Fetih ve mukavemet ruhunu ilelebet yaşatacağız...
1 Ağustos günü Kıbrıs Türk halkının en onurlu bayramlarından biridir. Toplumsal Direniş Bayramı olarak bu mutlu günde Kıbrıs''ın fethini, Türk Mukavemet Teşkilatı''nın (TMT) ve onun devamı olan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı''nın (GKK) kuruluş yıldönümlerini kutlamaktayız. Bu coşkulu günde Ulusal Türk Kuruluşları Dünya Konseyi Başkanı olarak yayınladığım mesajı siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum:
"Bugün Toplumsal Direniş Bayramı olarak Kıbrıs''ın fethinin 451., Türk Mukavemet Teşkilatı''nın (TMT) 64., Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı''nın (GKK) 46., kuruluş ve yıldönümlerini birlikte kutluyoruz.
Bu Bayram''ın Kıbrıs Türk Halkının bugünlere kolay gelmediğini göstermesi açısından anlamı büyüktür. Daha ada fethedilmeden önce, yani 500-600 yıl önce, adaya gelmeye başlayan, 1571''de adanın fethiyle bu topraklara kök salan ve bu toprakları vatan yapan Kıbrıs Türkleri, adanın İngiliz İdaresine geçtiği 1878''den itibaren, Anavatan Türkiye''nin desteğinde gerçekleşen ''Varoluş Mücadelesi'' sonunda kendi bağımsız ve egemen devleti KKTC''yi kurmayı başarmıştır. Bu mücadelede Türk Mukavemet Teşkilatı''nın belirleyici rolü olmuştur. Özgürlüğümüzü, bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Türk Mukavemet Teşkilatı''nın kahraman mensuplarına, Mücahitlerimize, Anadolu''daki vefakar kardeşlerimize ve Kıbrıs Türküne borçluyuz.
TMT''nin 64. kuruluş yıldönümünü kutladığımız bu onurlu günde, Kıbrıs Türkünün Kıbrıs''taki varoluş mücadelesi sürmektedir. Rum-Yunan ikilisi Kıbrıs''ı Yunan yapma hedefinden vazgeçmiş değildir. Kıbrıs''ın tamamının Elenleştirilmesi projesinde Türkiye adadan çıkarılmalı, Kıbrıs Türkü de sözde federasyon adı altında Rumların egemen olacağı üniter bir yapıda, Rum''a yamalanarak yok edilmelidir. Rum-Yunan ikilisi bu amaçla, hedeflerine ulaşmak için, başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere bölgemizdeki birçok ülke ile şer ittifakları kurmaktadır. Bu ittifakların hedefinde Türkiye ve KKTC vardır.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar''ın, Kıbrıs Türk halkının ve Anavatan Türkiye''nin desteğini alan, egemen eşitlik temelinde iki devlete dayalı çözüm modeli ve Maraş Açılımı Rum-Yunan ikilisinin 2 asırlık plan ve hayallerini yıkmıştır. Cumhurbaşkanı Tatar ve Anavatan Türkiye bundan sonraki süreçte federasyon çözüm modelinin kesinlikle görüşülmeyeceğini, KKTC''nin uluslararası statüsünün tanınmaması halinde de resmi müzakerelerin başlamayacağını dünyaya duyurmuştur. Rum tarafı ile ortak zemin bulunması mümkün değildir. 54 yıllık müzakere süreci anlaşma/uzlaşma olmayacağını net bir şekilde göstermiştir. Cumhurbaşkanı Tatar''ın geçtiğimiz günlerde 6 ayrı başlıkta, iki ayrı halkın, iki ayrı devletin iş birliğine dayalı olarak ortaya koyduğu öneriler Rum Yönetimi tarafından reddedilmiştir. Önümüzdeki süreçte yapılması gereken KKTC''nin Anavatan Türkiye dışındaki ülkeler tarafından tanınmasını sağlayacak adımları cesaretle atmak olmalıdır.
Kıbrıs''ta oynanmakta olan oyun büyüktür. Emperyalist kan emici vampirler Doğu Akdeniz''deki zengin hidrokarbon kaynaklarına gözlerini dikmiştir. Bölgemizde büyük bir kriz çıkararak bu kaynakları elde etmeye çalışmakta ve bunun için de Rum-Yunan ikilisini taşeron olarak kullanmaktadırlar. Anavatan Türkiye ve Mukavemetçi Kıbrıs Türkü 7 düvele karşı kararlı bir tutumla haklarımızın sonuna kadar korunacağını bildirmiştir. Demokrasi ve insan hakları savunucusu olduğunu iddia eden Batı, uluslararası anlaşmalarla elde ettiğimiz haklarımızı yok saymakta ve 1963''ten beri bir Rum devletine dönüştürülen sözde Kıbrıs Cumhuriyeti''ndeki haklarımızın Rumlar tarafından gasp edilmesine göz yummaktadır.
Aynı Batı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis''e alkış tutarak, destek vererek, tek egemenlik, tek vatandaşlık, tek temsiliyet, BM ve AB karar ve normları çerçevesinde iki toplumlu, iki bölgeli bir Birleşik Kıbrıs yaratarak, Kıbrıs Türkünün osmosis yoluyla, Girit''teki Türklerin başına geldiği gibi, yok olmasının önünü açacak oyunlar peşindedir.
Kıbrıs Türkleri olarak bugün bağımsız-egemen bir devlete sahip isek ve saldırgan Rum güçleri bu devlete dokunamıyorsa, bunun sağlayan öncelikle TMT, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı''dır.
Kıbrıs Türkünün varlığına ve bin bir zorlukla kurduğumuz Devletimiz KKTC''ye karşı girişilecek her türlü eyleme karşı, TMT mensubu atalarımızın bize emanet ettikleri ruhla ve imanla mücadele edeceğimiz bilinmelidir. Onların yaktığı Türklük meşalesi hiçbir zaman sönmeyecektir. Aramızdan ayrılan TMT mensuplarının, başta ebedi Liderimiz Devletimizin Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş ile varoluş mücadelemizin lideri rahmetli Dr. Küçük''ün aziz hatıraları önünde eğilir, hayatta olanlara ise minnet ve şükranlarımı sunarım."