Erken seçim kimin işine gelir?
O görüşmelerin hepsi aldatmacaydı... Sonuç alınması asla planlanmamıştı... Önceden 'seçim tekrarı'na göre kurgulanmış takvim işletilmişti o kadar...
Erdoğan'ın 'mutlak iktidar'ını asla paylaşmak istemeyeceğini kestirmekte zorlanan CHP, kullanıldığından habersiz bir şekilde uzunca süre görüşmeleri sürdürdü... Oysa prosedür işletiliyordu ve CHP de buna alet edilmişti... İş bittiğinde "AKP zaten bize koalisyon teklifiyle gelmedi ki" şeklinde ortaya çıkan açıklama zaten her şeyi özetliyordu...
MHP ise daha kestirmeden gitti ve kararlı davranarak en azından kendisini CHP kadar kullandırtmadı... Dört şartını masaya koydu ve görüşmeleri tek oturumda bitirdi...
Sebepleri haklı veya haksız olsun, muhalefet Tayyip Erdoğan'ın 'yeniden seçim' planını bozacak bir strateji geliştiremedi ve ülke yeniden seçim kulvarına sokuldu... Yine 'tek belirleyici' Erdoğan oldu ve yine seçim öncesinden beri düşünülmüş plan tıkır tıkır işliyor...
İktidarı paylaşmak ve günahları ortaya çıkaracak şimdiki Meclis aritmetiğine katlanmaktansa, yeniden seçime gitmek kendileri açısından son derece akıllıca... Çünkü en olumsuz durumda bile kaybedecekleri fazlaca bir şey yok... Ama iki-üç puan daha fazla almaları durumunda devlet yeniden dört yıllığına daha ellerinde...
7 Haziran seçimlerinin ardından "Erken seçimde ne değişir?" başlıklı yazımızda AKP'nin kendince doğruyu yaptığını vurgulamıştık ve devam etmiştik: "Var sayalım ki erken seçimde oyları artmadı, hatta tam tersi oldu, üç puan daha düştü... Parti açısından ne değişir ki? Yine birinci parti ve yine aynı koalisyon seçenekleri masada olacak? Dolayısıyla kaybedecekleri çok fazla bir şey yok ve 'erken seçim' seçeneği onlar açısından denenebilir bir yol... Yani bugünkü tabloya göre hemen hemen hiçbir riski bulunmuyor... Masaya ha 258 milletvekiliyle oturmuşlar, ha 230'la... Oysa oranlarını iki-üç puan yükseltirseler yeniden tek başına iktidardalar..."
Bu bir kumarsa, içinde -bugünkü duruma göre- kaybetmenin pek olmadığı, kazanma durumunda ise masadakilerin tamamına yeniden sahip olunacak bir kumar!.. Buna 'risk' denebilir mi? Başkanlık ateşiyle yanıp tutuşan, o olmasa bile mutlak hâkimiyet sağlanmış Meclis avantajıyla 'fiilen başkanlık' düzeni sürdürmek isteyen siz olsaydınız ne yapardınız?
Bir seçim düşünün, sadece AKP'nin pozisyonunda radikal değişikliğe yol açabilecek!.. Ya şimdiki gibi kalacak ya da tek başına iktidar olacak!.. Denemeye değmez mi? Çünkü diğer partiler en fazla bir miktar oy kaybederler veya kazanırlar, pozisyonları ise asla değişmez... Sormuştuk: "AKP, denemekten bir zarar görmeyeceği ama yeniden tek başına iktidar çıkarma ihtimali olan tercihe neden yönelmesin?"
Koalisyon görüşmeleri tamamen erken seçime yönelik propaganda hazırlığı oldu... AKP, memleketin selameti için bütün koalisyon ihtimallerini deneyen 'iyi niyetli parti' rolünü oynadı... Muhalefet ise 'sürekli olumsuzluk üreten' alana hapsedildi... Ellerindeki üstün propaganda gücü yoğun bir şekilde bu havayı yaygınlaştırıyor...
Şimdi o propaganda gücü, ülkedeki sıkıntıları 'tek başına iktidar' çıkmamasına bağlamakla meşgul... Zaten seçim öncesinde kullanılan ana malzeme 'koalisyon ihtimali, kaos, gerginlik, belirsizlik ve doğuracağı ekonomik problemler'di... İçinde bulunduğumuz zaman kesitini 'halkın burnunun sürtülmesi' süreci olarak görüyorlar ve seçimi bir kısım seçmen için 'hatadan dönme' fırsatına çevirmek istiyorlar... Bunalım arttıkça 'pişman kitleler'in yeniden AKP'ye dönebileceğini ve bunun da iktidarı yeniden ele geçirmeye yeteceğini planlıyorlar...
Muhalefetin, 13 yıldır ülkeyi yöneten Erdoğan'ın bu planlarını öngörebilmesi ve ona göre hamleler geliştirmesi gerekiyordu... Şimdi artık muhalefete düşen, ülkede hükûmet istemeyen tarafın Erdoğan olduğunu ispatlamak ve bunu halka benimsetebilmek... Erken seçimin muhalefetin tavrından ziyade, Erdoğan'ın 'mutlak iktidarı'nı paylaşmak istemeyen 'başkanlık hırsı'ndan kaynaklandığına ikna edebilmek...