına küpe olmalı.
Yine, KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da “Siyasi vasiyetiniz nedir?” soruma “Benim vasiyetim gençliğe. Egemenliğinizden vazgeçtiğiniz an, siz azınlık statüsünü kabul etmiş olursunuz. Devletinize sahip çıkmadığınız an, devletsiz kalırsınız. Rum toplumu içinde, onların idaresinde küçük bir topluluk olursunuz. Bunları bilerek yaşayınız. İç sıkıntılar sebebiyle devletinden vazgeçmiş bir topluluk dünyada görülmemiştir. Bugün, Filistin gençliğinin bizim mertebemize ulaşmak için, egemen bir devlet sahibi olabilmek için katlandığı mücadeleye bir bakınız. İsrail’in devletinden yoksun bırakılmamak için katlandığı mücadeleyi gözünüzün önünde tutunuz. Ve Allah’a şükrediniz ki, Türkiye sayesinde, Anavatan sayesinde devlete kavuştunuz, egemenliğe kavuştunuz. Bunun bedeli yoktur” diye cevap vermişti.
Bugün, Turgay Avcı ve temsil ettiği siyasi parti de aynı çizgiye gelmişse ne iyi. Nitekim Avcı, Rumların, “İki halk yoktur, iki eşit kurucu devlet yoktur”! düşüncelerinden vazgeçmesi gerektiğini de söylüyor.

***

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad da Batılı büyük devletlere tavsiyede bulunuyor:
“Barışçıl ve kültürlü İran halkının sizi dinlemesi için saygılı konuşmayı öğrenin. Biz diyalog yanlısıyız. Dünyada doğru söz söyleyenleri ve dünyanın sorunlarını çözmek için yapılan teklifleri dinliyoruz. Sizin tiranlığınızın devri geçti.”
Ahmedinecad, sadece ülkesindeki gelişmelere değil dünya dengelerine de dayanarak böyle konuşabiliyor. Rus gazeteleri, Rusya’nın Sovyetler’den ayrılan cumhuriyetlerle birlikte “Acil müdahale gücü” oluşturmasını “NATO”ya benzetiyor.
Rusya Jeopolitik Sorunlar Akademisi Başkanı Leonid İvaşov, “Acil müdahale gücü kurulmasında Şanghay İşbirliği Örgütü içinde bir askeri güç oluşturma amacı bulunuyor” diyor.
Kıbrıs Türkleri, işte bu denge sayesinde varlıklarını koruyabildi. Dolayısıyla, yeni nesillere yakın tarihin iyi öğretilmesi gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları