DTP’nin desteklediği 19 bağımsız milletvekili TBMM’ye toplu halde gelerek kayıt yaptırdı. DTP’li bağımsızlardan aralarında eski genel başkan Ahmet Türk’ün de bulunduğu bazıları, milletvekili bilgi formunu doldururken “bildiğiniz yabancı diller” bölümüne “Türkçe” yazdı. 16 yıl önce ise 1991 seçimleriyle TBMM’ye giren dönemin DEP milletvekilleri, “bildiğiniz yabancı diller” bölümüne “Kürtçe” yazmıştı. Diğer taraftan Ahmet Türk, “PKK terör örgütüdür diyemem” dedi!
***
Bir ülkenin vatandaşları, resmi dili, “yabancı dil” olarak kabul ediyorsa, kendilerini o ülkenin yabancısı sayıyor demektir. O vatandaşlar, aynı ülkede milletvekili olarak parlamentoya girerken bile resmi dili yabancı dil saydıklarını beyan etmişse, milletvekillikleri nasıl geçerli olacak? Resmi dilin Türkçe olduğu Anayasa’nın değiştirilemez hükümleri arasındadır. Bu durumda söz konusu kişiler, daha ilk adımda Anayasa’nın bu hükmünü tanımadıklarını ortaya koymuştur. Bir ülkenin parlamentosuna, “Sizin anayasanızı tanımıyorum” diyerek girmek, o milletvekilliklerini geçersiz duruma düşürmez mi?
Tabii, milletvekilliklerini düşürmeye yetkili kurum TBMM’dir ama ortada açık bir Anayasa ihlâli var!
***
Bir de AKP’nin seçim sloganını hatırlayalım: “Tek bayrak, tek millet, tek vatan ve tek devlet!”
Dikkat ederseniz, Anayasa Mahkemesi’nin kararında olduğu gibi “tek dil” denilmiyordu. Tek dilden kasıt, resmi dildir.
“Küresel milliyetçilik” başlıklı bir makale gönderen Faruk Türk, “Recep Tayyip Erdoğan, meydanlarda, ’tek bayrak, tek millet, tek vatan ve tek devlet’ diye haykırırken, Atatürk ilkelerini mi esas almıştır, yoksa küresel milliyetçilik gereği, dünyanın tek bayrak, tek millet, tek vatan ve tek devlet olmasından mı bahsetmiştir?” diye soruyor. Benzer bir değerlendirmeyi bir başka okurumuz Ünver Oral da telefonla bildirmişti.
Zafer Üskül’ün, “Atatürk milliyetçiliğini Anayasa’dan kaldıralım” önerisinden sonra, DTP’lilerin Türkçe’yi TBMM nezdinde yabancı dil sayma girişimi, El Cezire’nin AKP’yi “Yeni Osmanlılar” diye takdim etmesi ile birlikte değerlendirilirse, asıl düşüncenin Türkiye’yi Türkiye olmaktan çıkarmak olduğu anlaşılır. Bilindiği gibi Tayyip Erdoğan, son ABD gezilerinden birinde, Osmanlı hanedanının bugünkü lideri ile bir görüşme de yapmıştı!
***
DTP’lilerin davranışı, kendilerini ve temsil ettikleri insanları bu ülkenin halkına yabancılaştırır! Bu insanların ana dilleri Kürtçe veya Kırmançi dili olabilir. Bu topraklarda Kürtçe veya Kırmançi dili de yabancı dil değildir ama bu dili konuşan insanları temsil iddiası ile TBMM’ye giren insanların, resmi dili yabancı dil sayması, hiçbir çözüm getirmeyeceği gibi yarayı derinleştirir. PKK’yı terör örgütü saymayan, hatta “PKK’nın siyasi uzantısı” nitelendirmesini memnuniyetle karşılayan bu kişilerin asıl hedefinin ülkeyi bölmek olduğu tescil edilmiş olur!
Kendilerini yabancılaştıranlar, bu sürecin sonunda milletin çoğunluğu tarafından yabancı muamelesi görürse, itiraz etmeye hakları kalır mı?
