Erdoğan’ın itirafları

Tayyip Erdoğan, camlara bakmadan irticalen konuştuğu zaman dakikada üç hata yapıyor. Daha doğrusu yaptığı hataları ağzından kaçırıyor. Bu hatalar, Türkiye’nin kaderi ile ilgili olmasaydı, bizi ilgilendirmezdi.
Erdoğan, Kırgızistan ziyareti sonunda gazetecilerin sorularını cevaplandırıyor. Gazeteci soruyor:
“Mısır’daki gelişmeler için Büyük Orta Doğu Projesi’nin tepeden aşağıya değil de aşağıdan yukarıya gerçekleşmesidir diyebilir miyiz?”
Erdoğan cevap veriyor:
“BOP, Türkiye’deki kadar hiçbir yerde yanlış anlaşılmadı. Kılıçdaroğlu bana ‘Obama’nın eş başkanı’ diyor! Projede ilk aşamada üç ülke; Türkiye, İtalya ve Yemen eş başkandı. Ama proje doğmadan öldü. Bize düşen bu projede kadın hakları ve demokratikleşme idi. Proje ilerleseydi, kazanımlar sağlasaydık fena mı olurdu. Cumhuriyet tarihinde hep suçu batıya attılar. ‘Siyonistler şöyle yaptı, böyle yaptı...’ Sen ne yaptın? Gardını alsana. Sen adam değil misin? Senin gardın düşmüş. O geldi vurdu, bu geldi vurdu...”

***


Allah Allah, bu sözlerin neresini düzeltelim!..
Erdoğan, 30 defa “BOP eş başkanıyım” dedikten sonra bunu inkâr etmemiş miydi? Seçimlerde, “Medeniyetler İttifakı’nın eş başkanıyım, bununla karıştırıyorlar” diye savunma yapan kendisi değil miydi? AKP’nin bütün sözcüleri, Tayyip Erdoğan’ın BOP eş başkanlığı görevi için “iftiradır” dememiş miydi? Temel’in dediği gibi “Şimdi ne oldi?
Bunu geçelim! Erdoğan, bir itirafta bulunurken başka gerçekleri de gizliyor; BOP’un doğmadan öldüğünü söylüyor! Oysa Tunus’ta, Mısır’da, Yemen’de, Ürdün’de ortaya çıkan olaylar, Büyük Orta Doğu Projesi’nin ürünüdür. Projenin ana teması Orta Doğu’nun demokratikleştirilmesi idi. Erdoğan’ın danışmanı Ömer Çelik, Irak savaşından sonra, 2004 yılı Şubat ayı başında yazdığı köşe yazısında, “Küresel düzenin değişim talebi tepeden inmeci olmak yerine, her bölgedeki yerli dinamikleri kendi tabiî akışı içinde destekleyen, toplumların özgürlük ve refah arayışlarını teşvik eden bir yönelim içinde gelişirse, küresel düzenin değişim talebi ile yerli dinamiklerin değişim arayışı arasında sinerji oluşur” diye ABD’ye akıl veriyordu.
İşte ABD, halkın değişim taleplerini arkasına alarak Mısır yönetimine dayatmalarda bulunuyor. Büyük Orta Doğu Projesi eş başkanı olarak Tayyip Erdoğan, aslî başkan Obama ile görüştükten sonra, Mübarek’e “çekil” diyor! Yani görevi devam ediyor! Mısır Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hüsam Zeki ise “ABD, İngiltere, Fransa ve Türkiye, Mısır’a burunlarını sokmasın” diye cevap veriyor.
Mübarek taraftarları, Kahire’de TRT, Zaman, Star gazetesi muhabirlerini tartaklıyor!

***

Tunus ve Mısır’da neler olup bittiğini ” Yugoslavya Modeli “ kitabının yazarı Teoman Alili yazıyor:
“Hangi devrim dalgası? Mısır’da devrim mi oluyor, yoksa ’Kendimize AKP’yi örnek alıyoruz’ diyen Müslüman Kardeşler mi iktidar oluyor? Sırbistan, Ukrayna ve Gürcistan’da faaliyet gösteren Soros Çocukları. Otpor’un amblemlerini taşıyan 6 Nisan örgütü mü halk devrimi yapıyor. Ne yani AKP bir halk devrimi miydi, Yugoslavya’nın parçalanması bir halk devrimi miydi, Ukrayna’nın NATO’ya bağlanması projesi, Gürcistan’ın parçalanması bir halk devrimi mi, Mısır’da Nobel ödüllü adamı Devlet Başkanı yapmak halk devrimi mi?

***


Erdoğan bir taraftan da kendi siyasî geçmişini cumhuriyet tarihine malediyor. “Siyonistler şöyle yaptı, böyle yaptı” diyen Erbakan Hoca ve talebeleri idi.
Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve Bülent Arınç, bu görüşün en hızlı savunucuları idi.
Erdoğan, şimdi özeleştiri mi yapıyor?

Yazarın Diğer Yazıları