Galatasaray'ın şampiyonluğundaki sırrı Sedat Kaya açıkladı
Bu ülkenin teknik adamları, bu ülkenin ligini yabancılardan çok daha iyi bilir.
Hatta bilmek bir yana, o ligi rüyalarında yaşar, yüreğine yazar.
Galatasaray'ın şampiyonluğu bunun en güzel kanıtıdır.
Başarının en önemli sırrı da budur.
Geçen sezonu 13. sırada tamamlayan Galatasaray'da yönetim, yeni bir başlanğıç parolasıyla sezon başı takımın direksiyonunu kendi evladı Okan Buruk'a teslim etti.
Bu cesur ve isabetli karar şampiyonluğun temelinin ilk harcıydı.
Elbette her yerli teknik adam başarı olur diye bir kural yok.
Ama Okan Buruk altyapıdan yetişip, UEFA Kupası'na kadar uzanan futbolculuk yolculuğunda camianın ruhunu benimsemiş, herkesten çok Galatasaray'ı özümsemiş bir isimdi.
Okan Buruk'un Galatasaraylılığı cepten değil, yürektendi.
Unutulmamalı. Yüreklerinde betimsiz sevdalar taşıyanlara hiçbir zorluğun hükmü yoktur.
Sonra sıra hocaya iyi bir takım teslim etmeye gelmişti.
Okan Buruk'un görüşü alındı, bütçe planlandı ve squad ekibi devreye girdi.
Şu transferlere bakar mısınız?
Paris St.Germain'den Mauro İcardi.
Napoli'den Mertens.
Porto'dan Oliveria.
Arsenal'den Torreira.
Norwich City'den Rashica.
Lyon'dan Dubois.
Machester United'tan Mata.
Az Alkmaar'dan Midtsjö.
Benfica'dan Seferoviç.
Tek tek nokta atışı ve tam isabet.
Hepsi yetenekli, hepsi kaliteli.
İsimleriyle değil yürekleriyle oynadılar.
Bu kadar çok yıldızın bir arada olması her zaman başarı getirmez, hatta risklidir.
Galatasaray'da getirdi.
İşte bu da Okan Buruk faktörüydü.
Forma adaletini çok iyi dağıttı.
Egolara yenik düşmedi.
Hiçbir oyuncusunu küstürmedi.
Sistemi oyuncularına çok iyi anlattı.
Futbolcularını bu sistemle başarılı olacaklarına inandırdı.
Ve bu oyuncular şampiyonlukta çok büyük pay sahibi oldular.
İcardi 22 gol, 8 asist, Rashica 6 gol, 6 asist.
Torreira'yı ayrı bir yere koymak gerekiyor. Bence sezonun en çalışkan, en üretken ismiydi, Oynadığı her maçta fark yarattı.
Geçen yıldan kalan yaşlı Gomez bile 10 gol atarak kritik maçları çeviren adam oldu.
Galatasaray'ın bir başka artısı, futbolu kısa mesafede sade oynamasıydı. bazen 2, bazen 3 pasla gole gittiler.
Bu da sadece ayakların değil, aklın da konuştuğunun kanıtıydı.
Oysa sezon pek de iyi başlamamıştı.
Galatasaray ilk haftalarda "Rekorlar kırarak şampiyon olacak" denilen Fenerbahçe'nin gerisine düşmüştü.
Sürpriz Giresun yenilgisi, hemen ardından Trabzonspor beraberliği endişe yaratmıştı.
İşte o günlerde yönetim Okan Buruk'un, tribünler futbolcuların arkasında durdu.
Okan Buruk'un tartışılmasına izin verilmedi.
Futbolcuların maaşları zamanında ödendi.
Dünya Kupası arasındaki boşluk çok iyi değerlendirdi.
Ve ardından 14 maçlık seri galibiyetler.
İşte o dönem şampiyonluğun geleceği belli oldu. O 14 maçta rakip kalelere atılan 39 gol, Fenerbahçe'ye ciddi bir gözdağıydı ve Kadıköy'ün umutlarının kırılmasının en önemli nedeniydi.
Sonuçta yönetim, teknik adam, futbolcular ve taraftar bir bütün oldu, mutlu sona ulaştı
Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez, bazen dikenli yolları da aşmak gerekir.
Galatasaray bunu başardı.
Bu başarı birçok takıma örnek olmalı bence