Ermenistan ziyareti
İki komşu düşünün. Birinin adı Tokatlıyan, birinin adı Abdülmenat olsun. Tokatlıyan habire “katiller” diye bağırıyor. Yalnız kendisi bağırmakla kalmıyor; diğer komşuları da bağırtıyor: “Abdülmenat’ın dedeleri katildir; Tokatlıyan’ın dedelerini öldürüp cinayet işlemişlerdir.” Tokatlıyan bir yandan bağırıyor, bir yandan da Abdülmenat’ın kardeşinin dört odalı evinin bir odasını işgal etmiş, çıkmıyor. Bir iddiası daha var; Abdülmenat’ın evinin dörtte biri de aslında benim, diyor. Ve... Abdülmenat, Tokatlıyan’ın evine misafirliğe gidiyor. Tokatlıyan habire tokatlıyor; Abdülmenat tokalaşmak için elini uzatıyor. Bu durumda Abdülmenat’a hangi sıfatları lâyık görüyorsanız o sıfatları ağız dolusu telaffuz edebilirsiniz.
* * *
Bundan sonra yazacaklarımın yukarıda yazdıklarımla hiçbir ilgisi yoktur. Başlık bundan sonra yazacaklarıma aittir.
Eleştirenler somut gerçekliklerden bahsediyor:
1. Ermenistan Türkiye’yi soykırımla itham ediyor; başka ülkelere de bu yolda kararlar aldırtıyor; bu iddia ve tutumundan da hiç vazgeçmiyor.
2. Ermenistan, kardeş Azerbaycan’ın topraklarının dörtte birini işgal etmiştir; bu işgal hâlen sürüyor.
3. Ermenistan, Türkiye’nin bir kısım topraklarının kendisine ait olduğunu iddia ediyor; bağımsızlık bildirgesinde Doğu Anadolu’dan “Batı Ermenistan” diye bahsederek ve anayasasında Ağrı Dağı’nı “Ermenistan’ın devlet simgesi” kabul ederek bu iddiasını resmileştiriyor.
Bunlar somut gerçekliklerdir; gerçek olarak vardırlar ve sürmektedirler. Bunlar gerçektir, vardır, sürmektedir.
Ziyareti savunanlar hangi somut gerçeklikten bahsediyorlar? Ziyaret sayesinde Ermenistan iddialarından vazgeçecek diyebiliyorlar mı? Azerbaycan topraklarından çekilecek diyebiliyorlar mı? Hayır, sadece iyi niyetten, iyi niyetle ilişki kurmaktan, halklar arasındaki düşmanlığı gidermekten, inisiyatif kullanmaktan bahsediyorlar. Eleştirenler, var olan, somut gerçeklikleri dile getiriyorlar; savunanlar, şu anda var olmayan, geleceğe ait soyut beklentilerden dem vuruyorlar.
Ziyareti savunan akıldâneler, bir tane somut fayda söyleyiniz, bir tane! Haksızlık etmeyelim, galiba bir somut fayda var: ABD’yi ve AB’yi memnun ettik. Zaten Cumhurbaşkanı da ziyaretten birkaç gün önce Bush ile telefonda konuşmadı mı?
* * *
Türk devleti Ermenistan’a ambargo uygulamaktadır; şimdi Cumhurbaşkanı, kendi devletinin koyduğu ambargoyu tanımadığını ilân etmiş olmuyor mu? Ne dersiniz, sayın Başbakan, bu da mı Cumhurbaşkanı’na haksızlık? “Oldu olacak, bari soykırım anıtına çelenk koysun” dediği için Baykal’a niçin kızıyorsunuz sayın Erdoğan? O soykırım anıtını Erivan’a Ermenistan devleti dikmedi mi? Ermenistan soykırım iddiasında musır değil mi? O zaman Ermenistan’ı ziyaret ile soykırım anıtını ziyaret arasında benzerlik kurulmasını niye yadırgıyorsunuz?
* * *
Bir çift söz de MHP’ye: Abdullah Gül’ün millî davalarda nasıl davranacağını tahmin edemediniz mi? Bir yetkiliniz AKP milletvekillerinin Ermenistan’a gitmeyişine “Danışıklı dövüş” diyor. Gül’ün milletin değil, AKP’nin cumhurbaşkanı olacağını düşünemediniz mi? Eğer öngörüden bu kadar mahrum iseniz niçin siyaset yapıyorsunuz?