Fırtına Obüsü üretimi projesinde yaşadıklarım -2-
Diyeceksiniz ki;
"Fırtına Obüsü''nün prototipinin üretimi bittiğinde sana ne ödül verildi?"
Bana mı?
Bırakınız ödülü ne Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, ne Topçu ve Füze Okulu Komutanlığı tarafından, ne de Topçu ve Füze Okulu Öğretim Başkanlığı tarafından bir tek takdir belgesi dahi verilmedi.
*
TSK''da birtakım kişilere bazen de hak etmedikleri halde verildiğini defalarca gördüğüm takdir belgesi yani TSK''da yaygın bir ödül olan, maddi değeri olmayan ancak manevi olarak personeli onore eden yazılı bir belge olarak kağıt parçası şahsıma çok görülmüştü.
Kısacası;
"İşe gelince birinci hatta, köfteye gelince ihtiyatta olduğumuzu gördük."
*
Malumunuz üzere ülkemizde "Modern Tank" projesi adı altında üretilmeye çalışılan bir de tank projesi vardır.
Bu projenin prototipi üretimi için devletimiz 500 milyon dolar civarında bir parayı Otokar''a ödedi.
*
Ayrıca "Tank Topu" için MKE''ye, "Atış Kontrol Sistemleri" için ASELSAN''a ve "Zırh" için ROKETSAN''a yukarıdaki 500 milyon dolar dışında bir para verildi mi, verildi ise ne kadar verildi veya Otokar bu firmalara bir para aktardı mı, aktardı ise ne kadar aktardı onu bilemiyorum.
*
Otokar''da "Altay Tankı" adı altında 5 adet Prototip geliştirildi. Bildiğim kadarıyla şimdi 2 adedi kullanılabilir durumda.
*
2014 yılında Otokar, Altay Tankı''nın prototipinin üretimini bitirmişti.
Savunma Sanayii Başkanlığı(SSB) üç yıl oyalandıktan sonra Altay Tankı''nın geliştirilen prototipinin seri üretim işini 2018 yılında sürpriz bir şekilde "bu konuda hiçbir tecrübesi olmayan BMC''ye verdi."
*
2018 yılının ocak ayında o zamanki Millî Savunma Bakanı ''''Tank seri üretimine 2019 sonu veya 2020 başında başlayacağız." diye açıklamada bulunmuştu.
Aradan koskoca üç yıl geçti. 2023 yılına geldik.
Katar-BMC ortaklığına süper teşviklerle devredilen Sakarya''daki Tank ve Palet Fabrikası''nda üretilmiş bir tane dahi tank yok.
*
Tekrar konumuza dönecek olursak, Fırtına Obüsü''nün üretimi aşamasında ekibimiz başında "proje yöneticisi olarak" bulunan mühendis albayımız muhataplarına Modern Tank''ın da aynı ekiple üretilebileceğini söylediğini şahsıma ifade etmişti.
Sonuçta ne mi oldu;
"Ekibimiz dağıtıldı."
*
Ülkemizde çalışanların hep öpüldüğünü, "Hiç bir başarının da cezasız kalmadığını" yaşayarak gördüm.
Balyoz, Ergenekon gibi kumpas davalarında yaşananlarda olduğu gibi.
*
TSK envanterinde bulunan "kundağı motorlu top ve çekili obüslerin tamamında hem batarya komutanı olarak" görev yapan, hem de "Topçu ve Füze Okulu Motor Kurulu''nda kundağı motorlu top ve obüslerin eğitimini" subay ve astsubaylara veren sayılı subaylardan birisi idim.
*
Mart 2012.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu''nun ücra köşelerine ani bir şekilde, ihtiyaç duyulduğuna asla inanmadığımız yeni subay kadroları açtı.
Biz Atatürkçü subayların atamaları yeni açılan bu kadrolara aynı yılın Mayıs ayında yapıldı.
Konularına vakıf, liyakatli bir çok subay -şahsım da dâhil olmak üzere- mesleğimizde hizmet yılımız daha dolmadan emekliliğimizi verme mecburiyetinde bırakıldık.
Tasfiye planı gayet de güzel işlemişti.
*
Peki kim kaybetti;
"Türk Silahlı Kuvvetleri, dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti."
O dönemin ilgili komutanlarına sesleniyorum;
"Bugün rahat uyuyabiliyor musunuz?
Vebaliniz çok büyüktür hem de çok."
Yukarıda izah etmiş olduğum ülkemiz yararına olmayan yaptıklarınızı unutmayacağız ve de unutturmayacağız.
*
Bu ordu hepimizin.
Bu zor coğrafyada yaşamamız ancak güçlü ordu ile mümkündür.
Biat eden değil "liyakatli personel" temini ve bünyesindeki liyakatli, tecrübeli personele hak ettikleri değer verilip bunları kaybetmeyecek strateji izlenirse ancak o zaman "güçlü ordu" olunur.
*
Türkiye''ye ait 20 adet adanın Yunanistan tarafından işgal edilerek buralara asker ve silah yerleştirdiğini de burada hatırlatmak isterim.
*
Fırtına Obüsü üretimi projesi içerisinde yaşadıklarımızın sadece ve sadece küçük bir kısmını yukarıda kaleme aldım. Takdiri ve vicdan muhasebesini siz okuyucularıma bırakıyorum.